Sorguluyorum!

67

Gündeme ne
zaman sığınmacılarla ilgili bir konu gelse Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı-kaçkınların
ABD – AB ve yerli kuruluşlar tarafından fonlanan sözcüleri bulundukları
delikten başlarını çıkarır, koro halinde sığınmacı kaçkınları savunmaya
çalışırlar.


Onlar için
Türkiye’nin demokrafik yapısı değişecekmiş, bozulacakmış, sayıları 7-8 Milyonu
bulan sığınmacı-kaçkınlar Türk ekonomisine ağır yük getirecekmiş umurlarında
değil. “sahibininsesi”nden aldıkları
emir ve direktifleri tekrar eder dururlar.

Emperyalist
devletler işgal edip sömürecekleri ülkeler hakkında önce senaryo yazarlar, işgal
bahanesini legalleştirmek için tartışmaya açarlar ve sonra uygulamaya koyulurlar.
Bu konularda hiç aceleleri yoktur, şartlar uygun hale geldiğinde sırtlanlar
gibi avlarının üzerine çökerler.


Ortadoğu Ülkelerini İşgal Planının
İlk İşaret Fişeği:


Amerika
Birleşik Devletleri’nin 26 Ocak 2005 – 20 Ocak 2009 tarihleri arasında
Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenen Condoleezza Rice’ın 2003 yılında Ulusal
Güvenlik Danışmanı olduğu günlerde yazdığı bir makalede “Ortadoğu’da Türkiye de dâhil 22 ülkenin sınırları değişecek
şeklinde kullandığı ifade, “Büyük
Ortadoğu Projesi
”nin (BOP) yolunu
açmıştır. Bu söylentilerin giderek daha fazla seslendirildiği günlerde Türk kamuoyunda
büyük tepki çekmişti. 
https://www.malumatfurus.org/condoleezza-rice-ortadoguda-sinirlari-degisecek-22-ulke/


Condoleezza
Rice’nin yazdığı makaleden 7 yıl sonra Ortadoğu da ilk kıvılcım, 17 Aralık 2010
tarihinde Tunus’ta bir gencin kendini yakmasının ardından çıkan sokak eylemleri
bütün Arap dünyasına sıçradı. Ortadoğu ülkelerinde oluşan bu sokak hareketleri,
artık dönüşü olmayan bunalımlı yıllara doğru ilerleyecektir. Yapılan protestolar
sonucu birçok Arap ülkesi, Tunus’tan etkilenip, oltadaki balık misali güya Özgürlük
için iktidarlarıyla çatışma eylemine geçmişlerdir. Tunus, Mısır, Irak, Libya,
Suriye, Bahreyn, Ürdün, Yemen gibi ülkeler Arap baharının etkisinde giren ülkelerdir.


Suriye, İran ve Ermenistan
sınırlarında ki Mayınların Temizlenmesi.


Sınır
komşumuz Irak’ta Saddam Hüseyin, Libya’da Lider Kaddafi devrilmiş sıra
Suriye’ye gelmişti ki Rusya destekli Beşar Esad, umulandan dirençli çıktı ve
şuan bile uzun bir savaşın içerisinde iktidarını korumaya devam ediyor.


Türkiye 1999
yılında 146 ülke tarafından imzalanarak yürürlüğe giren sınırlardaki mayınların
temizlenmesi Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz koalisyonunda
girmediği halde Ottowa anlaşmasına AKP hükümetince 2003 yılında taraf oldu. Bu
anlaşmaya göre Türkiye, 2014 yılına kadar sınırlarındaki mayınları temizlemiş
olacaktı.


2011 Aralık
ayında Suriye sınırında 900 Kilometrelik alanda mayından temizleme kararı
alındı ve mayın temizleme ihalesini bir İsrailli firma kazandı. Cumhuriyet Halk
Partisinin ihalenin durdurulması için başvurusu neticesinde Anayasa Mahkemesi
ihaleyi iptal etti.


İhalenin
iptali neticesinde Milli Savunma Bakanlığı yetkili kılındı ve TSK birlikleri
tarafından 10 bin 951 adet mayın temizlenmiş, mayın temizliği nedeniyle 204 TSK
personeli hayatını kaybetmiş, 742 TSK personeli de yaralanmıştır.


Mayın
temizliğinin hemen ardından BOP projesi gereği Suriye karışmış, Türkiye sınır
bölgesine yakın bölgelerde oturan Suriyeliler artık akın akın mayın temizliği
yapılan bölgelerden geçip ülkemize sığınmışlardır.


Alın size on
bir yılda yedi milyon Savaş kaçkını Suriyeli.


Suriye
sınırının mayınlardan temizlenmesinin ardından sıra; İran, Ermenistan
sınırlarındaki mayınların temizliğine gelmişti ve masraflarını da AB. Kalkınma
Fonu karşılıyordu.


Şimdi
sorgulamayacak mıyız: “Düğün değil, bayram değil eniştem beni NİYE öptü?”


NİYE’si
belli ABD Afganistan’dan çekilecek, Taliban kaçkınları kazasız belasız İran
sınırından geçip Türkiye topraklarına ulaşacak.


Sayın okur…Niyet
belli hedef belli gelinen nokta ortada. Peki bunların hepsine tesadüf diyebilir
miyiz, bu işin içinde gaflet, delâlet, veya ihanet yok mu sizce?


Allah Kur’anı
Keriminde sık sık hatırlatıyor: “hiç
düşünmez misiniz, hiç akıl etmez misiniz
?”


İyi bir Müslüman
olabilirsiniz ancak, vatanımızın bekası için de yaşadığımız olayları düşünüp sorgulamanız
gerekmiyor mu?

Hayırlı
ramazanlar dilerim.

Sağlıklı kalın.