Sosyal Güvenlik Kurumu

196

KISACA SGK İÇİNDE SADECE ve EMEKLİLER DEĞİL KİMLER YOK Kİ, KİMSESİZLER DE VAR. EN ÖNEMLİSİ DE KİMSESİZLERİN KIMSESI DEVLET VAR. YATIRIMCI VAR.

 SOSYAL GUVENLIK KURUMUNA BIR DE STRATEJIK ACIDAN BAKALIM

BIR PAZAR SOHBETI Bir yatırım başka bir yatırımcıyı, istihdamı, prim ödemesini ve emekliye, millete huzur ve güvence devlete güvenlik getirir. Hayata, yaşam düzeyine konfor sağlar. Nasıl mi?

Adına dikkat eder misiniz? Güvenlik kurumu. Neyi nasıl güvenlik altına, koruma altına alıyor.

Sosyal hayat tam da doğduğumuz günden hayata veda ettiğimiz güne kadar devam eder desek bile tam ifade etmemiş oluruz. Nasıl?

Yaşam, hayat boyu sosyal hayat, sosyal güvenlik ve kısaca güvenli yaşam dediğimiz bir döngü, süreç ne zaman başlar. Doğduğumuz da mi başlar.

Düşünelim bir kere sosyal güvenliği olan bir aile reisinin çocukları da SGK’nın güvenliği altında değil mi? Bu sosyal güvenlik beşikten mezara kadar ve biteviye dönen, döndükçe sosyal güvenlik sağlayan bir kurum.

Sosyal güvenlik kısaca öncelikle hak edilmiş çalışır iken de emekli olduktan sonra, yaşamaya değer sosyal hayat üzerine bina edilir olmalıdır. Bunu boyutları ve etkinliği nedir diye bir soru sorsak cevabı bu sayfalara sığmaz.

Bu sosyal güvenlik sadece isci ve işveren arasında güvenlikten ibaret mi.? Doğduğumuz günden hatta biraz da önce başlar. Aile sosyal güvenliğinden başlar, yararlanma, sonra iş hayatı ile kendimiz, ailemiz ve hatta aile efradımız yani çalışanın gelirinden yararlanan aile büyükleri ki bu hususu bir iş kazası sonucu hayatını kaybeden kaza zadenin aile büyüklerinin kusurlu bulunan tarafa açılan ” iş güvenliği kapsamı çerçevesinde vefat edenin gelirlerinden yararlanır başlığı altında, bu kaza nedeni ile gelir kaybına uğradıkları” hk tazminat davasında bilirkişilik yaptığımda konuya vakıf oldum. Bu sayfalara siğamiyacak kadar geniş ve hatta kutsal bir görevin sadece mensuplarının sorumlulukları ile sinirli olmadığı bir bağımsız kurum niteliğinde SGK’nın sosyal hayatımızdaki işlevini çok özet anlatmaya çalışacağım.

SGK sadece çalışanın değil emeklinin de aile efradının gelecek yaşamin içindekileri kapsamıyor. Kısaca Beşikten mezara kadar değil ana rahmine düşen hayatın sosyal güvenliğinden başlayip; mezara kadar değil, mezardan sonra arkada kalanların hakları ve sosyal güvenliği ile yeniden, yeniden çoğalan, artan kimsesizlerin kimsesi olan devletimiz ve sosyal güvence başlangici ile sonsuza kadar devam eden bir önemli süreç. Ebed müddet devletimiziçin bu çok önemli kurumdur.

Doğmak, çalışmak, yaşamın sonu ile yeniden doğanlar güvenlik çemberi üzerinde,  güvenlikli bir denge ve hız ile irtifa kaybetmeden devam eden sosyal hayat sürecidir.

Temel esasları nelerdir.

1. Devlet, Adil ve ebed müddet devlet, yetmedi adaletli devlet.

2. Adil ve bir o kadar kendi hakkını savunduğu kadar diğerinin hakkına da saygılı, ahlaklı millet.

Bu ikisinin birlikte oluşturduğu ve aynı özellikleri taşıyan yönetim ve gerekli yönetici ile birlikte

Şimdi gelelim bu güzide ve bir o kadarda güvenli *sosyal  güvenlik kurumu*nun gelirleri nereden , kaynakları nelerdir.? Asıl ve can alıcı mühim soru budur.

Adam olmayanın ahlaki, ahlaki olmayanın adaleti, adaleti olmayanın da dürüst Adil ve esitlikcilik içerisinde işi, sorumluluğu güvenli olmaz. Güvenlik unsuru ve çerçevesini tamamlayabilir mi. Varsa ilave edilecek bir husus siz bilin. Emeklinin hali ne olacak sorusu Halen sorulacak mi?

Bu güzide kuruluşun gelirleri nelerdir.

