Tanrı Türkü Korusun!

90

Beyoğlu’nda meydana gelen ve 6 kişinin hayatını kaybedip
onlarca kişinin yaralanmasına neden olan terör saldırısı aklımıza hangi
ülkeleri getirdi?

Suriye’nin kuzeyinde terör devleti kuran Amerika’yı,

PKK, PYD ve YPG’ye hamilik yapan Türk düşmanı dış
mihrakları….

Teröristlere kucak açan iç ve dış mihrakların desteğiyle
ülke kırk yılı aşkındır kan kaybediyor, ocaklar sönüyor; gözyaşı dinmiyor.

*

Aslında ülkemizi bölmek, parçalamak amaçlı; daha vahimi;
milletimizin birliğini, dirliğini bozarak ayrıştırma amaçlı bir kısım Emperyal
güçlerden beslenen Terör örgütlerine karşı savaşmaktayız.

Birliğimiz, bütünlüğümüz adına gafil düşmemek için Türk veya
Türk Milleti kavramını iyi kavramak, içselleştirmek gerekir:

Binlerce yıllık tarihi içinde Dili, Kültürü, Töresi, Dini
inançları ile yaşayan, asla ve asla zulmetmeyen, hâkimiyet sahasında hayat süren
insanların soyu sopu, inancı ne olursa olsun onların da mal, can ve namus
emniyetlerini garanti altına almayı insani bir görev bilerek yaşayan, kıyamete
kadar da yaşayacak olan Türkler, Tanrı diye adlandırdığımız Yüce Yaratanın
lütfüyle  İslâm’a ve mazlum milletlere
muhtar kılınan mübarek ve müstesna bir millet olup, insanlık âleminin nadide
bir süsü ve paha biçilemez bir kolyesidir!

”Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin” sözü, dünyanın bütün
mazlumlarına yapılmış olan en güzel bir duadan ibarettir ki bu duaya karşı
çıkanların her birerleri ayrı bir insanlık düşmanı, şeref yoksunu, soyu sopu
şaibeli Türk düşmanından başkaca bir şey değillerdir!

Adaleti / Merhameti / Dürüstlük ve Cömertliği / Yiğitlik ve
Cengâverliği sayesinde dünya milletler ailesi içinde erişilmesi zor ve müstesna
bir mevkie sahip olmasının beraberinde, 
Türk milleti, ne yazık ki bugün; kahpesi, haini, nankörü, dönme ve
devşirmesi, fikir fahişesi, siyasi konsomatrisi ve kancık medyası tarafından kahpe
bir saldırıya maruz kalmış, mazlum, mağdur, masum, mahcup ve şansız bir
millettir.

Türk’ün, mazlum, masum, mağdur, mahcup oluşu; merhametinden,
insaniyetinden, tevazusundan ve yüksek asaletinden ileri gelen
özelliklerindendir ki dünyada başka hiçbir millette bu hasletler nasip
olmamıştır.

Bu asil milletin yaşadığı tarihi süreçlerden anladığımız bir
gerçek var ki;

Bu kadar mazlum ve mağdur olan Türk milleti, bir
adaletsizlik görmesin ve bir masumun çığlığını duymasın, duyduğunda, anında
kükremiş bir aslan kesilir ve yiğitçe dövüşür gaza meydanlarında!

Mazlumları düşünerek,

Dünyadaki arkasızların ve kimsesizlerin felah bulması için,

Irzı ve namusu kirletilen biçarelerin selâmeti adına,

Dünyaya yeniden nizam verilerek, barış, huzur ve adaletin
tesisi için, insan olanlara, anası-babası belli olup gönüllerinde İslâm imanı
taşıyanlara çağrı yapıyor ve kendilerinin sorumluluklarını her durum ve şartta
yerine getirmeleri üzerlerinde milli bir görevdir, vacip bir vazifedir!
Diyoruz.

Bu anlamda bizler, genç kuşaklarımızı Türk Milleti’nin
geleceğinin ümidi, yarınlarımızın teminatı olarak görüyoruz. Onun için
gençliğin maddi ve manevi manada eğitimine büyük önem verilmesi gerektiğine
inanıyoruz. Yine inanıyoruz ki, bir milletin gençliğine, yarınları için
yetiştireceği insanlarına yapacağı yatırım, yatırımların en değerlisidir. En
büyük ve değerli yatırım insana yapılanıdır…

İmanlı, ahlaklı, ülkü sahibi bir gençlik, o milletin
geleceğini teminat altına alması demektir. Bugünkü köşe dönücülüğü,
nemelazımcılığı, vurdumduymazlığı telkin eden bir zihniyeti gençlerimize hâkim
hale getiren eğitim anlayışı, en az dünün komünizmi kadar tehlikelidir.

‘’Tanrı Türk’ü Korusun; Yüceltsin’’sözü özet ve önerilen bir
duadır!