Sıcak Yuva Vakfı ve Kutsal Aile

98

Millet ve devletlerin en önemli kutsallarından birisi aile ve Kutsal evlilik kurumudur.  Kutsal aile dünya milletleri içerisinde en değerli varlıktır.  Dünyanın 70’den fazla ülkesini gezen, belgeseller çekip, araştırma yapan hazırladığı belgeselleri de telif ücreti almadan toplumsal sorumluluk amacıyla TV kanallarında yayınlanmasına izin veren bir belgeselci olarak, gezdiğim ülkelerde en çok ilgimi çeken aile kurumları ve kutsal evlilik gelenekleri oluyor. 

Son Sibirya gezimde Tuva ve Hakas Türklerinin yaşadığı Yenisey Vadisi ve Sayan dağlarındaki Türklerin düğün törenlerini de belgeselleştirme imkânı buldum. Türkiye’den binlerce kilometre uzaktaki, Tuva ve Hakas Türkleri de tıpkı Anadolu’daki düğün gelenekleri gibi düğünlerini yapmakta ve kutsal aile yuvası oluşturmaktalar.

Kutsal aile yuvası sıcak Yuva ortamında yetişen bireylerle başarıya ulaşmakta.  Ana kucağı, baba ocağı, yurt, yuva kurmak milli ve manevi geleneklere bağlı olarak yetişen nesillerle daha başarılı olmakta. Bugün sanal dünyada en çok sıcak yuva ortamı ve kutsal aile darbe yemekte. Kutsal aileyi korumak için devlet ciddi önlemler almakta, bizzat Sayın Başbakan’ın “En az üç çocuk” kampanyası ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin devamını sağlamak mevcut nüfusunu devam ettirmek için özel çaba sarf etmekte.

Sıcak yuvalar ve kutsal aile kurumları herkesin özlediği ve aradığı değerler. Ancak her geçen gün bu değerlerden uzaklaşılmakta.  Kutsal aile parçalanmaktadır.

Başbakan Sayın Erdoğan İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde bir grup işadamı ve akademisyenle  “Sıcak Yuva Vakfı’nı kurmuştu. Bugün bu vakfın başkanı değerli dostum Sibirya Bozkırlarında beraber olduğumuz Prof.Dr. Sefa Saygılı Bey.  Sayın Saygılı, Vakfın her ay düzenlediği aylık konferanslardan birine bizi de davet etti. Gerçekten bu tür vakıflar önemli hizmetler yapmakta.  Vakfın kuruluş amacını yıllar önce “Sıcak Yuva Vakfı Kurucu Başkanı olarak Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şu satırlarla kaleme almıştı. “Sokaklarda yaşayan veya sokağa düşme riski taşıyan; kimsesiz çocuklar, yaşlılar, bağımlı aile bireyleri, yardım ve bakıma muhtaç kişiler, toplumumuzun ahlaki değerleri ve bireylerin ruh sağlığı açısından elverişsiz koşullarda bulunanlara; barınma, korunma, sağlık, eğitim, tedavi, maddi ve manevi her konuda yardımcı olmak” amacını gerçekleştirmeye yönelik etkin ve kuşatıcı faaliyetlerde bulunmak üzere SICAK YUVA isimli vakfımızın kurulmasına karar vermiş idik.”

Vakfın faaliyetleri ise Vakıf Ana tüzüğünde şu şekilde yer almakta.

SICAK YUVA VAKFININ FAALİYETLERİ

Madde 5 – Vakıf, amacını gerçekleştirmeye matuf olarak, aşağıdaki faaliyetlerde bulunur:

a) Kimsesiz çocukları, bağımlı aile bireylerini, yardım ve bakıma muhtaç kişiler ile ahlak ve ruh sağlığı açısından elverişsiz mesleklere mahkûm olan kişileri yeniden topluma kazandırmak için sağlık, barınma ve tedavi merkezleri kurabilir veya bu gibi girişimlere ortak olabilir.

b) Bilimsel toplantılar düzenler, faaliyet alanı ile ilgili basım ve yayın ürünleri yapar, kısa süreli eğitim faaliyetleri ve kurslar düzenleyebilir, mevzuat hükümlerine uyarak okullar açar, yükseköğretim alanında da öğretim kurumları oluşturabilir.

c) Burs verebilir, danışma merkezleri açabilir, ailelere defaten veya sürekli mali destek sağlayabilir.

d) Vakıf, yukarıda belirtilen amacı gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyulan mali kaynağı elde etmeye matuf ticari faaliyetlerde bulunabilir, ticari şirketler kurabilir, kurulmuş şirketlere ortak olabilir, bağış veya ölüme bağlı kazandırma kabul edebilir, mirasçı atanabilir.

Sıcak Yuva Vakfı ile ilgili ayrıntılı bilgiyi www.sicakaileyuvavakfi.com sitesinden okuyabilirsiniz.

