Sürgünlere Gelesin

100

 

Sürgündedir artık daldan dala yüreğim

Sürdüm her tarlasını memleketimin

Çiçek çiçek, buğday buğday

Ve sarı sarı…

 

Emektir, umuttur

Yoksulluk peşi sıra avuntudur

Göğe doğru başak vermiş her filiz.

Sürgün verdikçe her intihar çiçeği

Bir dişini daha söker timsahi bakışın,

Bir kâbus daha mıhlar Firavun rüyalarına

 

Çünkü korkusu, kokusu ve kâbusu

Ve hatta dokunuşu değil;

Ta kendisi

Ve dahi, kendisinin en deli saçması

Ve en soylu halidir bu gerilen yürek.

Sürgün,

İmanımın ihanete kurşun sıkışıdır.

 

Sürgündedir artık dağdan dağa yüreğim

Yol bilmez, yolcu tanımazım ben

Sahipsizim,  kimliksiz ve kimsesizim.

Zordur dikine yürümek

Eğilmeden dikine yaşamak hayatı zordur.

Biraz bilirim.

 

Yolsuz yordamsız sıkarak yumruklarımı

Musa’dan ve İbrahim’den

Ve Nebiler Nebisinden miras isyankârlığım,

Put kırıcılığım

Ve çekmeye gelmez boynumla

Ve eşkıya yaftasıyla sürdüm

Geceden geceye

Beynimin taş, çakıl mezralarını.

 

Yeminlerle ısındım,

Kaç defa suratına tükürdüm yalnızlığın

Burnumdan fitil fitil akıttım çaresizliği,

Kaç defa tetik düşürdüm

Kaç defa çektim zihnimin fünyelerini

Dirildim, dirildim, dirildim

Ve kaç defa öldüm…