Tarihi Tekerrür

90

Yeni Türkiye ye doğru hızla ilerlerken fırsat buldukları her zeminde zihinlerinin arka planındaki “Osmanlıya “geçişin ön hazırlıklarına çoktan başladılar bile.

-“90 Yıllık cumhuriyet Osmanlının reklâm molasıydı” diyeninden tutunda, buna benzer ne kadar zırva varsa hepsini bir bir kusuyorlar.

Hâlbuki bilmiyor ki gafil! “90 Yıllık reklâm molasıydı” dediği zaman diliminde seçme ve seçilme kanunu çıkarıldı ve kendisi o sayede bu günkü (Milletvekilliği) konumuna yükseldi.

Tamam, geçmişimiz inkâr edilmesin, o devirlerde iyi, Millet için faydalı ne varsa alınsın ama ne yazık ki Hükümetimiz Osmanlının ilk Kuruluş ve yükseliş dönemindeki kıstasları örnek alacağına, İmparatorluğu çöküşe sürükleyen ne kadar saik varsa onları örnek alarak sanki TC. devletini de aynı Osmanlı gibi hazin sona hazırlıyor. Örnek mi istiyorsunuz;  işte balkanlar ve güneydoğu. Balkanlar nasıl kaybedildiyse kimsenin ne olup bittiğini, hatta askerin dahi bilmediği:

“Çözüm Süreci”:

Sahi çözüm sürecine nasıl başlanılmıştı? Akdamar kilisesinin imar edilmesi, ibadete açılması ve işte Fener Rum Patrikhanesinin milletimiz aleyhine hazin sonu. (1880 yılında Brelin müzakerelerinin sonucunda Bulgar Mebuslarının baskılarıyla çıkarılan “Kiliseler Kanunu”. Bu kanun çıktıktan sonra Selanik’te gözaltında tutulan Abdülhamit’in:  “Ne yaptınız ey vah! Rumeli elden gitti. Böyle bir gaflet irtikâp (Kötülük) edilir mi” haykırışı duyulmuştur.

Oysaki Osmanlıyı Osmanlı yapan esas kurucu irade Türk Milletiydi, nedense bu hep göz ardı ediliyor.

Evet, Balkanlar ve Güneydoğu.

Birisini nasıl hangi şartlarda kaybettiysek Allah korusun bir müdahale olmadığı takdirde ötekini de bekleyen akıbet aynısı olacak.

Osmanlının çöküşünü durdurmak için madde madde yayınlanan Tanzimat fermanı (1939) batılı devletleri tatmin etmemiş olacak ki, arkasından Islahat fermanı yayınlanmıştır. Bu fermanın amacı; Millet sistemini kaldırarak (Milliyetçiliği ayaklarının altına alanların kulakları çınlasın), Osmanlıcılık adı altında gayri Müslimlerle Müslümanlar arasında tam bir eşitlik sağlamak, devlet memurluğuna gayri Müslimlerinde girmesini sağlamak. Şimdiki örnek: (Başbakanlık Baş Danışmanı Etyen Mahçupyan)

Bu anlaşma ile gümrüklerden alınan vergiler eşitleniyor, dışarıdan yabancı sermaye ve yabancı malların yurda sokulması kolaylaştırılıyor, yabancılar içişlerimize müdahale ediyor ve zaten az sayıda olan el zanaatları ile uğraşan esnafın işleri de yabancı malların yurda sokulmasıyla tamamen ortadan kalkıyordu. (Bu gün dış borç açığı neden büyüyor sanıyorsunuz)

Osmanlının çöküşünü Tanzimat fermanı, Islahat fermanı ve sonradan ilan edilen meşrutiyet hareketleri de durduramamış olacak ki;

O günlerde Mareşal Fevzi Çakmak Cumhuriyet’in ilanından iki yıl sonra:

Batı Rumeli’yi Nasıl Kaybettik?” adıyla bir kitap yayınlar ve Harp Akademilerinde şu hazin konuşmayı yapar:
“19 Haziran 1913 Batı Rumeli’de beş yüz yıllık Türk hâkimiyetine veda ettik. Güneş batarken Arnavutluk kıyıları yavaş yavaş gözümüzün önünden siliniyordu. Atalarımızın asırlar boyunca kanlarıyla suladığı, eski ve yeni şehitlerimizin gömüldüğü vatan parçasının terk edilmesi kalplerimizde giderilemeyecek acılar, hasretler getiriyordu.”

 

Önceki İçerikIzdıraplı Dünya
Sonraki İçerikReklam Arası!
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.