24.1 C
Kocaeli
Cuma, Ekim 3, 2025
Ana SayfaKültür - SanatTürk Şiiri Lefkoşa’da kök saldı; Rumeli, Zeynel Beksaç İşte!

Türk Şiiri Lefkoşa’da kök saldı; Rumeli, Zeynel Beksaç İşte!

Yazın en hararetli günlerinde Türk Dünyası Şairleri Türk Dünyasıyla elele, gönül gönüle Lefkoşa Şiir Akşamları’nda buluştu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a yepyeni başkanlık yerleşkesinde konuk oldular. Misafir şairlerimizin bir kısmını şahsen, diğerlerini ismen tanıyor veya eserlerden takip ediyordum. Ayrıca Dede Korkut adına İran’dan Solmaz Jafari’nin minyatür, Oktay Öksüzoğlu’nun de resim sergisi bu vesileyle açıldı. Emekleri geçen herkese ve her kuruluşa teşekkür ederim. Bir bayram yaşadık bu vesileyle, hasret giderdik, bilgilerimizi tazeledik.

Ah Zaman İşte, 25. Saatten Almak Gerek

Azerbaycan’dan Aysel Hunlarkızı ve Hurgman Moradova,  Başkurtistan’dan Tenzila Devletberdina, İran’dan Solmaz Jafari, Irak Kerkük’ten Mehmet Ömer Kazancı, Kazakistan’dan  Assel Ospan, Kırgızistan’dan Kojogeldi Kültekin, Kosova’dan Zeynel Baksaç Makedonya’dan Leyla Şerif Emin, Özbekistan’dan Hurşit Davranov ve Nurali Kabul, Tataristan’dan Şemsiye Cihangirova ve Türkiye’den onlarca şairimiz katıldı. Sanatçı Bünyamin Aksungur ise Doğu Türkistan kıyafetiyle başında cemen doppa, sırtında konvay gömlek, belinde atlas pota ile sahne aldı, konser verdi, Uygurlardan başlayıp, Balkan Türklerine kadar melodileri sıraladı. Alkış aldı. Ben ve ailem sosyal medyada etkinliği görünce bir aydın sorumluluğu içinde kendi kendimizi konuk ettik programa, misafirlerimizle birbirimizi sardık sarmaladık, ülkelerindeki dostlarımızı sorduk, bilgilendik.

Program açılışı Final üniversitesinde gerçekleşti, ikinci gün tarihi ve turistik yerelere gezi düzenlendi ve son gün Türk Dünyası Şairleri şiirlerini okudu, plaketler aldı, hediyeler verdiler. Çok şık bir program oldu Türk Dünyası Lefkoşa Şiir Akşamları.

Keşke zamanlama okulların açık olduğu bir zaman dilimine rast gelse, Rum ve Yunan ittifakının aşırı rahatsız olduğu Türk Dünyası Şairlerinin yayınlayacağı ortak bir deklarasyona yer verilse (Lefkoşa’da katıldığım üç uluslararası sempozyum, çalıştay ve etkinlikte bunun etkisini yaşadım, Rum basını hop oturup hop kalktı. Çünkü deklarasyonda onca yabancı devlet kuruluşu temsilcisinin Kıbrıs Türklerine verilen destek, katkı için imzası vardı) ayrıca gezi programında Atlılar, Muratova, Sandallar, Küçük Kaymaklı ve Haspolat’taki Yunan, Rum ve EOKA Tedhiş Örgütünün terör örgütlerinin Kıbrıslı Türkleri kurşuna dizdiği, toplu mezarlara gömdüğü mekanlarla, Dereboyu’ndaki vahşet müzesi başta bütün müzeler programa alınabilseydi. Zaman yeterli olabilse ve özellikle Kıbrıs Türkü Edebiyat ve Kültür Tarihçisi Şair Mücahit Harid Fedai(1930-2017) de tanıtılabilseydi. İnşallah bir başka sefere neden olmasın?

Şar Dağı, Sinan Paşa ve Ak Dere Lefkoşa’ya mı Geldi Ne?

Prizren’den kıymetli dostumuz Zeynel Bektaç ile Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde sürpriz bir karşılaşmada adeta birbirimizin kemiklerini yerinden oynatırcasına sıcak ve samimi bir kucaklaşma gerçekleştirdik. Prizren’i konuştuk. Çünkü orada İstiklal Marşı Yazarımız Mehmet Akif Ersoy’u tanıtan iki milletlererası toplantı yapmış, Allah kendisine ve eşi Prof.Dr. Tacide Hafız’a sağlık ve hayırlı uzun ömürler versin Prof.Dr. Nimetullah Hafız’ın kurucu başkan olduğu ve kısa adı BALTAM olan Balkan Türkoloji Araştırmaları Derneğ’nin Türkçemiz ile alakalı uluslararası Türkoloji Sempozyumunda bir tebliğ sunmuş, Eşim Ressam ve Minyatür Hocası Serhan Çiftçigüzeli Hamam Sanat Galerisi’nde Türk Süsleme Sanatları Sergisi açmıştı. Prizren gözümde tüttü, sanki Şar Dağı’na çıktım, Sinan Paşa Camii’nde duaya durdum, Ak Dere üzerindeki kahvelerde çay içtim, sanal olarak sokaklarını dolaştım, çeşmelerinden sular içtim, ovalarında nefeslendim ve içimde yeniden yeşerdi dört mevsimi yaşadığım bu kadim Türk kenti.

