Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 31 Martta yapılacak yerel seçimler kampanyası boyunca çeşitli çevrelere hesap soracağını ve derslerinin verileceğini söyledi.
Bakın kimlere ne söylemiş.
> Dövizin Yükselmesinden Sorumlu Tuttuğu “Döviz Eylemleri İçine Girenlere”:
“Seçimin arefesinde döviz eylemleri içine girenlere sesleniyorum. Hepinizin kimliğini biliyoruz. Neler yaptığınızı biliyoruz. Şu an BDDK bazı adımlar attı. Ama şunu bilin ki seçim sonrası bunun faturasını çok ağır keseceğiz. Provokatif eylemlere girenler bunun bedelini ödeyecek. Piyasadan döviz toplayın, döviz yükselecek şöyle böyle olacak diyenler. Bunların hesabını soracağız.”
***
> Meral Akşener’e:
“Birileri şu an cezaevinde süre dolduruyor aynı yola sen de düşebilirsin.”
“Hanımefendinin kaçacak deliği de yok. O milletvekili de değil. Onunla hemen hesaplaşacağız. Onun hesabı ağır olacak.”
“Dur bakalım şu anda senin iyi günlerin iyi, asıl fatura sana kesilecek. Bir Cumhurbaşkanına sen bu iftirayı atamazsın.”
“Bunun bedelini ödeyecek. Kendisine 250 milyonluk bir tazminat davası açtım.”
***
> Kemal Kılıçdaroğlu’na:
“Bay Kemal milletvekilliğine güveniyor. Onunla ilgili de çalışmaları yaptırıyorum.”
“Kimse ezanımıza da bayrağımıza da el uzatamaz. Bunu bilsinler ve gereğini de anında yaparız. Bay Kemal ne dersen de bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. O senin YPG’lerin, PYD’lerin vesaire bize terör koridoru oluşturamaz. Onun için de Afrin’de, Cerablus’ta gereken dersi aldılar. Hep beraber inşallah el ele vereceğiz, 31 Mart’ta da bunlara gereken dersi vereceğiz.”
***
> Yeni Zelanda’daki terör saldırısını yapan teröriste:
“Bunun hesabını vereceksin. Yeni Zelanda sormazsa öyle veya böyle biz bunun da hesabını sormasını biliriz.”
***
> Teröriste ve Netanyahu’nun Oğluna:
“Biz İstanbul’umuzu asla bunlara kaptırmayız. Neymiş, Ayasofya’da minareleri kaldıracaklarmış. Bunların hepsi tahrik ama biz bu oyunlara da gelecek kadar ferasetimizi kaybetmedik. Bizim onlara vereceğimiz ders çok daha ağır olacak. Sabırla… Şu 31 Mart’ı bir geçelim. 31 Mart’tan sonra farklı adımları atacağız.”
***
> Marketçilere:
“Marketlerde hala fiyatlar düşmüyor. Anlaşılan bazıları ‘Krizi fırsata çevirmek’ sözünü yanlış anlıyor. Marketlerde halkımı sömürmeye devam edenlere hesabını soracağız.”
***
> “Soğan Lobisine”:
“Patatesleri soğanı stokluyorsunuz, bundan sonra aldığımız ihbarlar sebebiyle bütün bu stokların yapıldığı depoları basacağız.”
***
> Suriye’deki Teröristlere:
“Kim olursa olsun, en ufak bir saldırıda bulunanlar bunun bedelini çok ağır ödeyecekler.”
***
> HDP’ye ve Bunlarla İttifak Yaptığını Söylediği CHP’ye:
“Biz bayraklarımızı yakanlara bunun hesabını inşallah sandıkta sorarız ve soracağız.”
***
> HDP Diyarbakır Milletvekili’ne:
“Bunlar ahlâksız. Terör örgütünün mensuplarından bir milletvekili bayan, benim bayan polisimin elini ısırıyor. Bunlardan hesap soracağız. Bunların bedelini ödeyecekler.”
> Bir başka HDP Milletvekiline,
“Ülkede savaş çığırtkanlığı yapanların yeri tamamen malum, bellidir. Bedelini ödeyecekler.”
***
> AKP Treninden İnenlere:
“Bizim trenden inip başka bir trene biniyorlar. Bugün bize ihanet edenler, yarın da gittikleri yere ihanet edeceklerdir. 31 Mart’a giderken gerekli dersi gerekenlere de vereceğinize inanıyorum.”
**********************************
Hesap Vermesi Gerekirken Hesap Soracakmış…
17 yıldır ülkeyi yöneten zat gördüğümüz gibi herkese, her sebeple “hesap soracağından” ve “gereken dersi vereceğinden” bahsediyor.
Hesap soracağını ve dersini vereceğini söyledikleri arasında haklı oldukları da var. Ama bu kavramları yerli yersiz kullanınca bunlar da değerini ve etkisini kaybediyor.
Teröre destek olanlarla ilgili hesap sorma niyeti haklıdır. Ama bulunduğu makam niyet beyanıyla yetinilecek makam değildir. Hukuku işleterek suç işleyenlerin cezalandırılmasının yolunu açmasını gerektirir. (Yeni Zelanda’daki teröristi nasıl cezalandıracağını henüz bilmiyoruz.)
HDP’nin yasal bir parti olarak seçime girmesi ve hazineden yardım alması tamamen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanının iradesinin eseridir. O istemese HDP faaliyetini sürdüremez.
HDP dışındaki siyasi rakiplerini terör örgütü ile işbirliği içinde göstermesi ve bunun üzerinden tehdit etmesi haksızdır. Siyasi etik açısından sorunludur. Milli birlik açısından tehlikelidir.
Ekonominin iyi yönetilememesini örtmek için finansçıları, marketçileri, üreticileri, kabzımalları ekonomi terörü yaratmakla suçlayıp, tehdit etmesi de ekonomik akılcılıktan uzaktır. Bu ancak siyasi kurnazlık manevrası kabul edilebilecek bir tutumdur.
***
Oysa O’nun öncelikle 17 yılın hesabını,
Milletin soğan, patates kuyruğuna muhtaç hale gelmesinin, öldürülen tarım ve hayvancılığın,
Ekim 2016’da 3 TL olan dolar kurunun yüzde 93 artmasının,
Kapanan işyerlerinin, artan işsizliğin,
İhanet edilen şehirlerin,
Çözülme sürecinde “teröristleri görmezden gelin, bırakın geçsinler” emrinin yarattığı can ve mal kayıplarının,
Yunanistan’a verilen 18 adanın,
FETÖ’ye “ne istedilerse vermenin” ve
Suriye politikalarındaki hataların hesabını vermesi gerekmez mi?
Millet, bu seçimde de AKP’ye gereken dersi vermezse bunların hataları devam etmez mi?