Seçim Sistemleri

80

 

“Yöneticilerini rastgele seçen bir millet kaptanı yolcular arasından kurayla seçilen gemiye benzer” En küçüğünden en büyüğüne kadar her insan topluluğunun bir statüye ihtiyacı vardır. O topluluğun gayesi ve iradesi böyle bir statüye göre şekillenir ve gerçekleşir.

Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Ama siyasi parti liderleri de ölünceye kadar kendilerini vazgeçilmez sananlarla doludur.

Temsili hükümet sisteminin gerçekleşmesini sağlayan seçim müessesesi vasıtasıyladır. Halk temsilcilerini ve bilhassa yasama organını seçimle tayin eder. Seçim çağımızın demokratik anlayış ve tatbikatı içerisinde önemli bir yere sahiptir. Demokrasinin temel siyasi prensiplerinden biride Milletin devlet iradesine sahip oluşuna ve bu iradenin kullanılışına mümkün olan en geniş ölçüde katılmasıdır. Verilen oyların TBMM’ since nasıl yansıyacağı sorusu seçim sistemlerinin konusu ve nasıl olması gerektiğini ilgilendirir.

Türkiye’de 1961 yılında kabul edilen milletvekili seçim kanununda basit seçim çevre barajı vardır. Bir seçim çevresinde toplam geçerli oyların o çevreden çıkacak milletvekili sayınsına bölünmesi ile elde edilen sayıdan fazla oy alınması zorunlu idi. Bu baraj 1965 yılında kaldırılarak milli bakiye sistemine geçildi. 1980 yılına kadar Türkiye’de D. Hondt sistemi uygulandı. 12 Eylül 1980 yönetiminin danışma meclisi D. Hondt sistemi yanında ülke genelinde % 10 her seçim çevresinde de seçim çevresi barajı koymuştur.

1995 yılında seçim çevresi barajı kaldırılmıştır. Türkiye’de seçim sistemi Anayasa ile değil kanun ile tespit edilmiştir. Bu sebeple de 1983 sonrası iktidar partileri kanunda birçok değişiklikler yapmışlardır.

2839 sayılı milletvekili seçimi kanununun 2. maddesine göre milletvekili seçimi tek derecelidir. Seçim nispi temsil sistemine göre eşit ve gizli oyla hakim denetimi altında yapılır. Aynı kanunun 4. maddesine göre seçim çevrelerinde il, ilçe ve daha küçük birimler olarak tespit edilmiştir. Yapılan tespit sonunda çıkaracağı milletvekili sayısı 18’e kadar olan iller bir seçim çevresi sayılır. Çıkaracağı milletvekili sayısı 18’den 35’e kadar olan iller iki, 36 veya daha fazla olan iller ise üç seçim çevresine bölünür.

Milletvekili kanunun 33. maddesi hükmüne göre genel seçimlerde ülke genelinde geçerli oyların %10’onu geçemeyen partiler milletvekili çıkaramazlar. Ülke barajını hiçbir siyasi parti aşamaması halinde milletvekilleri alınan oylara göre barajsız hesap edilerek seçilirler.

Türkiye’de adil bir seçim sistemi için;

1- Adaletli bir temsil ve istikrar içerecek bir seçim sistemi için bütün partilerin kısa vadeli menfaatlerini ikinci plana itip bu konuda ülke menfaatlerini öne alarak bir uzlaşmaya gitmeleri gerekir.

2- Siyasi partiler kanununun ek-1. maddesi uyarınca partilere yapılan devlet yardımlarının milletvekili sayısına göre değil, aldıkları oy sayısı dikkate alınarak yapılması gerekir.

3- Siyasi partiler tarafında gösterilecek milletvekili adaylarının % 25’inin sağlık, ekonomi, hukuk ve mühendis gibi devletin yönetim kadrolarına ihtiyaç duyduğu dallarda üniversite mezunu uzman olması şartı getirilip adayların % 90’ını seçimle yargı gözetim ve denetiminde partili üyeler tarafından seçilmesi gerekir. Ayrıca daha önce var olan daha sonra kaldırılan tercihli oy sistemi yeniden getirilmelidir.

4- TRT yasasında siyasi partilerle ilgili haberde partiler arasındaki ayırım kaldırılmalı ve seçime katılan her partiye eşit zaman ayrılmalıdır.

5- Partiler arasındaki işbirliği yasağı kaldırılmalı. İki veya daha fazla partinin kimliklerini koruyarak seçimlere birlikte girme imkânı sağlanmalıdır. Böylelikle partilerin muvazaa yoluna başvurmaları da önlenmiş olur.

Siyasi parti liderleri artık vazgeçilmez, ulaşılmaz olduklarına inanmaktan vazgeçmelerini sağlayacak tedbirler alınmalı. Üç dönem genel başkanlık yapmış ve 70 yaşını dolduran genel başkanların bir daha seçilmemeleri için gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Yoksa siyasi parti liderleri ölünceye kadar genel başkan, milletvekilleri de onun kulları, millet de genel başkanın listesini tasdik eden noterlik haline dönüşür.  Her toplum laik olduğu yöneticiler tarafından yönetilir.