Salgına Karşı Çözüm Önerilerim

79

Dün web sitemizde yayınlanan “Salgınların İşyeri Tipi Modern Sanayi Esirleri” başlıklı denememi şöyle sonlandırmıştım: “Evet, İtalya yolunda hızla ilerlediğimiz muhakkak, kesin zecri tedbirler almalıyız. Ancak sanayiyi tamamen durdurup bu zayıf ekonomimizi ya da sağlık koşullarımızı daha da çökertmeden, sadece gıda, sağlık ve temizlik ürünlerinin üretildiği ama buralarda çalışanların da kesin korunduğu, daha düşük yoğunluklu bir endüstriyel hayat tasavvur edebilir miyiz? Bunun üzerine siyasi partiler, meslek örgütleri, sendikalar, diğer toplumsal örgütler ve kişiler olarak kafa yormalıyız. Ben yoracağım.”

            Bu çağrım başta Kocaeli Aydınlar Ocağı web sitesindeki tüm yazar arkadaşlarıma.

Zihnimizi hür bırakalım ancak fazla ince eleyip sık dokumayalım; mesela ben şimdi böyle yapıyorum. Hemen sonrasında pekişen, doğrulanan ve kolektif olarak onaylanan görüşlerin KAO duyurusu olarak kamuoyu ile paylaşılmasını sevgili Başkanımız Süleyman Pekin’e buradan öneriyorum.

            Evet, önerilerime geçerken tekrar etmek istiyorum:   “Evet, İtalya yolunda hızla ilerlediğimiz muhakkak.” Bu yüzden;

1. Bu salgın en az can kaybımızla sonlanmalı ve ilim ve fen mürşitliğinde verilecek bu mücadele, yenilgiyle değil zaferle sonuçlanmalıdır. Bu zafer ayrıca, aynen Kurtuluş Savaşımızda olduğu gibi milletimize büyük bir moral ve özgüven verecektir. Aksini düşünmek ve dillendirmek bile istemiyorum.

2. Bu salgının en az can kaybıyla sonlanabilmesi için yayılma hızının en aza düşmesi şarttır. Bu ayrıca hastanelere yığılmayı önleyecek ve tedavi kalitesini arttıracaktır.

3. Yayılma hızının en aza düşebilmesi için yayıcı olan insan ilişkilerinin ve temasının, hem minimuma inmesi hem de bu ilişkilerde virüse karşı tam bir korunmanın sağlanması şarttır.

4. Yukarıdaki nedenlerle SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI hemen ilan edilmelidir.

5. Şu anda eve kapanmışlar olarak neler tüketiyorsak sadece bunlar üretilmeli ve dağıtıma çıkarılmalıdır.

6. Bunun dışında tüm sanayi ve endüstri kolları, inşaat vb. “ne varsa” hemen durmalıdır.

7. Sanayimiz büyük ölçüde ithalata dayandığına göre ve zaten dış ticaret açığımız olduğuna göre bu bir gelir kaynağı bile olabilir. Tabi ki dış ödemeler de derhal durdurulmalıdır.

8. Milyonlarca işçimiz, servis araçlarında itiş – kakış giderken ve yemekhanelerinde burun buruna yemek yerken, akşam birbiri ardına hızla duşlarını alırken, birbirlerine ve sonra da evlerine hastalığı yayma riskinden uzaklaşacaklardır.

9. Evlerine geçici olarak dönen işçilerimizin yaşam gelirleri, devlet ve çalıştıkları kurum tarafından paylaşılarak ödenecektir.

10. Binlerce iş yerinin kapanmasıyla gerek işletmenin enerji giderinde ve gerekse servis araçlarının yakıt gideri gibi hususlarda büyük bir tasarruf sağlanmış olacaktır.

11. Beşinci Maddede “Şu anda eve kapanmışlar olarak neler tüketiyorsak sadece bunlar üretilmeli ve dağıtılmalıdır” demiştik. Evet; besi hayvanı çiftlikleri, et ve ürünleri fabrikaları, süt ve ürünleri fabrikaları, sebze – meyve, un, hububat, baklagiller vb. ile üretim birimleri,  temizlik ürünleri fabrikaları (kozmetik değil) vb. bu listenin çerçevesi belli. Evimizde iken ne tüketiyorsak onlar.

Buralarda çalışmaya devam etmeleri “rica edilecek” olanlar;

* Tam tulumlu ve maskeli bir koruma altında çalışmalıdır, iş yerinde ve sosyal alanlarda tam bir dezenfekte uygulanmalıdır.

*  Bu çalışanlar evlerine gidip dönmemeli, işyeri binalarında yeniden sıkı yerleşim ile elde edilecek sosyal alanlarda vakit geçirmeli, beslenmeli ve yatıp kalkmalıdır. Hiç alan bulunamıyor ise artık düzelen havalarda dışarıda çadırlarda barınmalıdır. İşte asıl vatan görevi budur.

12. Tekrar şehir hayatına dönelim.  “Şehir-ül Emin” diye tarihi bir unvana sahip çıkan belediyelerimizin örgütlü gücüne çok iş düşmektedir:

* Otobüs seferleri yok denecek düzeye düştü ve otobüslerin büyük bir çoğunluğu boşa çıktı. Bu otobüslerin körüklü olanlarının çoğunluğuna ACİL TADİLAT yapılarak 6 – 10 yataklı Koğuş –  Hastanelere dönüştürülmelidir.

            * Bu Koğuş – Hastaneler tıpkı normal Hastanelerde olduğu gibi serum vb. ünitesi, diğer donanım ve bir doktor ile iki hemşire barındırmalıdır. Bu Otobüs – Hastaneler gezici hizmet vererek ve evlere girerek termometre ile ısı kontrol, görsel klinik kontrol ve benzeri hastalık taraması yapmalı, ayrıca yatar hasta sayısının belli bir yükünü de taşımalıdır. Havalar ısınmaya başladığı için bu ayrıca mümkündür.

            * Sokağa çıkma yasağı olunca zabıtanın iş gücü de azalır. Zabıtalara seçili mahalleler bazında hemşerilerine tedarik görevi verilmelidir. Mahalle halkı, görevli zabıtaların kişisel cep telefonlarını bilmeli ve ihtiyacı olan doğrudan sorumlu zabıtalara ulaşmalıdır. Zabıtalar yine boşa çıkmış olan belediye araçlarını bu hizmetlerde kullanmalıdır. Dikkat; yeni istihdam edilen bekçiler Belediyenin emrinde olarak yani iki başlı olmayarak bu hizmete katılabilir. Bu millete hizmet ordusuna başka kaynaklardan da destek olunabilir.

            HEMEN YETERLİ TEŞHİS KİTLERİ TEMİN EDİLMELİDİR. Sevgili dostlar, Hükümet benim kriterlerime göre bu zalim salgın karşısında hiçbir şey yapmıyor. Neslimiz kırılacak. İtalya’dan beter olacağız çünkü eninde sonunda İtalya’nın ayağa kalkacağı bir aydınlanmış gücü ve alt yapısı vardı; bizim yok. Biz cehalet istilasına uğradık, biz tarumar edildik zaten.

            Bu durumda kalan aydınlanma gücü (KAO) olarak millet adına sesimizi çıkarmamız gerekir diye düşünüyorum. Belki çok ses, çok sesler, çok çok sesler oluruz.

            Sadece zihnimi çok açık tutmaya çalışarak ve konunun aciliyetine binaen acele yazdım. Tabii ki yetmez ama sözü uzatmadan burada kesiyor ve sizlere yol açmak istiyorum. Sevgiyle ve Aydınlanma ile kalın.