Seçim sonuçları belli oldu. Rakamları değerlendirmek için erken. Ancak bu rakamlarla hemen söylenebilecek ilk tespit, AKP’nin başarılı olduğudur. Yaşadığı bunca badireden sonra, son genel seçimlere göre, AKP’nin beklenenden daha az oy kaybetmiş olduğu, açık ara birinciliğini koruduğu görülüyor.
Bu sonuçların AKP ve Başbakan’a büyük moral vereceği, bugüne kadar muhalefet tarafından eleştirilen tavır ve politikalarında daha cesur ve hatta pervasız olacağını tahmin etmek yanlış olmasa gerek.
Erdoğan balkonda konuşurken, yanına tapelerde isimleri geçen oğlu Bilal, kızı Sümeyye ve rüşvet iddiasıyla görevden alınan, daha sonra da bir gazeteciyle telefon görüşmesinde Kur’an ayetleriyle “Bakara makara” diyerek dalga geçtiği görülen Egemen Bağış‘ı da yanına aldı. Böylece her şartta yakınlarına sahip çıkacağını gösterdi.
Son balkon konuşmasında önceki balkon konuşmalarından farklı olarak sert bir üslup kullandı. Cemaate operasyonlar yapılacağının işaretlerini verdi.
Bu önemli seçimden sonra Türkiye gündeminde olan meseleler nasıl bir seyir izleyecek? Üzerinde düşünmemiz gereken konuları hatırlayarak değerlendirmeye çalışalım.
*****
AK PARTİLİLER ALEYHİNE AÇILAN / AÇILABİLECEK DAVALAR: İktidar partisi AKP seçimlerden istediği sonucu alarak, 17 Aralık’ta 4 Bakanın çocukları hakkında açılan, ikinci dalga olarak Başbakanın oğlu Bilal ve TÜRGEV üzerinden yürütüldüğü iddia edilen “rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının” haksızlığını ispatlayacağını düşünüyordu.
Seçim sonucu elbette “yolsuzluk ve rüşvet” konulu başlamış olan yargılama süreçlerini durdurmayacak. Hukuk kendi mecrasında açılmış davaların devamını yürütmek zorunda. Ancak yargı ve emniyetteki tayin furyasından ve seçimlerin bu sonuçlarından sonra bu davaların “Deniz Feneri” davası benzeri bir sürece girmesini beklemek durumundayız.
Açılmamış davalar konusunda ise Erdoğan’ın en azından genel seçimlerin olacağı 2015 yılına kadar Başbakan olarak kalacak olması belirleyici olacak. Çünkü bugünkü şartlar altında iktidar aleyhine dava açabilmek ciddi cesaret gerektirmekte.
*****
CEMAATLE SAVAŞ: Devlet kadroları içinde bulunan cemaat mensuplarının tasfiyesinin hızlanacağı, basında, iş âleminde cemaatçi olanların çok yoğun bir baskı altına alınacağı yani yargılanmalar ve vergi cezaları ile etkisizleştirileceği beklenmekte. Okulları ve dershaneleri ise hayli darbe yiyecek.
*****
GÜNEYDOĞU’DA ÖZERK KÜRDİSTAN: PKK/BDP kanadı seçimler öncesi ilan edeceğini duyurduğu özerklik konusunda mutlaka bir adım atacak. En azından Öcalan’ın “müzakere sürecini yasal bir statüye kavuşturma” talebini gerçekleştirmek için gerekli gördükleri hamleleri yapacağından kuşku duymamak gerekir. Yeni Büyükşehir Belediye kanunu ile getirilen imkânlar Güneydoğu’da özerk bölgelerin oluşması için PKK/BDP’ye ciddi bir imkân sağlayacağı muhakkak.
2015 yılında Öcalan’ın hapis cezasının gözden geçirilmesi ve bir af çıkarılarak Güneydoğu Bölgemizin BDP/KCK ve dağdan inecek PKK militanlarının yönetimine devredileceğine dair bir anlaşma olduğuna dair analizler yapılmakta.
