Referandum çalışmaları sırasında AKP’li arkadaşlarımın şu sorusuna sıkça rastlıyordum.
– “Yahu sen 12 Eylül mağduru bir adamsın, ihtilal yapanların yargılanmasına neden karşı çıkıyorsun?”
– “Beni, 12 Eylül’ü yapanların yargılanacağına inandıramazsınız. Öyle olsa, yargılanmalarının önünde hiçbir engel olmayan 28 Şubat ve 27 Nisan post modern darbelerini yapanlar yargılanırdı şimdiye dek” diyordum.
Hele 28 Şubat’ı hiç ama hiç yargılanacağına inanmadım.
Zira bu İktidar’ın varoluş sebebiydi 28 Şubat.
Bakmayın bunların şimdilerde askerler karşısında takındıkları ‘şahin’ tavırlarına.
28 Şubat’ta bunlar köşe bucak saklanırken, bir yerlerden tanıdıkları ile üst düzey bir generalle bir vesile ile bir araya gelmek için can atarken, o dönemin unutulmayan siması bir kadındı.
28 Şubat’ı yapanlara karşı dik duran, Onlara, demokrasiye karşı yapılan bu ihanetin bir bedeli olduğunu hatırlatan korkusuz yürek, bir kadındı.
O, hiçbir siyasi hesabın içinde olmadan, sadece demokrasinin erdemine inandığı için başkaldırmıştı 28 Şubat’ta Komitacılara.
Çevresinde bulunan dostları Onunla ilgili endişelenirken, sesleri çıkmayan sahte demokratlar, uzaktan uzağa bu korkusuz yüreği izleyip, hayranlık duyuyorlardı gizli gizli, bu yüreği kocaman kadına.
O dönemin İçişleri Bakanı olan o cesur yürekli kadın, şimdi Milliyetçi Hareket Partisi’nin İstanbul Milletvekili.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de Başkan Vekili.
Meral Akşener, o korkusuz yürekli yiğit kadın.
O dönemde askerlere direnen Meral Akşener de benim gibi inanmadı bu İktidar’ın Darbecileri yargılamak istediğine.
Vilayet vilayet dolaştı hepimiz gibi.
Özellikle ‘ikna odaları’ na alınıp, “12 Eylül’ün hesabını soracağız!” diye kandırılmaya çalışılan Ülkücülere, 28 Şubat’ta ve sonrasında yaşadıklarından kesitler anlattı.
İkna olanlar da oldu, kandırılmak için zaten pusuya yatmış bekleyenler de..
Geldik şimdi bugüne.
12 Eylül’ü yargılayacağız diyen İktidar nerede?
KPSS ve türbanla uğraşıyor.
Daha doğrusu uğraşır gibi yapıp, türbanı seçim sonrasında görüşmek üzere taca çıkarıyor.
’12 Eylül’, ‘ Darbeciler!, ‘ yargılama’ ve benzeri kavramları içeren tek bir cümle duydunuz mu Başbakan‘ın ağzından?
Asla!
Duyamazsınız.
Referandumdan önce de yazdım.
Duymayacaksınız da…
Onların meselesi ne 12 Eylül, ne 28 Şubat, ne de 27 Nisan.
Yalan söylediler Millet’in gözüne baka baka.
Ve bu yalanların gölgesinde bir seçime daha gidiyor ülke.