Türkiye, Karadeniz ile
Akdeniz arasında yer alan üç tarafı denizlerle kaplı bir ülkedir. Asya ve
Avrupa arasında köprü oluşturan ve dikdörtgenin biçiminde yaklaşık olarak 36-42
derece kuzey enlemleri ile sınırlanmış ve boylamları 26-44 derece doğudur. 778.000
bin kilometrekare bir alanı kapsar. Türkiye’nin kara sınırları 2. 573 toplam
kilometre ve sahil şeridi (adalar dâhil) 8.333 kilometredir. Ülke etkili bir
jeopolitik statüye sahiptir. Çünkü konumu itibariyle Asya ve Avrupa arasında
doğal bir köprü görevi görmektedir. Türkiye’nin yazılı uzun tarihi depremlerle
doludur. En eski yazılı deprem kayıtları M.Ö. 411 yılına kadar uzanmaktadır. MS
342’den beri 10.000’den fazla deprem meydana gelmiştir.(1)
Dolayısıyla Türkiye dünyanın
sismik olarak en aktif bölgelerinden birinde yer aldığından Türkiye için en
önemli afet tehlikesi depremdir (Harita 1: Haritada kırmızı renk en tehlikeli
bölgeleri, beyaz renk ise en az tehlikeli bölgeleri göstermektedir) . Bölge,
tektonik levhalar (Avrasya-Afrika-Arap Levhaları) ve aktif fay hatları (Kuzey
ve Doğu Anadolu Fay Hatları) ile karakterize edilir (Harita 2).(2)
Harita 1: Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı (eski adıyla Bayındırlık ve İskân Bakanlığı) tarafından hazırlanan
Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasında gösterildiği gibi, Türkiye’deki il ve
ilçelerin çoğu aktif sismik bölgeler üzerinde yer almaktadır. (2)
Harita 2: Türkiye Aktif Fay
Hatları Haritası. 2012 yılında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü tarafından
hazırlanmıştır. www.mta.gov.tr [2012 yılında erişilmiştir].(2)
Türkiye’nin mevcut deprem
tehlike haritasında (Harita 1), ülke topraklarının neredeyse %96’sı, birinci
ila beşinci derece deprem bölgeleri arasında değişen farklı risk seviyelerine
sahip sismik olarak aktif bölgelerde yer almaktadır (I= en yüksek risk –
kırmızı bölge ve V= en düşük risk – beyaz bölge). Harita 1’de gösterildiği
gibi, 17 il (Adana, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Diyarbakır, Gaziantep,
Hatay, İçel, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli) dâhil olmak üzere ülke
nüfusunun yaklaşık %98’i deprem tehlikesi olan bölgelerde yaşamaktadır. ,
Konya, Manisa, Samsun, Şanlıurfa) her biri 1 milyonu aşan nüfusa sahiptir (2)
Bursa’nın Deprem Tarihi ve Bugünü
Bursa deprem geçmişi olan bir
ildir. Bizans döneminde 6 Kasım 1143-12 Mayıs 1327 tarihindeki depremler Bursa
ve yöresinde önemli yıkımlara neden olmuştur. Osmanlı Döneminde 1418, 1463,
1555, 1674, 1705 yıllarında deprem olmuş ancak tüm kenti ve çevresini etkileyen
boyutta olmamıştır. Bursa 1855 yılında yaşadığı deprem büyük bir felakettir. (3)
“28 Aralık 1855 Tarihî Bursa
deprem felaketi, sabah 09.10’da meydana geldi. Ana şokun merkez üssü
bilinmiyordu. 28 Aralık 1855 depremi küçük toprak titremesi ve gürültü ile
başladı. Birincil şok yaklaşık 50 saniye boyunca hissedildi. Ancak gece
yarısına kadar beş artçı şok bildirildi. 28 Aralık 1855 depreminden sonra Bursa
halkı evlerini terk ederek Bursa’nın dağlık ve bahçelerine yerleşti. Korku ve
heyecan günleri kırk dört gün sürdü. Artçı sarsıntılar yavaş yavaş azaldığında,
