Şehitlerimize Ailelerine Türk Milletine Hakaret

36

Bildiğimiz kadarıyla Türk milliyetçiliğini şiar edinmiş köklü siyasi partilerimizden Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanın, emperyalist güçlerin güdümünde ve desteğiyle ülkemizin üniter yapısını bozarak federasyona getirme amaçlı; ülkeyi parçalama amaçlı kurulan terör örgütünün yaklaşık kırk yıldır ülkemize maddi ve manevi kan kusturarak yaklaşık kırk bin şehit vermemizde başrolü oynayan ve tutuklanarak ömür boyu hapse mahkûm olan terörist başının Meclis kürsüsüne davet ve umut hakkı diyerek bir af ile ödüllendirmeyi vaat etmesi, terör ile mücadele kitabının hiçbir yerinde yazmaz.

O davet Türk milliyetçiliği için bir utanç vesilesi olmuştur. Türk milliyetçileri ve ülkücüler böyle bir teklifi kabul edemez. Bu siyasi partinin başkanı seçmeni tarafından Türk milliyetçilik hareketinin dışına çıkarılmalıdır.

*

Tarihi bir gerçeğin kutsiyeti inkâr mı ediliyor?

Atalar, ta Orhun vadilerinden gelip on binlerce şehit kanı dökerek bu ülkeyi vatan edindi. Kan dökerek, ter akıtarak bu toprakları vatan edindi. Erzurum’a, Diyarbakır’a, Sivas’a, Konya’ya, Aydın’a, Bursa’ya, Edirne’ye, İstanbul’a ve her karış toprağa binlerce mabet ve mimari eser inşa ederek bu ülkeyi yurt edindi. Türkülerle, bozlaklarla, nefeslerle, şarkılarla bu ülkenin ruhuna Türklüğü işledi. Şimdi kim, nereden gelip senin vatanına ortak oluyor? Türk budun, düşün ve sorgula! Kimin malını kime veriyorlar?

*

Tıpkı Oğuz Kağan’ın önüne düştüğü gibi, 20. yüzyılın başında Türk milletinin önüne bir bozkurt daha düşüp yol gösterdi. “Geldikleri gibi giderler.” dedi ve ardına düşen Mehmetçik, can vererek, kan dökerek Türkiye denilen bu aziz vatanı yeniden kurdu. Kimin toprağını kime veriyorlar? Türk budun, düşün ve ayağa kalk!

*

Türk milletinin önüne düşecek oluşum ve yapılaşmalar da harekete geçmelidir. Bütün milliyetçi / ulusalcı parti ve kuruluşlar iş birliği yaparak bir çekim merkezi hâline gelmelidirler. Bu da olmazsa ey Türk, iş başa düşmüş demektir:

Demokrasi yolları açıktır. Yazıp çizebilirsin. Teşkilatlanabilirsin. Meydanlarda gösteri yapabilirsin. Her gün belli bir saatte “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diye haykırabilirsin.

*

Bilindiği gibi, “Millî egemenliğin tecelli ettiği TBMM’de terör ve terörizme teslim olmak anlamına gelen konuşmalar yapılmıştır. Bu konuşulanlar ve teklifler gerçekleştiği takdirde, emperyalistler yüzlerce yıldır başaramadıkları hedeflerine ulaşmış olacaklardır. Bu kabul edilemez

*

Atatürk’ün, Türk istiklal ve cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmeyi her yaştan Türk gencine birinci vazife olarak verdiği ve Anayasa’nın başlangıç ilkelerinde de Türk egemenliğinin simgesi olan Anayasa’nın, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi edildiği hatırlanmalıdır.

*

Her Türk, ölene kadar, Türk istiklâlini ve Türk Cumhuriyetini korumakla vazifelidir. Bu görev yüz yıl önce başarılmıştı, bugün de başarılacaktır. Ne mutlu Türk’üm diyene!”