Salak, Aptal ve Çirkin

160

Tarihçi değilim ama nedense
tarihe not düşmek istedim.

Belki de arkadaşlarımın
tarihçi ya da tarihe olan merakından dolayı. Öyle çok sonraları hatırlanıp
incelemelere konu olacak bir durum olmasa da uzun yıllar sonra değil şöyle
önümüzdeki yaz hatırlayıp, gülüşerek “Ne günlerdi ama…”  hatırlanacak bir not olması temennisiyle…

Bugün 26 Nisan 2021
etrafımda tatlı bir telaş, bizim kuşağın genetik kodlarına işlemiş olan
Sıkıyönetim günlerini hatırlayıp irkildim. O yıllarda üstüne bir de temel gıda
maddeleri tüp vb. ürünleri bulmak zorlaşınca; çocukluğumuz yağ ve tüp
kuyruklarında,  o tanzim satış yerinden
bu tüpçü dükkânına koşturmakla geçmiş. Elektrik faturasıyla mahalle bakkalından
margarin almışlığım aklıma düşüverdi birden bire. Neden diye sormuyorsunuz
biliyorum hep birlikte o tatlı telaşın içerisindeyiz bizde ve bu koşuşturma
içerisinde göz ucuyla baktığım haberlerde bir boşanma davasında eşine salak
diyen tarafın kusurlu bulunarak tazminat ödemek zorunda kaldığı habere istem dışı
gösterdiğim tepki acaba yanılıyor muyum? diye sormama neden oldu.

Salak ile aptalı
tanımlamak gerekirse birbirlerini örnek vererek anlatmak en doğrusu sanırım.
Aptal denildiğinde bir insana gerçekten hakaret edildiğini düşünürüm, çünkü
aklı pek gelişmemiş  kısaca akılsız akıl
yoksunu demiş oluruz herhangi bir bilgi belgeye dayanmadan yapılan bir
aşağılayıcı bir yakıştırma Oysa Salak öyle mi?  daha naif, her ne kadar giyiniş konuşma ve
davranışlarında dengesiz, seviyesiz, saf anlamı taşısa da kontrolü kaçırdığımız
zamanlarda en akıllı insanların hatta kendimizin de salaklık yapabiliyor
olmamızdan dolayı daha sempatik gelmiştir bana anlayacağınız aptallık kalıcı
bir akıl yoksunluğuyken salaklık geçici bir akıl yoksunluğu olarak
tanımlanabilir.

İzmir dikilide kurulmuş
olan salaklar derneği, Türkiye’de dernek kurmak çok basit 7 kişi bir araya
geldiğinizde işin yarısı hallolmuş oluyor gerisi teferruat. Demek 7 kişiyi
bulmuşlar ki dernekleşebilmişler. Başkanının salaklığı ise ilginç; İzmir’den
dikiliye arabasıyla giden başkan dönüşte otobüsle İzmir’e indiğinde arabasını
dikilide bıraktığını fark ettiğin de anlamış salak olduğunu kim bilir bizler ne
salaklıklar yaptık bunca yaşımıza gelinceye kadar.

Bazen öğrencilerime de
anlatırım dayandığım temelleri ve tüm veriler ışığında ve öğretilenlerin
penceresinden baktığımız halde bir problemin çözümüne akılcı yaklaşıp çözüm
üretemiyorsak panik yapmayın geçici bir aptallık yaşıyorsunuz derim. Kısaca an
itibariyle salaksınız … sakın hakaret ettiğimi düşünmeyin içinde gizli bir iltifatta
barındırır aslında sizin gibi zeki insanların nasılda böyle bir akıl tutulması
yaşadığınıza gösterilen hayret ifadesidir aslında diye açıklamamın arkasından
zeki insanların yaptığı  nadir  akıl tutulmaları içinde süzme salak tabiri
kullanılır diyerek bir tespitte bulunduğumda teşekkür nidalarıyla dersi
sonlandırdığım çok olmuştur.

Lafı bazen fazlasıyla
uzatıyorum Mesleğim gereği ayrıntılara dalarak konunun bilinmezleri arasında
tıpkı bir gezintiye çıkmışçasına dağları, kırları bayırları dolaştırır gibi
bilgi tepeleri gibi terimler, kelimeler kavramlarla seyahat etmeyi seviyorum saadete
gelecek olursam…

Kendime ve yakın  tarihimize not düşüyorum; Dışarıda çılgın bir
kalabalık var pandemi kuralları hak getire sanki kıtlık çıkmışçasına alt alta
üst üste yiyecek stoklamaya başlamış insanların arasından geçiyorum …tam bir
akıl tutulması yaşanıyor çevremde aklımda deli sorular, bir film şeridi gibi
iyi kötü çirkin üçlemesindeki Clint Eastwood , Eli Wallach, Lee Van
Cleef hangisiyim bilemedim
aptal salak ve çirkin üçlemesi daha uygun
diye düşünüyorum. Atatürk Türk milleti zekidir çalışkandır derken acaba gaz mı
veriyordu? Aziz nesin yüzdesini hesaplamaya çalıştığı toplum bu toplum muydu
onu da bilemedim. Fakat tüm masumiyetiyle kenarda alışveriş edenleri seyreden o
küçük çocuğun gözlerinde kendimi gördüm. Kim aptal kim salak bilemiyorum. Aylardan
ramazan tam kapanmaya 2 gün var. Ve o çocuk aç…Anladım ki biz Çirkiniz.