ABD ve NATO güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi
ve Taliban’ın ülkeye tek hâkim olması üzerine Türkiye’de sevinenler ve
kutlayanlar oldu.
Ayasofya Camii
eski baş imamı Prof. Mehmet Boynukalın da “Taliban işgale karşı duran
bir milli mücadele hareketidir” diyerek bu sevincini açığa vuranlardan
oldu.
Oysaki, aynı anda
Afganistan havaalanında ABD uçaklarına binmek için yüzlerce Afgan birbirini
eziyor, uçak kanadına tutunmaya çalışan üç kişi düşerek ölüyordu. 4 bin km yol
kat ederek gelen binlerce Afgan varını yoğunu insan kaçakçılarına veriyor;
Türkiye sınırlarındaki duvarları aşıp, çeşitli şehirlere dağılıyordu.
Oysaki, Taliban’ın
zaferine sevinenlerin, destekledikleri AKP döneminde, Türkiye 20 yıldır
Taliban’ın karşı tarafında yer alıyordu. Bir ABD dostu ve NATO ülkesi
olarak Taliban’a karşı güçler içinde aktif rol alıyordu.
“Ümmetin lideri”
diye kutsadıkları Cumhurbaşkanı, ABD’nin isteği üzerine, herkesin çekildiği Afganistan’da,
Kabil Havaalanının gönüllü bekçiliği rolüne talip oluyordu.
Afganistan’daki iç
savaşta Türkiye’nin desteklediği tarafın karşısında olan Taliban’ın “zafer”
kazanmış olmasına İslamcı kesimden böylesine sevinenler olması çelişkili ama
şaşırtıcı değil.
*************************
Erdem Bayazıt’ın
Anlattığı Olay
Afganistan’da
bugünkü gelişmelerin tohumları 1979-1988 Sovyet-Afgan Savaşı’nda atıldı.
Sovyetler Birliği
Afganistan’daki Marksist hükûmetin daveti üzerine Afganistan’a girmişti. SSCB’nin
İslamcı mücahitlere karşı yürüttüğü 9 yıl süren bu savaşta “mücahitler” diye
anılan, işgale direnen Afgan güçlerinin mücadelesine halkımız gönülden destek
verdi.
Bu destek
kapsamında muhafazakâr kesimin sevilen şairlerinden, yazar ve eski Milletvekili
Erdem Bayazıt’tan (1939-2008) dinlediğim bir anısını hatırlıyorum.
Erdem Bayazıt’ı
1990 yılında Özbekistan- Azerbaycan seyahatinde tanıdım. O sırada ANAP
milletvekili idi. Edebiyatımızı çok iyi bilen bu naif ve kültürlü insanla, çok
samimi sohbetlerimizin olduğu, uzun zamanlar geçirdik. İşte bu sohbetlerden
birinde şu anısını anlattı:
Erdem Bayazıt, ünlü film
yönetmeni Yücel Çakmaklı ile bir film ekibi Afgan mücahitlerinin Ruslara
karşı mücadelesini filme çekmek için Afganistan’a giderler. Afganistan
dağlarında “cihat” yapan mücahitlerle beraber katır sırtında taşıdıkları
malzemelerle mücahitlerin hayatını belgeselleştirirler.
Ancak mücahitlerin
en çok korktuğu şey Rus askeri helikopterleridir. Rusların havadan silahlı
taraması karşısında mücahitler sığınacak bir yer bulamadıklarında çaresiz
kalmaktadır. Dağlarda nakil işlemi yaptıkları bir sırada, düz bir arazide yük
taşıyan katırlarla birlikte yürümekte iken, Rus helikopterlerinin sesi duyulur.
Bundan sonrası
Rahmetli Erdem Bayazıt “hepimiz tekbirler ve dualarla Allah’tan canhıraş
yardım dilemeye başladık. Büyüklerin ruhaniyetinden istimdat eyledik. O sırada
umulmadık bir şey oldu. Hava karardı, bulutlandı ve helikopterler aşağıdaki mücahitleri
ve bizi görmeden uçup gitti” diye anlatmıştı.
İşte buralarda
çekilen filmler Milli Gençlik Vakfı vb İslamcı kesimde VHS videolardan
yıllarca seyredildi ve bu anıya benzer anlatılan hikayeler, yazılan romanlar
okundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bugün devletimizi yönetenlerin çoğu bu
bilgilerle yetişti.
