Türk Milliyetçiliği

61

Milliyetçilik bizim için bir vasıta değil, bir gayedir. Millet, milliyet, vatan, mukaddesat gibi kimsenin itiraz edemeyeceği ulvi kelimelerin arkasına sığınıp oradan şahsi menfaatlerini korumaya ve yüceltmeye çalışanlar bir memleket kadar genişleyen ihtiraslarını vatanseverlik şeklinde gösterip, milliyetçiliği, bu ulvi gayeyi büyük servetlere, yüksek makamlara erişmek için vasıta olarak kullananlar vardır. Biz temiz niyetli, vatansever, memleketi ve milleti düşünen Türk Milliyetçileri böyle bir milliyetçilikten nefret ediyoruz.

Bizim milliyetçiliğimiz, hususi, lüks otomobiller, bol harcırah, yüksek makam milliyetçiliği değildir. Hakka tapan, halkı tutan bir milliyetçiliktir. Üzerinden büyük menfaatlerin, ağır silindiri geçmiş dümdüz olmuş şahsiyetler, zamanın kıymet ve kuvvetlerini alkışlayanlar her ne pahasına olursa olsun bir gün daha yaşamayı kendilerine değişmez düstur edinenler bizden değildir.

Milli bayram günlerinde meydanlarda sözlerine “çünkü biz …ile başlayıp, son nefeslerini ….etrafında sımsıkıyız” la verenler. Gösteriş ve merasim milliyetçileri bizden değildir. Biz bu vatanı ve bu milleti hangi zihniyetin, hangi imanın kurtardığını biliyoruz.

Aziz vatanın uçsuz bucaksız toprakları Engin denizleriyle, aşkla heyecanla kucaklıyoruz. Altında yüz binlerce şehidin yattığı bu toprakları, üzerinde yaşayanların karınlarını doyurdukları, semirip, yağlandıkları alelade bir toprağa bir çiftliğe benzettirmeyiz. Milletimize, vatanımıza asırlar ve nesiller arkasından gelen bir ruhla bağlıyız.

Alnımız hiçbir fesat ocağından kararmamış elimiz hiçbir harama uzanmamıştır. Üzerimize menfaat balçığından bir zerre çamur sıçramamıştır. Nereden, ne zaman, nasıl gelirse gelsin her türlü kötülükle mücadele edeceğiz.

Allah’tan başka kimseden korkmuyoruz. Bizler Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman’ız.

Bütün gayemiz bu topraklar için, toprağa düşenlerin çocuklarını bu topraklar üzerinde mesut ve bahtiyar görmektir. Soyuna, köküne, vatanına bağlı Türk Milliyetçileri iç delalet ve ihanetlere olduğu kadar dış tehlikelere karşıda manevi seferberliğe hazırdır.

Herkes şunu iyi bilsin ki dostlarımız kadar, düşmanlarımızın peşindeyiz. Biz bir zamanlar üç kıtaya ve yedi denize hükmeden bir ırkın çocuklarıyız. Anadolu da hak iddiasına kalkışan sapıklar eğilsinler tarihe bir daha baksınlar biz Malazgirt’ten buyana bu topraklar için kaç nesli birden harcamışız? Biz yalnız memleketler değil kıtalar, iklimler terk ettik. Çok geriledik, çok çekildik artık çekilmek yok elimizde kalan bu topraklar son parçamız, son damlamızdır.

Son nefer, son nefes ve son damla kanımıza kadar bu memleketi koruyacağız. Mete’den Mustafa Kemal’e kadar büyük tarihin mesuliyetini omuzlarımızda taşıyoruz.  “İstiklalimize kastedecek düşmanlar dünyada görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler ” Düşman çok güçlü olabilir her şey olabilir olamayacak bir şey vardır. Türk Milleti esir olamaz, bölünemez.