Evet, yıllar önce böyle bir vakfın ne kadar önemli olduğu Sayın Başbakan tarafından ortaya konmuş ve halen bu vakıf başarılı bir şekilde hizmetlerine devam ediyor. Ancak kutsal aile kurumu ve sıcak yuvalarımız üzerinde büyük oyunlar planlanmakta.  TV dizileri ve değişik yöntemlerle yuvalar yıkılmakta. Aileler büyük sıkıntı ve sorun yaşamaktadır. Bu konuda daha önce birçok yazı kaleme almıştım. O yazılardan değişik araştırmalara ve görüşlere de yer vermiştim. O yazılardan birini sizlerle paylaşıyorum.

KUTSAL AİLE YUVASI KORUNMALI

İnsanın, toplumun ve devletin kutsalları vardır. Aile yuvası kutsallarımızın başında gelir. Ancak kutsal aile yuvası her geçen gün çatırdıyor. Boşanmalar, hızla artarken, en ağır bedeli çocuklar ödüyor.

TRT´de “Ömür dediğin” adlı dizi çok önemli. Yapımcısını gerçekten kutluyorum. Bu program dizisinden o kadar ders ve ibret alınacak hikâyeler var ki, keşke gençlerimiz bu programı izleseler. Gençlerimiz bu programı izlemek yerine aile yuvasını dinamitleyen programları izliyorlar.

Dünyada yaşayan bütün toplumlarda ailenin önemli olduğu bir gerçek. Bizim toplumumuzda ise çok daha önemli. Ancak her geçen gün boşanmalarda ki artış, incelendiğinde eften püften sebeplerle boşanıldığını üzülerek görmekteyiz.

Geçtiğimiz yıllarda Gebze Aile mahkemesi ile ilgili yaptığım bir araştırmada bir yılda 2 bin 40 çiftin boşanmak için Gebze´de aile mahkemelerine başvurduğunu üzülerek gördüm. Kocaeli´de son altı ay içerisinde 734 çiftin boşanması acı gerçeği ortaya koyuyor. Türkiye genelinde ise bu altı aylık dönemde Türkiye İstatistik Kurumu´nun verilerine göre 33 bin 474 çift mahkeme kararıyla boşanmış.

Osmanlı´nın 623 yıllık süre içerisinde toplam 20 bin çiftin boşandığını dikkate alırsak, kutsal aile yuvasının nasıl erozyona uğradığını net olarak görmüş oluruz. TÜİK verilerine göre Kocaeli genelinde 2012 yılının ilk 6 ayında boşanma oranlarıyla ilgili verileri özetle sizlerle paylaşmak istiyorum:

Geçtiğimiz yıl boşanma istatistikleriyle ilgili gazetemizin yaptığı inceleme de boşanma yaşının erkeklerde en çok 30-34 yaş aralığında 179 olarak yansırken, kadınlarda ise boşanma en çok 25-29 yaş aralığında meydana geldi. 16-19 yaş aralığı ve 60 yaş üstünde boşanma olayı neredeyse hiç görülmezken, evlilik süreleri göz önüne alındığında birbirleriyle uzun yıllar beraber olan evli çiftlerin daha çok boşandığı görüldü. 16 yıldan fazla evli olan 169 çift boşanırken, bu kadar yıl aynı yastığa baş koyan insanların ayrılmaları şaşırttı.”

Görüldüğü gibi durum dehşet. Bu kötü gidişe dur demek gerekiyor. Bu noktada daha önce birçok yazı kaleme almıştık. Yazdığım bu yazılar büyük ilgi uyandırmış ve birçok okurdan mesajlar almıştım.

Geçtiğimiz yıl Gebze TÜBİTAK Bilim Olimpiyatlarına gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin ile Kocaeli milletvekili Sibel Gönül´e kutsal aile yuvasının yıkılmakta olduğu, boşanmaların arttığı ve boşanan çiftlerin çocuklarının çok zor durumda olduğunu ortaya koyan araştırmamı kendileriyle paylaşmıştım. Ailenin korunmasıyla ilgili TV dizileri yapılması noktasında talebimi kendisine iletmiştim. Yaptığımız bu talebin ısrarla takipçisi olacağız. Başta TRT olmak üzere özel kanallar, ailenin önemini anlatan, eşler arasında sevgi, saygı, vefa ve özveri duygusunu teşvik eden diziler ve programlar yapmalı. Bir kez daha talebimizi buradan yazılı olarak Sayın Bakan Fatma Hanıma iletiyorum.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı´na

Ankara

Türkiye´nin en büyük sorunlarından birisi kutsal aile yuvasının yıkılmaya yüz tutması ve boşanmalar yüzünden, çocukların ortada kalmasıdır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı´nın Toplumsal yara olan bu önemli soruna çare bulması için eğitici ve öğretici faaliyetler yapmalıdır.

Bu kapsamda başta TRT olmak üzere özel kanallar, radyo ve gazeteler aracılığıyla ailenin önemini ortaya koyan programlar hazırlanarak kamuoyu aydınlatılmalıdır. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı´nın yaptığı çalışmalar ve yapacağı çalışmalar hakkında bilgi edinme yasası çerçevesince bilgi istiyor, başarı dileklerimizle saygılar sunuyoruz.