ABD Başkanı Trump “megaloman, narsist” gibi sıfatlarla anılan kendini çok beğenmiş, kendisini her şeyin en iyisini bilen, herkesten zeki ve becerikli gören biri.
Birinden bahsederken, işine yaramayacak veya kendisine sorun yaratacak biriyse, hemen “aptal” gibi kaba sıfatları yapıştırmaktan çekinmeyen hadsiz, saygısız bir adam. Bu kişi devlet başkanı olmuş, FED Başkanı olmuş, bilim insanı veya sanatçı olmuş fark etmez. Mesela Ukrayna devlet başkanına yaptığı saygısızlığın bir benzeri görülmüş değildir.
Trump, Gazze’de vatanlarını savunmak için 50 binden fazla şehit, yüzbinlerce gazi veren 2 milyondan fazla insana “burayı terk edin, turistik şehir yapacağım” diyen saygısız ve patavatsız bir Başkan.
Bu karakterdeki ABD Başkanı İsrail’in Gazze, Lübnan ve Suriye saldırılarına en büyük desteği vermekte. Trump, Ortadoğu politikasını İsrail’in menfaatlerine göre şekillendirmekte, “soykırımcı Netanyahu” ile birlikte yürütmekte.
Türkiye Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan ise Filistinli (Gazzeli) kardeşlerimizi en çok destekler görünen, gerektiğinde İsrail Başbakanına “one minute” çıkışını yapan “İslamcı” bir devlet başkanı.
Fakat -inanmakta zorlansak da- vallaha da billaha da TRUMP ERDOĞAN’I ÇOK SEVİYOOO.
Hem de bunu milyonlarca kişinin izlediği basın toplantısında -yanında Netanyahu varken- canlı yayınla ikinci defa duyurdu.
ABD tarihinde de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde de böyle bir siyasi aşk ilanı ilk defa yaşandı.
****
Trump, “Erdoğan gerçekten çok zeki. Kimsenin yapamadığını yaptı. Erdoğan’a ‘2000 yıldır kimsenin yapamadığını yaptınız, Suriye’yi ele geçirdiniz’ dedim. Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor” dedi.
İsrail Başbakanı Netanyahu’ya “Türkiye ile bir sorununuz varsa bunu gerçekten çözebilirim” dedi.
Türkiye ile sorunları çözme becerisini yine “Rahip Brunson’u Türkiye’den geri aldık. Bu o zamanlar büyük bir olaydı ve onu geri aldık” diye örneklendirerek anlattı.
Bu mesajlar tesadüfen verilmiş değil. Planlı bir mesaj paketi bu.
****
“Ya Benimsin Ya Kara Toprağın” Derse…
Kendinden başka hiç kimseyi beğenmeyen megaloman biri neden Erdoğan’ı bu kadar övdü ve sevgi gösterisinde bulundu?
“Ya benimsin ya kara toprağın” diyen sevgililer gibi davranacağını bilmek için kahin olmaya gerek yok. Erdoğan’a yazdığı mektupta “Aptal olma ekonomini mahvederim” diye tehdit ederek aldığı Rahip Brunson’u hatırlatması boşuna değil. Bu rahip için Erdoğan “bu can bu tende oldukça, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsınız” demişti.
******************************
Trump Erdoğan’dan Ne İstedi Ve Ne Vermeyi Vaat Etti?
Belki de bu defa, Erdoğan Trump’ın istediklerini vermeye razı oldu veya Trump’ta böyle bir izlenim verdi.
ABD ve İsrail Erdoğan’dan hangi konularda destek istemiş olabilir? Bunları bilgiye dayalı olarak söyleyemesek de açık kaynaklarda yer alan bilgilerden yorum yapabiliriz.
İlk olarak ABD/İsrail tarafından Suriye’deki yeni devlet yapılanması İsrail’in bölgedeki etkinliğini ve hâkimiyetini artıracak şekilde planlamıştır. Bunun için SDG dedikleri ABD/İsrail kuklası PKK/PYD yapılanmasının Türkiye tarafından tanınması ve güçlendirilmesi istenmiş olabilir.