1. Çalışanın ” ak akçe karar gün içindir” manası ile derin, geleceğin güvencesi ” yatırılan ve kaynağından kesilen primleri” yani çalışanın anasının ak sütü gibi alın teridir, ” yetmedi kanun gergi ” işvereni tarafından çalışan adına ödenmiş;  çalışanın emeği, yine çalışanın alın terinin hakkı muktesebi işverenin işçi adına ödediği primler.” Bu bir lütuf değildir. İkram değil, hak edilmiş alinterini ta kendisi ak-pak bir haktır.

SGK bu primleri ne yapar. Calışan, çalışanların ödediği primleri piyasa şartları, artan enflasyon, artan doviz kurları ve yine artan faiz karşısında, yani bu artışlarda ödediği primin erimeye karşı devletimizin koruyucu gücünde çalışanın emaneti,  değerini istenilmeyen piyasa müdahalelerinden,   çalışanın direkt dahli olmadan hak sahiplerinin birikimlerini korur. Bir diğer ifadeyle değerini koruyacak tedbirleri kendiliğinden alır.

Devletimizin Adil inisiyatifi ile kurum bağımsız bir kurum olarak hareket eder. Bunlar çalışanın ve emeklinin kendi öz malı ve varlıklarıdır. Ancak bu emanet büyük ve önemli bir sorumluluktur.

Şimdi gelelim SGK ve kurumunun kaynakları çalışanların ve şalıştıranların emeklerinden kesilen ak-pak güvence primleridir.

Bu prim kaynakları hangi önemli unsurları da bünyesinde bulundurmakta, Bu geleceği güvenceye almak için önemli tedbirleri alır. Piyasa şartlarına göre uyum sağlanır.

Geçenlerde çok önemli bir bürokrat ve devlet adamımız Sayın Necdet Topçuoğlu paylaştığı belirleyici gösterge, bilgiyi kendi adı ve izni ile paylaşmak istiyorum.

” Giderler, harcamalar da güvenliği ve sürdürülebilirliği sağlamak için en temel kaide”:

 HIZMETIN DEVAMI VE GÜVENLİĞİ İÇİN:

1. Kaynak olmalıdır. Ancak bu kaynak güvenli ve sürdürülebilir olmalıdır.

2. Kaynağın kullanılması da güvenli olmalıdır.

Sayın Topçuoğlu diyor ki: ülkemizde bir emeklinin maaşı 1.6 çalışanın ödediği primlerden oluşmaktadır. Hâlbuki gelişmiş ülkelerde bu oran bir emeklinin maaşı 6 çalışanın prim ödemeleri ile karşılanmaktadır.

Bu sonuç ile sosyal güvenlik görevini gereği gibi ve güvenli bir şekilde yerine getirmekte zorlanacaktır. Bu halde bir şekilde ödenen primler emekli maaşlarının ödenmesi riski ile hazineden karşılama yapacaktır. Bu işlem ayrıca bir yük teşkil edecektir. Hâlbuki:

Yukarıda oran ortaya çıkan sonucu ve durumu birde baska bir açıdan analizi

1. Böyle bir sonuç gelecekte SGK kaynak yetersizliği ile karşı karşıya bırakacaktır.

2. Gelişmiş ülkelere göre bir emeklinin maaşını 1.6 ile değil 6 çalışanın primleri ile karşılanan fonlama yapılırsa açığa çıkan sorun çözüm bulur. Ayrıca

2.1 ülkemiz de gelişmiş ülkelere nazaran ( 6 – 1.6 = 4.4)  yani 4.4 çalışan eksikliği ile bu sonuç aynı zaman da istihdam eksikliği, bir diğer ifade ile istihdam yetersizliği olarak karşımıza çıkacaktır. Demektir ihtiyaç olan prim ödemesi fonu 4.4 daha istihdam ve doğasıyla yatırım kaynağından fonlanırsa işsizliğe de bir çözüm getirmek demektir. . Bu sonuçla yerli, milli ve istihdam yaratacak ve açığı kapatacak ic, dış yatırım ve yatırımcı gereksinimi olacaktır.

3. Piyasa da değişken kur, faiz ve enflasyon şartlarına göre SGK gelecek güvencesi emekli kaynağı olan primlerin değerinin koruma altına alınması tedbirleri düşünülmelidir.

3. Sosyal güvenliğin geleceği kaygı verici olur mu? SGK kaynak yaratma da özerk davranabilir mi ?

Bu konu önemli ve bir o kadar da geniş insan hayatı, yaşam kalitesi, huzurun kaynağı, mutlu ailenin özlemi, yatırım ve istihdamın güvencesi, devletin en önemli ev ödevidir.

Emekli kendi ve bizatihi hak sahibi olduğu SGK ‘nin asıl sahibidir.

Yine de beşikten mezara kadar oku, anla algıla ve anlat.

Eskiler de eski olanlarda değil; yenilerde ve yeniliklerde buluşmak temennisi ile

 ÇOK AMA ÇOK, ÇALIŞMAZ ISEK ASLA, HIÇ OLMAZ.

Güvenli gelecek ve hoşluklar içinde kalın.