Hacetleri geçici olarak terk, eder insanı uhrevi
Sıyrılır cesetten, hâli kalır ihtiyaçtan, kalmaz dünyevi
Oruç ile olur, sırf rûhtan ibaret bir cesed
Eder bir çeşit aynalık ve anlar, nedir Samed?
Fani dünya, fani ömür içinde bulur insan bekayı
Ölmeden evvel, mânen ölerek anlar, dünyada likayı
Erer insan daha dünyada iken, ebedilik sırrı ne?
Fani ömürde, saklı duranı anlar, arar musırrane
Seksen yıllık, ömür sevabı kazandırır insana, Ramazan
Çünkü, daha hayırlı Kadir Gecesi, bin öteki aylardan
Bazı çok özel günler vardır ya, meselâ bayram ve seyranlar
O günler, farklı güzelliklere tâbi tutulur ya, insanlar
İşte Kadir Gecesi, kutsal mı kutsal, öyle has bir gece
Ezel Ebed Sultanı, kula verir onda, binbir derece
On sekiz bin âlemin; kudretli, celâl sâhibi padişahı
O, on sekiz bin âleme bakan Kur’an ki, kitapların şahı
İndi Ramazan-ıŞerif’te Yüce Kur’an, biz kemter kullar için
Bu İlahî mânâ sofrasından, ey kullar, durmayın yiyin için
Çünkü bu ay, İlahî bir bayram, Rabbanî bir meşher, bir fuar
Yüce Allah bunu bize, Ruhanî bir meclis hükmünde sunar
Ramazan öyle büyük bayram ki, onda mânevî ziyafet Kur’an
Elbet, biraz el çektirilecek, maddî bayağılıklardan insan
Terbiyeci denen oruç; emretmiş olarak gir tasarrufuna
İşbu gayeyle düş yola, kulak ver, eğil bir kez, taarrufuna
Orucun bir de var ekmeli / hem de en mükemmeli
Mide gibi, oruç; bütün duyguların da temeli
Göz de, kulak da, kalb de, fikir ve hattâ hayâl de
Oruç tutmak ile mükellef ve yükümlü sende
Yani onlar kullanılmalı yerli yerinde
Kavak yelleri estirilmemeli serinde
2314
Yani onları, haram ve boş meşgale ve uğraşlardan, uzak tutmalı
Onları kulluk, yani vazifeleri dışına çıkmaktan, korkutmalı
Meselâ, dili ayırmaktır gıybet, galiz tâbir ve yalandan
Ona oruç tutturmak ise, ona okutmaktır zikir, Kur’an
Meselâ, gözü namahremden men’ edip ibretlere dikmek
Kulağı yasaklayıp kötü şey işitmekten, Hakka çekmek
Zaten mide, yıl boyu habire çalışan, en büyük fabrika
Geçici durdurulmakla, ne işlere sebep olur harika
Maddî – mânevî perhiz ki, en mühim iki ilaç
Onunla aşırı yemek, içmek ve yataktan kaç
Çünkü, bu sınırlamadan, düşüncesizce uzak kalış
Vücuda sayısız hastalık mikrobunu, olur alış
Rast gelinen şeye, durmadan saldırmak demeden helâl-harâm,
Mânevî hayâtı da zehirler, artık anlatamazsın meram
Oruç, nefsin dizginlerini ele almaktır, kalb ve ruhça
Yoksa, dizginlerini koparan nefs, kafa tutar küstahça
Nefs, aslında bir binektir rûhun emrinde rûha
Böyleyken, binici olur nefis, rûh-u mensûha
Daha kalbe ve rûha itaat; gelir o nefse, artık güç
Serkeşâne alır dizgini ele, sanki sırtında hörgüç
Kısaca demek lâzımsa, nefis için, insan ona
Binemez artık; o, yâni o nefis biner insana
Oysa, işte böyle bir duruma, aman olmasın diye fırsat
Yüce Allah emretti orucu, olsun diye insana sıhhat
Ancak oruç sayesinde, nefis itaat eder, dizginlenir
Perhizdi, riyazetti derken, emir dinlemeyi de öğrenir
Hazımdan evvel, doldurmak mideyi, yemek yemek üzerine
Hastalıkları celb için, böyle hatâ, yeter de artar bile
Oysa, bunun aksi, yani tuttuğu oruç emri sayesinde
Helali haramı terkle, manevî hayât tüter, nefesinde
2315 – 2316