Yerel seçim için siyasi kavga tüm hızıyla devam ederken, Mevlana’yı anma günü etkinlikleri de yapılmakta. Siyaset, çok zor ve çok sorumluluk isteyen bir iş, siyaset ve Mevlana kelimelerini yan yana getirdiğimizde ne kadar büyük zıtlıklar ortaya çıkmakta. Aslında insana hizmet etme sanatı olan siyaset, bugün çok farklı algılanmakta.
Hemen buradan siz değerli okurlarıma sormak istiyorum. Siyaset deyince ne anlıyorsunuz. Aklımıza siyaset deyince kötü sıfatlar gelmekte. Siyaset, Türkiye de en zor mesleklerin başında geliyor. Siyasete girmeden önce çok temiz pırıl pırıl olan birçok insan kendini dağıtmakta, birçok üzücü olaylara katılmakta. Aslında bu insanı o kötü yollara yakın çevresi ve arkadaşları itmekte.
30 yıldır aktif gazetecilik yaşamımda nice anlı şanlı siyasetçiler gördüm. Nereden nereye geldiklerine şahitlik yaptım. Güzel bir atasözümüz var ne oldum değil, ne olacağım demeli. Nice siyasetçilerin daha sonra düştükleri durum, sırtında taşıdığı insanlar tarafından kötülenmesi, rant işlerine bulaşmaları ve en önemlisi bir hizmet makamı olan siyasi makamın kişisel ve yakın çevreye peşkeş çekilerek, kul hakkına tecavüz edilmesi. Bu yüzden Başbakanlar, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları ve siyaset arenasında görev yapan birçok insanın siyaseti bıraktıktan sonraki acı durumları beni hep düşündürmekte, neden siyasilerimizin bu durumdan ders almadıklarını üzülerek sorgulamaktayım
BAŞKAN ADAYLIĞI YARIŞI
Yıllarca birlikte omuz omuza siyaset yapan insanların siyasi makam hırsı uğruna nasıl birbirlerini yok etmeye çalıştıkları, şikâyetler, iftiralar, gambazlamalar, belden aşağıya vurmalar ve yok etme taktikleri gerçekten siyaset kültürümüzün oluşmadığını göstermekte. Hele bugün, değil bir şehri, evini ve işyerini idare etmekten aciz birçok insanın belediye başkanlığı ve meclis üyeliğine talip olması ise cahil cesaretini göstermekte. Yakın çevremiz başta olmak üzere, Türkiye genelindeki başkan adaylığı yarışına bir bakalım. İnsanlar nasıl birbirini düşman haline geliyor, siyasi makam uğruna ne kalplar kırılıyor, Ne dostluklar bitiyor. Gerçekten siyasetçi olmak, insana hizmet sanatı olan siyasete girmek, bu toz duman ortamında birçok insanı derin derin düşündürmekte.
Siyasetçiler Mevlana hoşgörüsüne sahip olmalı.
Siyasetin bütün kuralsızlığı ile acımasızlığını gösterdiğin bugünlerde 17 Aralık Şebu Arus ve Mevlana’yı anma günlerini siyasetçilerimiz fırsat kabul etmeli. Mevlana’nın özlü sözlerini bir kez daha okumalı. Deyim yerinde ise, Mevlana ruhunu siyasete hakim kılmalıdır. Adaylar belli olacak. Partiler arasındaki siyasi yarış, seçimlerden sonra bitecektir. Gerek adaylık ve gerekse de seçim esnasında kırılan kalpler yıkılan gönüller, kurşun yarasından daha ağır olan dil yaraları hep için için sızlayacaktır. Bu yüzden Mevlana’nın anma etkinlikleri yep yeni bir ruhla gündeme getirilmeli, özellikle siyaset yarışında olan insanlarımız Mevlana ruhunu siyasi ortamda da yaşatmalıdır.
BELH’TEN KONYA’YA MEVLANA YOLU
Mevlana’yı anma etkinlikleri düzenleniyor. Hepsi birbirinin kopyası adeta birçok kültürel değerimiz gibi Mevlana ekonomik ve diğer rantlara alet ediliyor. Mevlana’yı yeniden anlamak ve anlatabilmek için Mevlana’nın dünyaya geldiği Bugünkü Afganistan’ın Belh Şehrine gitmek gerekiyor. Yıllar önce bu bölgede belgesel çekerken, bir suikast’e kurban giden Afgan liderlerden Burhanettin Rahmani ” Biz Afganlılar olarak, Mevlana gibi gönül sultanlarının nasihatlerine kulak verseydik, Afganistan bugün insan kaynakları, yer altın zenginliği ve stratejik konumu itibariyle Dünyanın lider ülkesi olurdu. Bizim ülkemiz bugün kan ve savaşın çizmesi altında inliyor ise, Mevlana ruhundan uzaklaşmamızdan ” diye söylüyordu.
İslam coğrafyası bugün iç savaşlar terör fakirlik ve cehaletin pençesi altında inliyor. Bilgi ve bilişim çağından çok uzak bir durumda. Türkiye deki genel durum ise, diğer ülkelerden hiç farklı değil. Partiler ve siyasi liderler arasındaki kavgalar, cemaatlerin birbirine karşı tutumu, fikirler arasındaki ayrılık, kavga ve düşmanlıkları ufkumuzu kararmakta. Bir de seçim yarışlarının başlaması, yerel seçimlerden sonra, Cumhurbaşkanlığı ve muhtemelen yapılması düşünülen Milletvekilliği erken genel seçimleri 2014 yılını hareketli geçirecektir.
Başta siyasilerimiz olmak üzere, herkes sorumluluğunun bilincinde olarak, makam ve mevki hırsı ile rakiplerini yok etmeden Mevlana hoşgörüsüne sahip olmalı. Siyasiler bunu yapmazsa biz kendi bünyemizde bunları yapmalıyız. Gelin kendimizi bir iyilik yapalım, her hâlükârda Mevlana ruhunu içimizde yaşatalım. Siyasi kavgalardan uzaklaşıp makam ve mevkiimizi insanların kalbini kırmadan hoşgörü ortamında kul hakkına tenezzül etmeden icra edelim. Büyük Yunus’un dediği gibi Vurana elsiz, şölene dilsiz olalım. Gelen tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim. Dünyanın fani olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Mevlana’nın anma etkinliklerin organize edildiğini bugünlerde Mevlana ruhunu içimizde yaşatalım.