16 Nisan Referandumunda sonucu belirleyecek temel faktörlerden birincisi MHP tabanının yani ülkücülerin vereceği “evet” ve “hayır” oylarının oranı olacak.
Referandum sonucunu belirleyecek unsurlardan ikincisi AKP tabanından “evet” oyu vermeyecek olanların oranı,
Üçüncüsü ise HDP kitlesinin sandığa gidip gitmeyeceği, giderse evet / hayır cenahlarından hangisini destekleyeceği önemli olacak.
“Hayır” oylarının “evet’leri geçebilmesi için MHP’ye oy vermiş seçmenin en az üçte ikisinin hayır demesi gerekmektedir.
Sinan Oğan‘a göre MHP tavanı ile tabanı arasında uçurum vardır. Tabanın yüzde 90’ı “Hayır” diyor. Ama bu oran, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “Erdoğan’la Perinçek arasında kalsak tercihimiz Erdoğan” sözleri sonrası yüzde 95’e çıktı.
Meral Akşener de, MHP tabanının en az yüzde 80’inin “hayır” diyeceğini, Türkiye genelinde Hayır oylarının yüzde 56-58 olduğunu açıklamıştı. Bu açıklama Bahçeli’nin MHP tabanında tereddütlü olanları da “hayır” cenahına iten son ifadelerinden önce yapılmıştı.
Bu iddiaların ne kadar gerçekçi olduğunu anlamak için Ankara’da yapılan toplantı çok önemli bir gösterge olacaktı.
“Türk Milliyetçileri Hayır Diyor Platformu” tarafından düzenlenen toplantı MHP’nin muhalif kanadının öncülüğünde tüm Türk Milliyetçilerini içine alan bir organizasyon idi.
18 Şubat Cumartesi Ankara Yenimahalle’de yapılan toplantıyı yerinde gözlemleme ve hayırlı bir iş yapmak için o salonda bulundum.
Bu kadar önemli bir toplantıyı yandaş ve merkez medyanın görmezden gelmeye çalışması tesadüf değildi.
Toplantının yapıldığı salonda TEDAŞ tarafından elektriklerin kesilmesi, toplantının CHP’li Belediyenin jeneratörleri devreye alması ile sürdürülebilmesi de tesadüf olamazdı.
Bahçeli ve etrafındaki çok yönetim kademelerinde yer alan küçük bir grup hariç, Milliyetçi Hareket Partisi’ni temsil eden herkes oradaydı.
Ülkücülerin bütün sembol isimleri, çok sayıda eski bakan, milletvekili ve üst bürokratlar salondaydı. Görevden alınmış MHP il ve ilçe Başkanları, Eski Ülkü Ocakları Başkanları, milliyetçi STK temsilcileri oradaydı. Osman Pamukoğlu, Sadettin Tantan gibi diğer milliyetçi parti genel başkanları da oradaydı.
Kadın katılımcıların oranı yüksekti. Bugüne kadar MHP toplantılarında pek alışık olmadığımız bir durum bu. Kadınların toplantıya rağbetinde Meral Akşener faktörünün etkili olduğunu anlaşılıyor.
Salona girmeyi başarmış olanların iki katı kadar da dışarıda bekleyenler vardı. Onlar da içeride olanları Halk TV’nin canlı yayınından izleyerek heyecanı paylaştılar.
Yenimahalle’den edindiğim kanaatim şu:
1- MHP’lilerin ezici çoğunluğu (kahir ekseriyeti) referandumda “hayır” diyecek.
2- MHP kitlesi Devlet Bahçeli ile ipleri koparmış. Görünen o ki, Bahçeli Genel Başkan kalırsa MHP yok olur. MHP siyasi hayatımızda yer almaya devam edecekse bu Bahçeli ile olmayacak.
***************************************************
Neden Hayır Diyecekler?
“Türk Milliyetçileri Hayır Diyor Platformu” ülkücü hareketin büyüklerinin (aksakallarının) öncülüğünde oluşturulmuş. MHP Genel Başkan adayları Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın‘ın bir araya geldiği platformun Ankara’da düzenlediği ilk toplantı başarılı oldu.
Bundan sonra bu dört isim 3 büyük şehirde birlikte, 15’şer şehirde de ayrı ayrı “hayır” kampanyası yapacak.
Platform adına kamuoyuna sunulan bildiriyi MHP Kayseri Milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu seslendirdi.
***
Salonda bulunan MHP’nin dört Genel Başkan adayının konuşmaması salonu dolduran kitlede bir hayal kırıklığı yarattı. Birlik ve beraberlik görüntüsünü bozacak en küçük bir olay olmaması için böyle bir çare düşünülmüş olabilir.
