Ülkeyi yönetenlerin sergiledikleri siyasi ayrımcılıktan kaynaklanan gayrı adil uygulamalardan mı diyelim, ülke ekonomisinde uygulanan mekanizmanın bozukluğundan insanımızın fakirleştiğinden mi diyelim; insanlarımız arasında şiddet, kadınımıza yönelik şiddet gittikçe genişlemekte; sevgisizlik hat safhada.
Dindar görünen dinidarların gerçekte göğün kapılarına sırt çevirmeleri, kendi eliyle ürettiği yapay sorunların açılmak bilmeyen kapıları önünde yorgun ve bitkin bir halde bekliyor olmaları hali. Bilim ve tekniğin son imkânlarıyla ürettiği en modern anahtarlar, kilitli kapıların açılmasında ona yardımcı olmuyor. Bu yüzden de özlediği aydınlığı, peşinden koştuğu idealleri ‘’nerede’ ve ‘nasıl’ araması gerektiğini yeniden düşünmesi gerekiyor.
Bu noktada samimi Kur’an Ehli, tespitleriyle hem şikâyetçi olduğunu vurguluyor ve hem de insanlığın peşinden koştuğu idealleri ‘nerede’ ve ‘nasıl’ araması gerektiğinin yanıtını veriyor: İnsan onurunu, haysiyet ve şerefini, her iki âlemde mutlu olması şuurunu merkezine almış Kur’an’ın dini ‘ diyor. Yüce Yaratıcıya iman etmenin merkezini oluşturan ’SEVGİ‘; diyor. Öyle ki ‘’sevgi’, insanlığın saadeti, huzuru, onuru ve güvenliği için kilitli kapıların açılmasında ona yardımcı olacak yegâne eylemdir, kavramdır. Diyor.
*
Derviş Yunus ne güzel söyler;
‘Söz oIa kese savaşı, söz oIa kestire başı, söz oIa aguIu asi baI iIe yağ ede bir söz’’.
‘’Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönüI yapamazsan, yıkıp viran eyleme’’
‘’Maharet güzeli görebilmektir, sevmenin sırrına erebilmektir. Cihan, âlem herkes biIsin ki şunu; en büyük ibadet sevebilmektir’
‘’ CümIeIer doğrudur sen doğru isen, doğruIuk bulunmaz sen eğri isen’
*
İnsan olmanın, var olmanın en doruk noktasıdır sevmek aslında. Sevmeden yaşanılmaz. Mutlaka sevmek isteriz. Karşımızdaki, bizi bizim sevdiğimiz kadar sevmese bile. Hatta hiç sevmese de önemi yoktur. Kendimiz için severiz. Sevmeden yapamayız, eksik hissederiz hep kendimizi.
Kimi zaman sevenizdir, kimi zaman da sevilen. Hayatın renkleri, sözcükleri, şarkıları, resimleri, ahengi, güzelliği sevgiyle anlam kazanır. Sevgi yaşama gücümüzdür aslında, yaşamı sevme arzumuzdur.
Sevgi, bütün duyguların en natüreli, en temizi, en nadidesi ve en güzelidir. Kalpleri güzelleştirir, yaklaştırır, kaynaştırır. Güzel duyguların yüreğimizde birikmesini, evrenle paylaşmamızı sağlar. Mutluluğun membaı, huzurun adresidir.
Öyleyse sevmek mi, sevilmek mi önemlidir? Yaşam boyu zihnimizi kurcalayan bir ikilemdir bu. Ünlü şair Fuzuli’ye, “sevmek mi sevilmek mi” diye sormuşlar, “sevmek” demiş. Mevlana “gel gel ne olursan ol yine gel”, Yunus “Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik” ve Hacı Bektaş’ı Veli “İncinsen de incitme” aynı kutlu yolun yolcularıdır.
Sevmek koşulsuz ve karşılıksız olduğunda değerlidir. Çünkü sevilmeyi de getirir kendisiyle. O yüzden sevmek, emek ister, yürek ister, özveri ister, ihtimam ister, aynı zamanda da cesaret ister.
Unutmayalım ki sevgisiz geçen hayat, yarım hayattır. Sevgisiz insan da yarım insandır. Şu kısacık ömrümüzde sevgiden daha güzel ne var paylaşabileceğimiz. “Senin için ne yapabilirim?” sorusu kadar karşınızdaki insanı rahatlatacak başka bir cümle olabilir mi? Belki elimizden bir şey gelmeyecek ama o cümlenin vereceği güven o kişiye en büyük iyilik olacaktır.
“Bir bakış, ufacık bir gülücük, küçük bir arama, bir nebze hatır sorma, bir soluk uğrama” kimleri mutlu etmez ki… Kalbimizi dolduran nadide duygular, orada yosun tutmasın, gizli kalmasın.
Ruh bahçemiz sevgisiz kalırsa estetiğini kaybeder. Her tarafını devedikenleri sarar. İçindeki güzellikler göç eder sonunda.
Kimseyi küçültmeden, utandırmadan, mütevazı, anlayışlı, olgun bir tavırla, küçük bir jest, bir tebessüm, bir yardım eli, dünyayı değiştirebilir.
Hadi, beklentisiz, içten gelen bir arzuyla sevgimizi tüm evrene yaymanın zamanıdır. Unutmayalım ki; hayatımızda tek mecburiyet sevgi¬dir. Gerçekten sevenler, karşılık beklemeden sevenlerdir.
Şu dünyada kirlenmeden kalan yüreklerini, en temiz şey olan sevgiyle doldurabilen insanlara ne mutlu.
*
Bütün günleriniz sevginizi paylaşmakla geçsin…
Sevgiyle kalın severek kalın.