Tahlil Laboratuvarlarındaki gelişmeler ve Yenilikler;

104

Mesleğimde 35 yılı geride bırakırken zaman içinde olan gelişme ve yenilikleri yazmak istedim. Bu süre içinde yaşadığımız gelişmeleri değerlendirdiğimde, Anatomi dersimizi veren Kaplan hocamızın unutamadığım bir tembihini hatırladım. O bize, ‘aman çocuklar iyi bir doktor olmak istiyorsanız ömür boyu okumayı ve mesleğinizle ilgili yenilikleri takip etmeyi ihmal etmeyiniz. Çünkü bu meslek her 30 yılda bir kendini yeniler ve okumayan-yenilikleri takip etmeyen bir hekimseniz 30 yıl sonra diplomalı, fakat cahil biri olarak kalırsınız. Unutmayanız! 30 yıl sonra femuru, humerusu bile unutur, kol kemiğinizi tutarak, ah!  bu femurum, der ve çok mahcup olursunuz’ demişti. Şimdi bu süre kanaatimce çok daha kısalmıştır. Çünkü ben, laboratuvarımda her on yılda bir yeni bir teknolojiyi getirip uygulamak durumunda kaldım.

Kurbağa testi yaptırmaya gidiyorum!

60’lı, 70’li yıllarda hamilelik şüphesinde iken vatandaş bu cümleyi kullanıyordu. Çünkü hamilelik testi laboratuvarlarda erkek kurbağa üzerinde yapılan bir test idi. Laboratuvarlara erkek kurbağa temini yapan insanlar vardı ve bu kurbağalar üzerinde hamilelik şüphesi olan hastanın idrarı ile yapılan bir uygulama idi. Galli Maini adlı bu test, (+) likte %5 ,(-) likte ise %30 hata payı olan özellikte kabul edilirdi. Daha sonra idrarda Latex testleri geliştirildi. Bu testler, hamilelik hormonunun idrarda varlığını gösteren,  gözle görülebilen bir aglutinasyon olayına dayanan testlerdi. Şimdi ise hamilelik hormonunun varlığında kontrollü çizgi şeklinde kendini gösteren, uygulaması kolay kart testler kullanılmaktadır. Hatta bu testleri vatandaş kendisi bile eczaneden temin ederek yapabilmektedir. Laboratuvarlarda ise kanda hamilelik hormonu tespiti ve miktarını ölçerek daha güvenli değerlendirmeler yapılmaktadır. Şimdi ayrıca hamileliklerde bebeğin sağlık durumu ile ilgili bilgileri gösteren ve son 15 yılda geliştirilen kan testleri hekimlerimizin başvurduğu yeni hizmetlerdir. Son 5 yılda ise anne kanında bebeğin kan hücrelerini tespit edebilme teknikleri bulunmuş ve bu sayede amniosentezin risklerini taşımayan ve bebekte kromozom anormalliğinin varlığı hakkında bilgi veren yeni tetkikler geliştirilmiş, bu gün pahalı da olsa uygulanabilmektedir.

İdrar tahlili deyip geçmeyin:

Muayenede hekime yol gösteren önemli bir tetkik de şahıs tarafından kolayca verilebilen idrar tahlilidir.24 saatlik idrarın miktarından tutun da idrardaki glikoz, protein, bilirubin, ürobilinojen, nitrit ve mikroskobik bulgular teşhiste önemli yer tutar.Laboratuarlarımız bu tetkiki daha önceden kendine özel ayraçlar ile tüplerde çeşitli kimyasalların eklenmesi, ısıtılması, santrifüjle elde edilen çöküntünün mikroskopta değerlendirilmesi şeklinde,  çok daha zaman,  zahmet ve riskli uygulamalar ile yapardık.Daha sonra   bu kimyasalların emdirildiği veya onun yerini tutan reaksiyonların okunabildiği stripler geliştirildi ve idrar tetkiki bunların gözle değerlendirilmesi şeklinde  kolaylaştırılmış ve hızlandırılmış şekilde yapıldı.  Şimdi ise bu stripleri okuyan otomatik, bilgisayar uyumlu aletler ve fotometrik sistemle ekrana aktarılan görüntülerin yorumlanması ile ve de barkotlamanın getirdiği güvenilirliğin de yardımı ile çok daha çabuk ve kolayca yapılıp raporlanabilmektedir.