İkinci aşamada, ABD/ İsrail’in İran ile yapacağı muhtemel bir savaşta, Türkiye’nin ABD/ İsrail tarafından yana olması çok önemli. Bir “İslam devleti” olan İran’a karşı -“Müslüman” kimliğini öne çıkaran güçlü bir Cumhurbaşkanının yönetimindeki- Türkiye’nin ABD/ İsrail safında yer alması işlerini çok kolaylaştıracaktır.
****
Trump bunları Erdoğan’a kabul ettirmek için neler vermeyi vaat etmiş olabilir?
“Yargı sopasıyla siyaseti tanzim etme ve rakiplerini tasfiye etmek gibi uygulamalara ‘bunlar sizin iç işiniz’ diyerek müdahil olmayız, hatta ömür boyu başkan olma planınızı da destekleriz” demiş olabilirler.
“Siz PKK’ya silah bıraktırma projesini başlatın, yeni Anayasa ile üniter devlet yapısını federasyona çevirecek hukuki altyapıyı hazırlayın. Biz de Suriye ve Irak’taki Kürtleri sizin himayenize veririz. Böylece “Misak-ı Milli hudutlarına genişledik” propagandası ile seçimleri kazanırsınız” denmiş olabilir. (Türkiye’yi önce büyüterek, sonra küçültme projesi yeni değildir.)
Bunları vehim sayanlar olabilir. Öyle olmasını en çok ben isterim. Ama ben Trump ve Netanyahu’nun düşmanlığı kadar hatta daha çok onların muhabbetlerinden korkuyorum.
**********************************
Neden “Suriye’yi Ele Geçirdiniz” Dedi?
Suriye’de Esad rejimini -tereyağdan kıl çeker gibi- sona erdiren ABD değil miydi? Peki, Başkan Trump, Suriye’deki kendi başarılarını neden Erdoğan’a devretmeye çalışıyor?
ABD ve İsrail’in ortak politikası ve operasyonları ile Suriye’de tek kazanan İsrail oldu.
İSRAİL Suriye içinde toprak kazandı, su kaynaklarını ele geçirdi. Suriye’de bir günde 600 hedefe operasyon yapabildi. Esad rejiminden kalan ordunun bütün savaş malzemesini yok etti. Türkiye’nin Suriye içinde kurmaya çalıştığı askeri üssü bombaladı. Kuklası PKK/PYD’nin devlet yapılanmasını güçlendirdi.
Türkiye’nin şu ana kadar kazandığı bir şey yok. Suriye’deki Ahmet Eş Şara’nın kurduğu hükümette Türkmenlerin bir tek temsilcisi yok. İkinci etnik grup olan Türkmenlerin statüsünü konuşan yok. Türkiye’nin para harcayarak oluşturduğu Suriye Milli Ordusu ne durumda bilen yok.
Buna rağmen Trump ısrarla Erdoğan’a “2 bin yıldır kimsenin yapamadığını yaptınız, Suriye’yi ele geçirdiniz”demeye devam ediyor.
2 bin yıl önceyi, Suriye’de Yahudi hâkimiyeti dönemini hatırlatması tesadüf olamaz.
Belki de Suriye’de yakın gelecekte Ahmet Eş Şara yönetimini de -“terörist” oldukları gerekçesiyle- yıkmaya niyetleniyorlar. O zaman “bu teröristlerin ortağı idi” diyerek Türkiye’yi sorumlu tutmak istiyor olabilir mi?
Yoksa sadece Erdoğan’ın egosunu besleyecek pohpohlamalarla gaza mı getirmek istiyor? Bilemiyoruz.
Ama ben yine de bu iki adamın (Trump ve Netanyahu) ülkemin Cumhurbaşkanını bu kadar seviyor olmasından endişeliyim.