Ramazan – ı Şerif – IV

96

Hacetleri geçici olarak terk, eder insanı uhrevi
Sıyrılır cesetten, hâli kalır ihtiyaçtan, kalmaz dünyevi

Oruç ile olur, sırf rûhtan ibaret bir cesed
Eder bir çeşit aynalık ve anlar, nedir Samed?

Fani dünya, fani ömür içinde bulur insan bekayı
Ölmeden evvel, mânen ölerek anlar, dünyada likayı

Erer insan daha dünyada iken, ebedilik sırrı ne?
Fani ömürde, saklı duranı anlar, arar musırrane

Seksen yıllık, ömür sevabı kazandırır insana, Ramazan
Çünkü, daha hayırlı Kadir Gecesi, bin öteki aylardan

Bazı çok özel günler vardır ya, meselâ bayram ve seyranlar
O günler, farklı güzelliklere tâbi tutulur ya, insanlar

İşte Kadir Gecesi, kutsal mı kutsal, öyle has bir gece
Ezel Ebed Sultanı, kula verir onda, binbir derece

On sekiz bin âlemin; kudretli, celâl sâhibi padişahı
O, on sekiz bin âleme bakan Kur’an ki, kitapların şahı

İndi Ramazan-ıŞerif’te Yüce Kur’an, biz kemter kullar için
Bu İlahî mânâ sofrasından, ey kullar, durmayın yiyin için

Çünkü bu ay, İlahî bir bayram, Rabbanî bir meşher, bir fuar
Yüce Allah bunu bize, Ruhanî bir meclis hükmünde sunar

Ramazan öyle büyük bayram ki, onda mânevî ziyafet Kur’an
Elbet, biraz el çektirilecek, maddî bayağılıklardan insan

Terbiyeci denen oruç; emretmiş olarak gir tasarrufuna
İşbu gayeyle düş yola, kulak ver, eğil bir kez, taarrufuna

Orucun bir de var ekmeli / hem de en mükemmeli
Mide gibi, oruç; bütün duyguların da temeli

Göz de, kulak da, kalb de, fikir ve hattâ hayâl de
Oruç tutmak ile mükellef ve yükümlü sende

Yani onlar kullanılmalı yerli yerinde
Kavak yelleri estirilmemeli serinde

                                                  2314

Yani onları, haram ve boş meşgale ve uğraşlardan, uzak tutmalı
Onları kulluk, yani vazifeleri dışına çıkmaktan, korkutmalı

Meselâ, dili ayırmaktır gıybet, galiz tâbir ve yalandan
Ona oruç tutturmak ise, ona okutmaktır zikir, Kur’an

Meselâ, gözü namahremden men’ edip ibretlere dikmek
Kulağı yasaklayıp kötü şey işitmekten, Hakka çekmek

Zaten mide, yıl boyu habire çalışan, en büyük fabrika
Geçici durdurulmakla, ne işlere sebep olur harika

Maddî – mânevî perhiz ki, en mühim iki ilaç
Onunla aşırı yemek, içmek ve yataktan kaç

Çünkü, bu sınırlamadan, düşüncesizce uzak kalış
Vücuda sayısız hastalık mikrobunu, olur alış

Rast gelinen şeye, durmadan saldırmak demeden  helâl-harâm,
Mânevî hayâtı da zehirler, artık anlatamazsın meram

Oruç, nefsin dizginlerini ele almaktır, kalb ve ruhça
Yoksa, dizginlerini koparan nefs, kafa tutar küstahça

Nefs, aslında bir binektir rûhun emrinde rûha
Böyleyken, binici olur nefis, rûh-u mensûha

Daha kalbe ve rûha itaat; gelir o nefse, artık güç
Serkeşâne alır dizgini ele, sanki sırtında hörgüç

Kısaca demek lâzımsa, nefis için, insan ona
Binemez artık; o, yâni o nefis biner insana

Oysa, işte böyle bir duruma, aman olmasın diye fırsat
Yüce Allah emretti orucu, olsun diye insana sıhhat

Ancak oruç  sayesinde, nefis itaat eder, dizginlenir
Perhizdi, riyazetti derken, emir dinlemeyi de öğrenir

Hazımdan evvel, doldurmak mideyi, yemek yemek üzerine
Hastalıkları celb için, böyle hatâ, yeter de artar bile

Oysa, bunun aksi, yani tuttuğu oruç emri sayesinde
Helali haramı terkle, manevî hayât tüter, nefesinde

 

                     2315 – 2316

 

 

Önceki İçerikSevgi Eğitimi – 6.Bölüm
Sonraki İçerikRamazan Ayı ve Fıkralar
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.