Ancak hiç olmazsa onar dakikalık birer selamlama konuşması kitleyi ateşleyebilirdi. Katılımcıların ateşlenmiş birer meşale olarak illerine dönmelerini sağlamak daha faydalı olabilirdi.
***
Halaçoğlu’nun neden hayır diyeceklerini açıkladığı konuşmasından birkaç not:
“Başkanlığın getireceği yeni şey Türkiye Cumhuriyeti’nin tasfiyesi ile tek adamlıktan başka bir şey değildir.”
“Referandum süreci ve muhtemel başkanlık Türkiye’yi büyük bir felakete sürükleyecek, anayasa değişikliği ‘özerklik, federasyon ve parçalanmanın’ önünü açacaktır.”
“Cumhurbaşkanının kontrolünde olan mahkemelere güven tamamen son bulacak, hukuk devleti tarihe karışacaktır. Bu sebeple ‘bir kez daha yanıldık’ demelerini asla istemiyoruz. Anayasa değişikliğinin, kuvvetler ayrılığına dayanan başkanlık sistemiyle alakası yoktur.”
“Anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanının arttırılan yetkilerinin benzerleri Suriye ve Irak’ta, Esad ve Saddam’ın Baas yönetimlerinde görülmektedir.”
************************************************
AKP Seçmeninin Yüzde 35’i “EVET” Demiyor
AKP’ye yakınlığı ile bilinen ANAR Araştırma Şirketinin Genel Müdürü İbrahim Uslu, Ocak ayında yaptıkları araştırma sonuçlarını açıkladı.
Buna göre, AKP seçmenin yüzde 35’i “Evet” demiyor. Bu 7-8 milyon oy demektir.
Bunların ne kadarı “evet” oyuna dönecek, ne kadar kısmı “hayır” diyecek ya da sandığa gitmeyecek belli değil.
ANAR Başkanı Uslu’ya göre, “Özellikle evet blok’unun seçmenleri yani Ak Parti ve MHP içerisindeki seçmenlerin kafası karışık. Yeni sistemle ilgili henüz beyninde netleşmemiş bazı hususlar bulunan seçmenler de var. Bu bakımdan en büyük riski AKP almış durumda.“
Araştırmacı Adil Gür‘e göre,”referandumun sonucunu belirleyecek seçmen sayısı 5 milyon.”
Son iki genel seçimde yani 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde, sonuçları bu 5 milyon seçmenin yer değiştirmesi belirlemiş. (AKP’nin oy oranı Haziran’da yüzde 40,9 iken, Kasım’da yüzde 49,5 oldu.)
Öncelikle Haziran seçimlerinde AKP’ye oy vermediği halde Kasım’da AKP’ye oy verenlerin oyları kalıcı olacak mı? Bu şüpheli. Çünkü siyasi atmosfer Kasım seçimlerine hiç benzemiyor. Daha çok Haziran seçimleri gibi.
Herkes biliyor ki, “hayır” da çıksa Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığından ayrılması, hükümetin devrilmesi söz konusu değil.
Yani 5 milyonluk kesimin “istikrarsızlık” endişesi olmayacak.
Ayrıca halen “evet” demeyen yüzde 35’lik AKP seçmeninden yarısı bile “evet” demezse referandum AKP açısından kâbusa dönebilir. Bu yaklaşık 3-4 milyon oy kaybı demektir.
Bu durumda 5 milyonluk MHP kitlesinden, en abartılı rakamla, bir milyonu bile bulmayacak “evet” desteği yetersiz kalacaktır.
HDP’nin büyük çoğunluğunun sandığa gitmeyeceği, yüzde 15-20 lik kesiminin evet oyu vereceği kanaatindeyim. HDP kanadından bir milyon “evet” oyu gelebilir.
Bu halde referanduma katılım oranı da çok daha önemli olur.
Görüldüğü gibi referandum diğer seçimlere pek benzemiyor. Sonucu belirleyecek parametre çok ve belirsizlik fazla. “Evet” çıkması çok zor, fakat dengeler “bıçak sırtı.”
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın meydanlara çıkması bu dengeyi “evet” yönüne çevirir mi?
Haziran seçimlerinde AKP Başkanlık tezini işlemiş ve Tayyip Erdoğan meydanlarda çok aktif propaganda yapmıştı. Haziran seçimlerinde AKP yüzde 9 civarında oy kaybederek şok yaşamıştı.
Kasım seçimlerinde ise AKP Başkanlık tezinden vaz geçmiş ve Erdoğan meydanlardan uzak durmuştu. Bu seçimde 5 milyon ilave oy alarak büyük başarı kazanmıştı.
Yani Anayasaya göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın devlet imkânlarını kullanarak yaptığı “evet” propagandası ters tepebilir.