Tasavvuf kendi içerisinde üç ana bölüme ayrılır.
1 – Tasavvufta züht ve takvanın hâkim olduğu dönem.
Bu dönemde dünyevilikten olabildiğine uzak durmak esastır.
İbadetler ihsan derecesinde yapılır.
İbadetlerde ihsan derecesi
Allah(cc)ı görüyormuş gibi ibadet etmektir.
Her ne kadar biz Allah’ı göremiyorsakta
O’nun kullarını görmesi yeterlidir.
Bu dönem aynı zamanda tasavvuf düşüncesinin yeni başladığı dönemdir
Her türlü dünyevilikten uzak durmaktır
Dünyevileşmeye tepkidir.
İslami yaşantıda öze dönüş harekâtıdır.
Sahabeden Ebu Zerril Gifari
Tabiinden Hasan El Basri bu dönemin öncülerindendir.
2 – Tasavvufta felsefenin hâkim olduğu dönem
Bu dönemde aklın ön plana çıktığı görülür.
Vahyin aklın ışığı doğrultusunda açıklanarak yorumlanması hâkimdir.
Bu dönen İslam düşüncesinin batı felsefinden
Hint mistizminden etkilendiği dönemdir.
Tercüme kitapların etkisiyle Müslümanların zihinleri karışmıştır.
Bazı Müslüman aydınlar tarafından ayet ve hadisler sorgulanır hale gelmiştir.
Ayet ve hadisler ilmi temeller ve düşünce derinliğinde açıklanmaya çalışılmıştır.
İslam’a saldırılar yoğunlaşmış
Bunlara karşı cevabi hazırlıklar yapılmıştır.
Bu dönem aynı zamanda İslam felsefesinin oluşmaya başladığı dönemdir.
Yani felsefeyle tasavvufun iç içe olduğu dönemdir
Böyle olmakla beraber her zaman tasavvufun içerisinde züht ve takva damarı mevcuttur.
Muhyittin İbnül Arabî ve İmamı Gazali bu dönemin öncülerindendir.
3 – Tasavvufun kurumlaştığı dönem
Bu dönemde tasavvuf kurumlaşarak tarikatlar haline dönüşmüştür.
Çeşitli kollara ayrılmıştır
Her kol kendi pirinin ismiyle anılmaya başlamıştır.
Kadiriliğin piri kabul edilen Abdulkadir Geylani
Nakşibendîliğin kurucusu olarak bilinen Bahaüddin Nakşî bent
Mevleviliğin kurucusu olarak bilinen Mevlana
Yeseviliğin kurucusu olarak bilinen Hoca Ahmet Yesevi
Osmanlının manevi mimari Şeyh Edibali
Arı ve duru ilahileriyle gönüllere taht kuran Yunus Ermenin hocası Taptuk Emre
Hacı bayram veli ve hacı Bektaşi veli
İslami ticaret ahlakının AHİLİK teşkilatlanması yoluyla
Anadolu’da kurumlaşmasını sağlayan Ahi Evran
Bu dönemin tanınmış isimlerindendir
(Kaddasallahu sırruhu ecmain)
Bu dönem aynı zamanda tasavvufun cemiyet hayatını etkilediği dönemdir.
Ahilik teşkilatı sayesinde ticaret belli kurallara göre düzenlenmiştir.
Dürüstlük kalite ve güven ön plana çıkmıştır.
Ne acıdır ki İsrailiyatta bu dönemde tasavvufun içerisine girmeye başlamıştır.
Görüldüğü gibi tasavvuf bazılarının zannettiği gibi bir lokma bir hırka zihniyetinden ibaret değildir
Sadece namaz kılıp tesbih çeken dünyayı tekkeden ibaret zanneden
Etliye sütlüye karışmayan
Çorba ile yetinen bir anlayış değil
Canlı dinamik hayatın içerisinde ve hayata yön veren bir anlayıştır.
Hayata yön verirken kul hakkı yemeyen helale harama dikkat eden bir anlayıştır
Tarikatlar genel olarak dünyayı doğru okuyup çağıda yakalamış durumdadırlar.
Medyada ticarette ve siyasette ağırlıklarını hissettirmektedirler.
Tekkeden çıkarak dünyaya açılmışlardır
Dostlara tavsiyem içerisinde olun olmayın
Sevin sevmeyin
Bir iki olumsuz örneği esas alıpta yeterince bilmediğiniz konularda olumsuz konuşmayınız.
Mevlana(ks) nın şu sözüyle bitirelim.
İyilikleri görme konusunda güneş ışığı gibi,
Kötülükleri görme konusunda gece karanlığı gibi olunuz..
Allaha emanet olunuz…