Tasavvuf Akımının Doğuşu – 1

78

İslam dünyasında tasavvuf akımının sebeplerini maddeler halinde özetleyecek olursak:

1-)İslam coğrafyasının genişlemesi

2-)Müslüman nüfusun çoğalması

3-)Müslümanların zenginleşmeleri

4-) Sade yaşantının yerini lüks yaşantının alması

5-) Asrı saadette olduğu gibi sade ve duru İslami yaşantı özlemi

Peygamber ( SAV) zamanında gerek Mekke, gerekse Medine dönemlerinde Müslümanlar sayıları az olduğu için günde 5 defa mescidde Peygamber (sav) ile görüşme imkânına sahiptiler.

 Zihinlerinde oluşan dini ya da dünyevi konulardaki soruları doğrudan peygamberimize sorarak çözüme kavuşturuyorlardı.

Nazil olan (İnen) Kur’an ayetlerine (emir yâda yasaklara) yorum yapmadan, tereddüt etmeden, eğilip bükülmeden tabi oluyorlardı.

Aynı durum Peygamber (Sav)’in hadis ve sünnetleri içinde geçerli idi.

Sahabe (radiyallahu anhum) her yönü ile Peygamber (sav) i örnek alıyor.

O’na benzemeye O’nun gibi yaşamaya çalışıyordu.

Nefis ve Şeytanın her türlü hile ve desiselerinden yani haram ve günahlardan uzak bir hayat yaşıyorlardı.

 Rad Süresi 28. ayetinde buyrulduğu gibi ‘…Biliniz ki Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle (anmakla, hatırlamakla) huzur bulur’ ayetinin gereğini yerine getiren hayat anlayışına sahiptirler.

Tasavvufta zaten Allah’ı zikretmek,

Kalbi temizlemek, cilalandırmak,

Haram ve günahlardan uzak,

Züht ve takvaya dayalı bir hayat anlayışı değil midir?

Peygamber (sav) in vefatından sonra, özelliklede Hz Ömer (ra) in hilafeti zamanında fetihler sebebiyle İslam coğrafyası çok genişledi,

Müslümanların sayısı oldukça arttı.

Sayı arttı, fakat kalite düştü.

Yeni Müslüman olanlar İslam dinini yeterince bilmiyorlardı,

Önceki inanç-kültür; örf ve adetlerini de tamamen terk etmemişler, edememişlerdi.

Önceki dinlerine ait inanç ve kültürün terk edilemeyen kısımlarını da yeni inançlarıyla harmanlamışlardı.

İsrailiyat dediğimiz olayın İslam’a girişi de böyle olmuştur.

Fetihler sebebiyle sınırlar genişleyince ganimet vs gelirler sebebiyle Müslümanlar çok zenginleştiler.

Böyle olunca da Asrı saadet dönemindeki sade giyim sade yaşantı geleneği yavaş yavaş terk edilmeğe, unutulmaya başlandı.

Müslümanlar artık paralarının fazlasını tasadduk etmiyorlar biriktiriyorlardı.

Mütevazılığın yerini şatafat,

Tasadduk’un yerini israf,

Sade ve tek katlı evlerin yerini gösterişli evler almıştı.

Kısacası lüks bir hayat Müslümanlar arasında yaygınlaşmaya başlamıştı.

Hasır yataklar terk edilip, yerini kuştüyü yataklar alınca teheççüt (gece) namazları da terk edilmeye başlandı.

Müslümanlar ipekli kumaşlardan oluşan süslü elbise ve kaftanlar giymeye başlamışlardı,

Emevi halifelerinden Memun zamanında Bağdat’ta kurulan Bey tül hikme (tercüme ve bilgelik evi) aracılığı ile Yunan Bizans vs yabancı dil ve dinlere ait eserler Arapçaya çevrilmeye başlandı.

Tercüme edilen bu eserlerin muhteviyatı İslam inancıyla bağdaşmıyor hatta ters düşüyordu.

Bu tercüme eserler Müslümanlar üzerinde inanç-itikat açısından olumsuz etki yapıyordu.

Adaleti ile dünyaya ün salan Hz Ömer (ra) Hilafeti zamanında yalnız başına hurma ağaçlarının gölgesinde uyuyor.

Korumasız olarak halk arasında gezip dolanıyor, ihtiyaç sahiplerine sırtında yiyecek taşırken,

Sonraki dönemlerdeki vali, kadı vs yöneticiler muhafızlarla dolanmaya köşklerde oturmaya saraylardan halkı yönetmeye başlamışlardı.

Zamanın ilerlemesi ve şartların değişmesiyle bazı farklılıkların olması kaçınılmazdır.

Ama asıl olan ipin ucunu kaçırmamaktır

Bilinen bir kıssadır;

İbrahim Ethem hazretleri hükümdarlığı sırasında sarayında kuştüyü yatağına uzanmış cennet hayali kurarken tavandan bir takım sesler işitir.

Kimdir o, ne arıyorsun orada diye de seslenir.

Tavandan gelen ses ben bir deve çobanıyım, develerimi kaybettim de onları arıyorum cevabını verir.

Bunun üzerine İbrahim Ethem ‘Bire şaşkın tavanda deve ne geze’ diye çıkışınca şu cevabı alır.

Sen sarayda bu lüks şatafat ve kuş tüyü yataklarda cenneti arıyorsun oluyor da benim tavanda deve arama mı niçin yadırgıyorsun?

Bunun üzerine İbrahim Ethem cennetin yolunun farklı olduğu düşüncesiyle hükümdarlıktan vazgeçer, kendisine yeni bir hayat tarzı belirler.                                                            Ekonomik durumları iyileşen Müslümanlar lüks yaşamaya başlayınca ister istemez bazı konularda İslam’ın özünden biraz uzaklaşmaya başladılar.

                                                                             DEVAMI VAR