Şimdi Taliban
zaferine sevinenlerden bir kesim o günün Mücahitleri ile Taliban’ın aynı
olduğunu düşünmekte.
Halbuki
Mücahitlerin CIA bağlantıları, Bin Ladin ve El Kaide örgütlenmesi, Taliban
iktidarının İslam’a aykırı uygulamaları biliniyor olsaydı farklı
düşüneceklerinden eminim.
Nitekim bu
videolarla yetişen bir vatandaşımız sosyal medyada yaptığı yorumda “Nereden
bilirdik ki dünyayı cehenneme çevirerek cennete gitmek isterlermiş” diye
özeleştiri yapmış.
*************************
Taliban
“80’lerin başından
beri, Afganistan’ın Ruslar tarafından işgaline karşı başlatılan cihadı
sürdürmesi için mücahitler CIA tarafından silahlandırıldı ve Suudiler
tarafından finanse edildi.”
“Sovyet güçlerinin
çekilmesi sonrasında Batılı güçler bölgeden ayrılsa da geride farklı
ülkelerden gelerek Sovyet karşıtı cihadı sürdüren 40 bin militanı bıraktı.”
Afganlara destek
amacıyla ülkeye gelen bu Arap mücahitlerle, cihada devam edilmesi için Ağustos
1988’de Usame bin Ladin‘in liderliğinde el-Kaide’nin kuruluşu
gerçekleştirildi.
Taliban lideri
Molla Ömer, 1989’da Sovyetler Birliği güçlerini yenerek ülkeden çıkartan
“mücahitlerin” komutanlarından biriydi. Taliban’ı 50 medrese
öğrencisiyle birlikte 1994’te kurdu.
“Taliban ABD,
Pakistan ve bazı körfez ülkelerinden para ve silah desteği alarak büyüdü. 1996’da Başkent Kabil’i
de ele geçirerek kendi hükümetini kurdu. Resmi olarak “Afganistan İslam
Emirliği” adını alan Taliban, kurucusu Molla Ömer’i de “müminlerin
emiri” ilan etti. Taliban iktidarı, katı Selefi yorumlarına
göre, şeriatı temel alan bir anayasal sistem uyguladı.
“Kadınlar
hayatın her alanından soyutlandı. Kız çocuklarının okula gitmesi ve
eğitim görmesi tamamen yasaklandı. Kadınlara peçe, erkeklere ise takke
ve sakal zorunluluğu getirildi. Sakalını kesenler 6 ay hapis cezasına
çarptırıldı, yüzü görülen kadınlar ise kırbaçlandı. Şeriat yasalarını
çiğneyenlerin uzuvları kesildi, baskıya karşı çıkanlar “hain” ilan
edilerek asıldı.”
Taliban, el-Kaide
ile yakın ilişkiler kurdu. “11 Eylül 2001’de ABD’ye ikiz kuleler ve
Pentagon’u hedef alan saldırıdan sonra El- Kaide elebaşı Usame Bin Ladin’i
Afganistan’da sakladı.”
Dönemin ABD Başkanı
George Bush, Taliban’dan Bin Ladin’i talep etti. Taliban talebi reddedince ABD bu
bahaneye dayanarak Afganistan’ı işgal etti. Gerçek niyeti nükleer güç olan Çin,
Rusya ve Hindistan’ın bu stratejik mevkiden kontrolünü sağlamaktı.
75 bin kişilik Taliban
ordusu zaman içinde, ABD destekli merkezi hükümetin 300 bin kişilik ordusuna
karşı mücadelesinde başarılı oldu. ABD güçleri çekildi ve Taliban yeniden
Afganistan’a hâkim oldu.
****
Cumhurbaşkanı
Erdoğan (20 Temmuz 2021’de) “Türkiye’nin Taliban inancıyla ters bir yanı yok”
dedi.
Taliban totaliter
bir Selefi
örgüttür. Binlerce Müslümanın kanına girmiş, dünyayı kadınlara zindan etmiştir.
Bu örgütün liderlerinin resimlerine baksanız İslam’dan soğursunuz. Milyonlarca
Müslüman Afgan, Taliban zulmünün korkusundan ülkesini terk ediyor.
Taliban’la
diplomatik ilişki kurulabilir hatta kurulmalı. Fakat bilelim ki, bizim Taliban’ın
inancıyla ortak tarafımız yoktur.