tüm pazarlar tekrar açıldı, ölen insanların bazıları harabelerin altında
bulundu ve daha sonra gömüldü. Bursa şehrinde hayat normale döndü. 11 Nisan
1856 Perşembe gecesi 01.10’daki ilk depremden kırk dört gün sonra, bir önceki
depremden 5-10 kat daha güçlü başka bir deprem meydana geldi. Bu deprem çoğu
insanın uyuduğu gece meydana geldi. Bursa halkı havada ağır kükürt
konsantrasyonu koklayarak uyandı (muhtemelen çatlaklardan yayılıyor ve ilk
deprem sırasında aynı şey oldu) ama sonra ne olacağını bilmeden Bursa şehri bir
gemi gibi şiddetle sarsıldı. Bu sefer şehir yere batıyordu. Ana şoktan sonraki
15 saat içinde 150 artçı şok bildirildi. İnsanlar birbirlerini kaybederek
ağlıyorlar ve bağırıyorlardı. Aniden gökyüzüne kırmızı alevlerin yükseldiğini fark
ettiler. Bursa şehri ateşlerle yanıyordu. Bursa şehrinin bazı kısımları
yanarken diğer kısmı deprem sonucu tahrip oldu. O gece Kayagın Çarşısı’ndan
Tatarlar’a kadar 1500 dükkân yandı. Topçu ateşinin yarattığı gürültüye benzer Haritade
yeraltından gelen gürültüyü duydular. Bu gürültü iki hafta sürdü. Bu süre
zarfında çok sayıda artçı sarsıntı yaşandı”. (4)
1905, 1939, 1949, 1964
yıllarında Bursa’yı ve çevresini etkileyen şiddetli depremler olmuştur. 1949
yılında M=5.2, 1999 Marmara depreminde de Bursa etkilenmiştir. Marmara depremin
Bursa’dan can kaybı olmamıştır. Bursa için gösterilen can kayıpları Yalova’dan
Bursa’ya sevk edilen afetzedeler olmuştur. 2013 Yılında hasar bırakan bir
deprem olmamıştır. (3)
“Bursa, sosyo-ekonomik
canlılığıyla bir ticaret ve sanayi merkezi olmasının yanı sıra zengin tarihi ve
kültürel birikimiyle de çok önemli bir kültür ve turizm merkezi konumundadır.
Tarihi boyunca birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapan şehir bugün adeta yaşayan
tarihi ve doğasıyla yerli ve yabancı turistleri cezbeden bir açık hava müzesi
görünümündedir.”Bursa’da ilk akla gelen Ulu Cami, yeşil türbesi, konak ve
hanlarıyla günümüzde kültürel bir değere sahiptir. Afet planları yapılırken
kültürel yapılar da afetlere hazır hale getirilmelidir. Özellikle müzelerde
bulunan değerleri ile paha biçilemeyen heykel ve tablolar özellikle yangın ve
depremlerde zarar görmemeleri gerekmektedir. Yapılacak olan afet yönetiminde
değerli tarihi değerler dikkate alınmalıdır”.(3)
Bursa ili I. Deprem kuşağında
yer almaktadır. Depreme neden olabilecek en önemli fay Bursa fayıdır. Deprem
Araştırma Merkezi tarafından 1996 yılında hazırlanan Türkiye Deprem Haritası’na
göre, Bursa çevresinde aktif fayların bulunmaktadır. Bursa 1. Derece deprem
kuşağı içinde yer almaktadır. Harita 3’de Bursa ili deprem haritasında, ilin 1.
derece deprem bölgesi olduğu gösterilmektedir. (3)
Harita 3: Bursa İli Deprem Haritası (3)
Bursa ili deprem haritasının
büyük bir çoğunluğu 1. Derece deprem bölgesidir. Özellikle Eskişehir ilinden
gelen İnegöl, Osmangazi ve nilüfer ilçelerini kapsayan diri faylar
bulunmaktadır. Bursa il merkezi 1. derecede tehlikeli deprem bölgesindedir.
Bursa’yı etkileyecek diğer faylar ise Marmara denizindeki fay,
Geyve-İznik-gemlik fayı, Yenişehir-Bursa-Manyas fayıdır. Bursa’yı etkileyecek
diğer fay hatları Harita 4’de gösterilmiştir.
