Bir önceki sağlık yazımızda sağlığın tarifini yapmış ve bunu etkileyen faktörlerden olanları uygun hale getirerek daha sağlıklı yaşayabileceğimizi belirtmiştik. Önceki makalemde yaşam tarzımızdaki uygun ve yeterli hareketlilik konusunu işlemiştik.
Bu yazımda da yaşam tarzımızda etkiliği olabileceğimiz diğer bir hususu, beslenme konusunu işleyeceğim. Konu, 14 Kasım Diyabet haftası sebebi ile ayrıca güncellikte taşımaktadır. Çünkü yanlış beslenmenin önemli bir sonucu Diyabet hastalığıdır.
Yeterli ve doğru bir beslenme sağlığımızın sürdürülmesinde ve sağlıklı yaşlanmada ihmal edilemeyecek kadar önemlidir. Bu konuda doğru bilgi ve uygun alışkanlıklar edinmeliyiz.
Doğru beslenme, bilgi yanında alışkanlıklarında etkili olduğu bir husustur. Bu bakımdan çocukluk çağında anne-baba ve büyüklerin doğru davranışlar göstererek çocuklara örnek olması gerekmektedir.
Okul öncesi dönemlerde kazanılan uygun beslenme alışkanlıkları, okul süresinde öğrenilen doğru bilgiler ve bunların etkisiyle oluşan yetişkin dönemlerdeki beslenme tarzımız sağlığımızın oluşması ve sürdürülmesinde önemli etkenlerdir.
Bu konudaki yanlış alışkanlıklarımız ise bedenimize sağlıksızlık olarak yansıyacaktır. Yağ-protein-karbonhidrat- sebze- meyve çeşitliliği gözetilmeyen bir beslenme sağlığımızda bozucu bir etki yapmaktadır. Özellikle şekerli içeceklerin kolay ulaşımı ve şekerleme türü, cips türü, hamburger türü gıdaların çabuk ve kolay temini bunların tüketimini artırmış ve fast food tipi bir yemek yeme alışkanlığına dönüşmüştür. Bu durum sağlıksız ve dengesiz beslenme olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylece obezite ve peşinden diyabet hastalığı daha çok ve daha erken ortaya çıkmaktadır. Böyle bir beslenmede ayrıca kalp ve damar hastalıklarından artış ile kalp enfarktüsü ve beyin enfarktüsü oranları artarak daha genç yaşta ölümlere veya sağlıksız bir yaşama ortamına geçmemize sebep olmaktadır.
Doğru ve yeterli bir yemek alışkanlığında sabahları mutlaka kahvaltı yapılmalıdır. Kahvaltımızda zeytinimiz- peynirimiz-bal veya pekmezimizden ikisi üçü bulunmalıdır. Buna süt, yumurta veya çorba eklenebilir.
Öğle yemeğimizi zamanında yemeliyiz. Aşırı hızlı yememeliyiz. Yemeğimizde imkan dahilinde kırmızı veya beyaz eti, sebze yemeğimizi, salatamızı veya yoğurdumuzu bulundurmalıyız. Baklagiller ucuzluğu sebebiyle proteinleriyle pahalı olan et yemeklerinde ki eksikliği telafi ederler.
Akşam yemeğimiz daha hafif olmalıdır. Çorba ve sebze yemeğine ekleyeceğimiz meyvemizi de yiyerek gıdalarımızı çeşitlendirebiliriz. Bunların günlük aktivite tarzımıza uygun bir şekilde ölçülü miktarda olmasına da dikkat etmeliyiz. Böylece beslenmemizi üç ana öğüne bölmüş, hem de çeşitlendirmiş oluruz. Ara öğünlerde meyve takviyesi (çok olmamak şartıyla), şekeri çok olmayan içecekler, yiyeceğimiz fazla olmayan kuruyemişlerle beslenmemizi yeterli ve dengeli hale getirebiliriz.
Türk mutfağı yemek çeşitleri yönünden dengeli beslenme için oldukça uygundur. Çorbalarımızda ki yoğurt-yumurta-kıyma bunları zenginleştirmektedir. Aynı şekilde sebze yemeklerimizde ki ilave edilen kıyma-et,et yemeklerimizi eklenen sebzeler bu yemeklerimizi hem lezzet hem de gıda yönünden daha yeterli ve uygun hale getirmektedir. Yağlı hamur işi yemeklerimiz ve fazla yeme alışkanlığımızdaki ekmek Türk mutfağının olumsuz yönleridir. Birde tuzu gereğinden fazla kullanmaktayız. Araştırmalar yediğimiz ekmekteki tuzun vücudumuzun tuz ihtiyacı için yeterli olduğunu bildirmektedir. Ayrıca günlük hayatımızda içtiğimiz çay ve kahveye eklediğimiz şeker de beslenmede dikkat edeceğimiz diğer bir önemli husustur.
Sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle……