Tasavvufi Terimler – 6 Takva

98

Size İmamı Azam zamanından bir anekdot aktarayım.

Bir gün İmamı Azam mescide giderken

Yol kenarında oturan iki kişiden biri diğerine seslenerek

Şu geçen kişiyi tanıyor musun?

Diye sorar

Yanındaki de tanımam mı?

O zamanımızın en büyük din âlimi

Ona İmamı Azam derler.

 Diye cevap verir.

O Zat o kadar muttaki (takva sahibi) birisidir ki

Aylarca hatta yıllarca yatsı abdestiyle

Sabah namazı kıldığı söylenir.

Bunu duyan İmamı Azam içerisinden

Bende böyle bir vasıf yok

Maden halk beni böyle biliyor

Öyleyse zaman zaman yatsı abdestiyle sabah namazı kılayım

Yani geceyi ilim ve ibadetle geçireyim ki;

Halkın söylentisinin de doğruluk payı olsun der.

Elbette ki bu takvadır.

Ama takvayı sosyal hayattan soyutlayarak 

Sadece ibadetle sınırlandırmamak gerekir.

Ramazan ayının ülkemize

İslam âlemine ve tüm insanlığa

Huzur, mutluluk, adalet ve bereket getirmesini

 Cenabı Hak’dan niyaz ediyorum.

Dönelim konumuza

Takva

Peygamberimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyuruyor:

“Helal bellidir.

Haramda bellidir.

Helal ile haram arasında

Durumu açıkça belli olmayan

Şüpheli şeyler vardır”

Takva bu şüpheli olan şeylerden uzak durmaktır.

Yediğine içtiğine

Yani boğazından geçene dikkat etmektir.

Müslüman zaten haramlardan uzak durmak zorundadır.

Gerçi günümüz Müslüman’ı için cüzdanın olduğu yerlerde

Vicdan para etmiyor ki sıra takvaya gelsin.

Takva bazı Müslümanların zannettiği gibi öyle ince mesele

Derin konul uygulanması ve yaşanılması çok zor bir husus değildir.

Yiyeceklerde şüphelendiklerini tüketmemektir.

Falanca kasap yada falanca marketin etlerinden şüpheleniyorsan

Güvendiğin hatta emin olduğun bir yerden yada yerlerden alış veriş yapacaksın

Falanca içecek yada içeceklerden şüpheleniyorsan onlardan uzak duracaksın.

Sui(kötü)zandan uzak duracaksın.

Hakkında bilgin olmadığı konularda kulaktan duyma sağlıksız bilgilerle

İnsanları töhmet altında bırakmayacaksın.

Görüldüğü gibi bunlar zor, ince ve derin mevzular değil

Gayet insani ve medeni hususlardır.

Takva mecburiyetin ötesinde gönüllülüğe dayanır.

İbadetlerinde bir fetva boyutu vardır.

Bir de takva boyutu vardır.

Beş vakit namazı düzenli kılmak fetva boyutudur.

Namazları huşu içerisinde kılmak takva boyutudur.

İnsanlar mışıl mışıl uyurlarken

Teheccüd(gece) namazı takılmak takva boyutudur.

Orucu sadece midene tutturmak fetva boyutudur.

Eline, diline, kalbine, zihnine, gözüne ve kulağına tutturmak takvadır.

Bunlar nasıl olacak derseniz kısaca şöyle izah edeyim.

Kaba ve kırıcı davranışlardan uzak durursan.

Yalan iftira, gıybet dedi kodu gibi Müslüman yakışmayan

Hususlardan uzak durursan eline ve diline de oruç tutturmuş olursun

Kalbini ve zihnini haset, fesat, kıskançlık kin ve nefret gibi

Kötü duygulardan temizlersen,

Haramlara bakmayı alışkanlık haline getirmeyip

 Gıybet ve dedi kodu dinlemekten vazgeçersen

İşte o zaman sadece midenizle değil

Bütün duyularınızla beraber oruç tutmuş olursunuz

İşte bunun adında takva denir.

Takva riya(gösteriş,desinler)dan uzak

İhlâslı olmayı gerektiren bir durumdur.

Takva sadece ibadet hayatıyla ilgili bir husus değil

Aynı zamanda ticaret, siyaset, eğitim ailevi ve tüm içtimai hayat ile ilgili bir husustur.

Ticaretle takvanın nasıl bir bağlantısı vardır diye sorarsanız

İşçilerinize insani bir ücret vermenin yanında

Zaman zaman onlara ikramlarda bulunarak gönüllerini hoş tutmaktır.

İbadetleriniz kabul,

Dualarınız makbul olsun.

Mısır ve tüm İslam dünyası üzerindeki

Firavun gölgesinin kalkması temennisiyle…