Harita 4: Bursa Çevresini Etkileyen Fay
Hatları (3)
Sakarya-İzmit Marmara
denizine uzanan fay Anadolu fay hattı yaşanacak olan bir kırılmada İstanbul ili
için ciddi riskler taşımaktadır. Bu fayda yaşanacak olan kırılma sonuncunda
İstanbul birinci derece etkiyecek ve Bursa ili destek konumunda olacaktır.
Sakarya ilinden Gemlik körfezine ulaşan ve Eskişehir ilinden bursa merkezden
geçen faylarda yaşanacak olan bir kırılma anında bursa ili için ciddi risk
oluşturmaktadır. (3)
Araştırmalar göstermektedir ki bugün endüstri yatırımlarının tarihi
Büyük Bursa Deprem bölgesi alanına yapıldığını göstermektedir. Türkiye’de Büyük Sanayi Merkezlerinin (%24.7)
(%48.8) (%12.0)sırasıyla kapsadığı alan I.(% 14.8), II.(% 28.4) ve III.
(%28.8)derece deprem riskli bölgelere kurulduğundan bahsedilmektedir.
Japonyada tusunami nükleer santrali etkilemiş ve nükleer tehdit oluşmuştur. Her
ülke gibi Türkiye’de sanayi tesislerini riskli afet bölgelerine inşa etmemesi
gerekmektedir. (1) (3) (4) (5).
Son olarak Güneydoğu’da on
ilimizde ve çevresinde 6. Şubat. 2023 günü saat 04.17’de yaşadığımız büyük
felaketi unutmak mümkün değildir. Yerleşimlerinin ¾ ünün şehirler olduğunu
bildiğimiz Türkiye’nin deprem bölgelerinde yeni baştan bir şehir planlamasına
ihtiyacı bulunmaktadır. Bu husus da Bursa, İstanbul, İzmit gibi birçok sanayi
kentimizin öncülük yapması gerekmektedir. Diğer taraftan başlangıçta Türkiye
ortaklığında başlayan daha sonra Rusya’nın %100 kendisinin sahiplendiği Türk
ortaklarını dışladığı Ak kuyu-Mersin Nükleer Santral sözleşmeleri ve teknik
şartnameleri yeni baştan gözden geçirilmelidir. Türkiye Çernobil faciasının
etkilerini henüz unutmamıştır.
Kaynaklar
1-Baris, M.E .(2009). Effectiveness Of Turkish Disaster Management
System And Recommendations.
(Online).Biotechnol. & Biotechnol. Eq. 23/2009/3, ISSN: 1310-2818
(Print) 1314-3530 (Online) Journal homepage: https://www.tandfonline.com/loi/tbeq20
2-Özden, A. T. (2013). Architecture And Disaster: A Holistic And
Risk-Based Building Inspection Professional Training Model For Practicing
Architects In Turkey,( Mimarlık Ve Afet: Türkiye‟De Profesyonel Mimarlar İçin
Bütüncül Ve Risk Anlayışına Dayalı Bir Yapı Denetimi Mesleki Eğitim Modeli) A
Thesıs Submıtted To The Graduate School Of Natural And Applied Sciences Of Middle East Technical University , In Partial
Fulfillment Of The Equirements For The
Degree Of Doctor Of Philosophy In Architecture,February.
3-
Törenci, H. E. (2015) Afet
Yönetimi Ve Bursa’da Sağlık Sektöründe Afet Yönetimi, T.C. Beykent
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Yönetimi Anabilim Dalı Hastane
ve Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim Dalı (Yüksek Lisans Tezi) Tezi Hazırlayan:
İstanbul.
4-Coburn A.W. & Kuran U (Editörler) (1985). Bursa
Vilayetinin Deprem Zararlarının Azaltılması ve Olağanüstü Hal Planlanası, Sismik Risk İçin Bir Ön Değerlendirme, Afetlerin Bölgesel
Planlamasıyla İlgili Proje, Deprem Araştirma Dairesl Başkanliği Bayindirlik ve
İskan Bakanliği ile The Martin Centre For Architecture And Urban Studies
Unversity Of Cambridge United Kingdom.
5-Özden,
G. (2021) Afet Yönetiminde Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik Ve Nükleer
Tehditler: Kütahya Umke Örneği, Danışman: Doç. Dr. Murat Yaman (Yüksek Lisans
Tezi), Kütahya- T.C. Kütahya Dumlupınar
Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Kamu Yönetimi Anabilim Dalı.