Prof. Dr. Ümit Özdağ‘ın analizine göre, “Özerk Kürdistan tartışmasının 26 Şubat’ta yapılan son MGK toplantısında gündeme geldiği, seçimlerden sonra BDP’nin demokratik özerkliği ilan ederek, belediyelerin önüne Türk Bayrağı’nın yanına Kürt bayrağı çekileceği basına yansımıştı. Ancak ilan edilecek özerk Kürdistan ancak 2015 sonrasında AKP hükümeti tarafından resmen kabul edilecektir.”
“2015 seçimlerini AKP’nin kazanması durumunda Anayasa değişikliği ile kurulacak özerk Kürdistan çerçevesinde PKK’nın üst düzey yönetiminin Kandil’den Türkiye’ye dönerek gayri resmi şekilde Güneydoğu Anadolu’nun gerçek yöneticileri haline gelecekler. Bölgede iki resmi dil ve iki bayrak kullanılmaya başlanacak. PKK’nın dağ kadroları yerel güvenlik güçlerini oluşturacak.” Pervin Buldan’ın ifadesiyle “2015 yılı sn. Öcalan’ın özgürlüğe kavuştuğu yıl olacak.”
Şimdi bu seçim sonuçlarıyla hükümetin halkı bu “çözüm” politikalarına hazırlaması daha kolay olacak.
*****
TWİTTER, YOUTUBE VB YASAKLAR: Sosyal medyayı en çok kullanan Y kuşağı denilen genç nüfusumuzun bile Twitter ve Youtube yasaklarına ciddi bir tepki göstermediği anlaşıldı. Bundan sonra AKP ve Başbakan hakkında çıkabilecek ses ve görüntü kayıtlarını engellemek için Facebook ve diğer mecralarda da yasaklamalara gidilmesi, medyada sansür veya Alo Fatih müdahalelerinin artmasını bekleyebiliriz.
*****
ERDOĞAN’IN KUTSALLAŞTIRILMASI: AKP içinde bazı kişilerin şirk derecesinde “Allah’ın bütün vasıflarını taşıdığı” gibi şirazesi kaçmış yorumlarla Erdoğan’ı kutsallaştırma eylemlerinin artarak devam edeceğini tahmin ediyorum. (İnşallah olmaz.)
Esasen bu seçim kampanyası Ak Parti adı yerine tamamen Recep Tayyip Erdoğan ismi üzerinden yürütüldü.
Artık Ak Parti Recep Tayyip Erdoğan’dan ibarettir. Elhak bunu da hak etmektedir.
*****
SES VE GÖRÜNTÜ KAYITLARI: Birilerinin elinde R.Tayyip Erdoğan ve yakınları hakkında ses ve görüntü koleksiyonu olduğu anlaşılıyor. Seçim geçti diye yayımlamayı durduracaklarını sanmıyorum.
Önümüzde ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Gelecek sene de Milletvekili genel seçimleri var. Her ne kadar şimdiye kadar çıkan ses kayıtlarının seçmen tercihlerine etkisi çok çok sınırlı kaldığı görülmüş olsa da tape yayınları devam edebilir.
Çünkü bunları yayımlayanlar ses kayıtları ile toplumsal reflekslerin yavaş değiştiğini göz önüne alabilir. Ayrıca Erdoğan için hukuki sıkıntılar yaratabileceklerini düşünebilirler.
*****
SON SÖZ: Türk Milleti tercihini yaptı. Hukuk devletinden uzaklaşma, otoriterleşme ve ülkemizin bir bölümünü PKK’ya teslim etme kaygılarını anlatanlara itibar etmedi.
İnşallah biz yanılıyor oluruz. Türkiye dürüst, hukuka saygılı yöneticiler elinde huzurlu, hür, müreffeh bir toplum ve “tek devlet, tek millet” halinde güçlü bir devlet olmaya doğru gider.
Ama söylediklerimiz ya doğru çıkarsa…