Türkçe, Türkçem Dergisi ve Kosova

Çok yönlü bir sanatçı Kosova Prizrenli Türk Sanatçı Zeynel Beksaç “Rumeli, O Benim İşte/Toplu Şiirleri (1971-2017) endeksiz kitabını bana imzalayarak kaldıkları Lefkoşa Concorde Oteli lobisine bırakmıştı. Hemen ikinci gün gidip aldım. Doya doya Prizren, Balkanlar, Türk Dünyası, insan, edebiyat, ufuk ve yarınımıza muştular aldım. Sanatçımızla Türkiye Yazarlar Birliği kurucusu olarak hem takip ettim, hem bütün etkinliklerimize konuk oldu. Tabloları şiirleriyle örtüşen Ressam ve besteci yanı, pek bilinmez ama var. Fahri Doktora ve Uluslararası Türk Dünyası Hizmet Ödülü Sahibi. Rumeli Türk Kimliğini bir sanatçı olarak yaşatıyor. Türkçem Dergisi’nin 1999’dan bu yana Kosova’da yayınlamakta, Türk çocuklarına hizmeti öne çıkarmaktadır.

Vurmasam Namerdim (Ben Şairim), Çetrefil Sevda, Düşünce Usa Durmadı Daha, Kitaplarına Girmeyen Şiirler ve hakkındaki değerlendirmeleri 660 sahifelik bu kitabında bir araya getirmiş. Pürüzsüz bir Türkçeye sahip, kendini yenileyen bir sanatçı, vurmuyor ama şiddetli dokunuyor, örgüsü güçlü, insana endekslemiş aydınlık içeren dizelerini, müzik, kelime ve resim ahengini iyi yakalamış, örtüştürmüş, vurguları dikkat çekici, belli ki bir sevdası var hem de kara sevdası, insan ve doğa ikilemi kendini hemen belli ediyor, sırtındaki ağır yükün farkında ki kelimeleri ona göre kuşanıyor, dere kenarındaki sesi kulelerden yankılanıyor, hep uyanık satırlar, duygu ve düşünce yüklü dağarcığı, maziyi, anı ve yarını birlikte kucaklamasını biliyor, Balkanlarda  dalga dalga bir bayrak dalgalandırıyor, sancak gösteriyor, alem fark ettiriyor, özel ve özgün bir ses ve nefesi var, kültür emekçisi olmanın gururunu yaşıyor ve yaşatıyor, gökyüzü ve yeryüzündeki salıncaklardan bakabiliyor sallanmadan, saldırmadan; iyilik ve güzellik önde, Türk, Türkiye bam teli, kelime dokuması ve dize sıralaması bir halının  ilmik ilmik düğümleri gibi, birbirine kenetlenmiş sımsıkı bağlanmış.

Peki bu kadar mı?

Hayır değil!

Balkan Türk Şiirinin Yüz Akı

Civanmert bir şiir ustası, her gece rüya gören ve yarını kucaklayan bir sanatçı, soyut ve somut hangisini istersen bulabilirsin sanatçıda, ancak düşünmek gerekiyor dizeler içinde, satırlar arasında kaybolabilirsin, bir kelime seni içine hapsedebilir, orada tefekkür edebilirsin, çocuk sanatın ve sanatçının bir yanı, bir parçası, emek ustası, çağdaş bir öncü sanatçı, sevdası hepimizi içine alıyor, kara sevda bulaşmış; Doğu Türkistan’dan başlıyor, Kafkasya ve Kırım’dan geçip Prizren’e gelebiliyor, hepimiz için, dokuduğu şiirlerinde harf harf desenli kilim de bulabilirsiniz, halıyı da, nöbette bile evrenselliği iyi yakalamış ve dokumuş; kimlik olmazsa olmaz haline getirmiş, bireysel değil toplumcu, durağan değil hep yürüyen, özetin özeti tamı tamına çağdaş bir Osmanlı Cihan Devleti aydını. İspatına hacet yok, dizeleri öyle çünkü;

“Ötelerden bir ses olduk biz hep/ Oyuncağı elinden alınmış çocuklar misali/ Hüzün terk etmedi yüreğimizi bu yüzden/ Bu yüzden alınganlığımız/ Dalgınlığımız bu yüzden/ Rumeli, o benim işte!”

Bu eser dünyanın bütün Türkoloji bölümlerinde okutulmalı. Özellikle de üniversitelerimizde. Yüreğine, birikimine, donanımına ve ufkuna sağlık Zeynel Beksaç.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Seçtiklerimiz

spot_img