Kan sayımı ve formül lökosit, sonucunuzu yarın vereceğiz! :

Ülkemizde kan sayımı cihazları 1995’de gelmeye başladı.2000’li yıllardan sonra ise yaygınlaştı. Şimdi ilçe hastanelerimizde bile kan sayımı cihazları mevcut. Daha önce çoğunlukla lökosit pipeti eritrosit pipeti, hemoglobin pipeti, hematokrit kapiller tüpüne parmaktan aldığımız kan ile göz, mikroskop ve hematokrit santrifüjünün yardımı ile kan sayımını yapardık. Formül lökosit de istendi ise bu formül lökositli kan sayımı testinin sonuçlarını çoğunlukla ertesi günü verebilirdik. Şimdi ise elektromekanik bilgilerin, lazer teknolojisinin kullanıldığı ve bilgisayar sistemleri ile bütünleşmiş edilmiş kan sayımı cihazları bu tahlili de kısa sürede, çok daha güvenilir ve de laboratuar çalışanları için de risk ve zahmeti çok azalmış olarak yapabilmekteyiz.

Koyun kanını nereden bulacağız?

Mikrobiyoloji laboratuvarımızın önemli bir işlevi bakteriyolojik kültürlerdir. Kültürlerde kullanılan kanlı agar vasatının koyun kanı ile yapılması, hemolizlerin daha belirgin olması sebebi ile gereklidir. İşte bu koyun kanının temini laboratuar için ilgi çekici ve eğlencelidir. Cam boncuklu balonla mezbaha neye gidilir, daha önceden razı edilmiş kesicinin yardımı ile boyun bölgesi temiz bir koyunun kesiminin hemen peşinden hayvanın fışkıran arter kanı balona alınıp, bu cam boncuklu balonun çalkalanması ile defibrine edilmesi sağlanır. Bu kan, koyun kanlı agarımız için kaliteli ve uygun bir malzeme olup özellikle hemolizlerin değerlendirmesinde çok iyi sonuçlar almamızı sağlar. İşte bu ve çeşitli kimyasal reaksiyonlarla zahmetli, zaman alıcı metotlar yapılan bakteriyolojik metotlar şimdi peyderpey yerine otomatik okuyuculu sistemlere bırakmaktadır. Özellikle bakteri tiplendirmesinde kullanılmaya başlayan PCR(polimeraz zincir reaksiyonu) bilgisi bu alanda çok hızlı ve güvenli sonuçlar veren cihazları laboratuvarlara getirmiş ve kullanılmaktadır.

Unutulan bilgiler-kaybolan beceriler:

Yakın zamana kadar kanda üre ölçümünde kullanılan Kowarsky cihazını kullanmak ciddi bir beceri ister ve bunu iyi yapanlar laboratuvarların seçkin elemanları olurlardı. Diğer biyokimya testlerinde de değişik özellikte, ağız üflemeli pipetler hem dikkat, hem de beceri isteyen işlerdi. Laboratuvarlar çeşitli şekil ve büyüklükteki pipet, tüp, balon ve ölçü kapları ile bilinen yerlerdi. Kullanılan kimyasalların yan etkileri buralarda çalışanlar için önemli risk faktörleri idi. Nitekim benim bir teknisyenim önce brom alerjisi, sonra da muhtemelen onun etkisi ile kansere yakalanıp 62 yaşında vefat etmiştir. Hastanemizin biyokimya uzmanı Bahattin beyin akciğer sorununda laboratuvarlarda maruz kaldığı asit buharlarının mutlaka etkisi vardır.  Şimdi ise,  bu birebir teknisyen çalışmaları ile uygulanan açık kolorimetrik metotların yerini; bilgisayar sistemi ile entegre edilmiş eliza, kinetik U.V okuyucusu kapalı ve tam otomatik cihazlar geliştirilmiştir. Otoanalizör dediğimiz bu cihazlar ile  biyokimya testleri, hormonlar, tümör belirteçleri ve serolojik testler  çalışılmaktadır. Tekniker, teknisyenlerimiz bu cihazlara barkodlanmış numuneleri yerleştirip bilgisayarları üzerinden istenen tetkikleri komutlayarak sistemi kurmakta ve cihazı çalıştırarak,  aynı anda birçok hastanın numune örneğini çok hızlı şekilde sonuçlandırıp raporlayabilmektedir. Yetkili uzman ise gerek kalibrasyon, gerek kontrol numuneleri üzerinden sonuçların güvenilir olmasını takip ederek sistemin doğru çalışmasını sağlamaktadır.

Laboratuarlar gelişen ve uygulanan teknolojiler sayesinde düne göre hem teşhiste hem de tedavi takibinde hekimlerimize çok daha fazla yardımcı olmaktadır. Aynı olay görüntüleme ve endoskopik tetkikler için de geçerlidir. Bu durum hekimliği daha çok tetkik-röntgen ve endoskopik raporları değerlendiren bir meslek haline dönüştürmektedir. Hekimliğin aynı zamanda bir sanat özelliği olduğunu unutmadan, biz hekimlerden şifa bekleyen hastanın anamnezini ve bizzat muayenesini ihmal etmeden istifade edeceğimiz bir laboratuar tercihi hasta memnuniyetini ve mesleki tatmini artıracağı düşüncemi paylaşmak isterim.