PROF. DR. MUSTAFA ŞENTOP’UN MAKALESİ
ÜZERİNE BİR ELEŞTİRİ
Hilmi ÖZDEN*
*Felsefe Lisansı Mezunu, Deontoloji Doktoru
GİRİŞ
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Prof. Dr. Mustafa
ŞENTOP “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde İki Defadan Fazla
Cumhurbaşkanı Seçilememe Kuralı” başlıklı makalesinde “2017 tarihli
Anayasa değişikliği sonrasında Anayasa’nın 6771 sayılı Kanun’la değişik
101’inci maddesinde yer alan “bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı
seçilebilir” kuralının uygulanma şekli hakkında düşüncelerini yazmaktadır.
“Türkiye Adalet Akademisi Dergisi”nde yayımlanan makalede Sayın
ŞENTOP’un amacı Sayın Cumhurbaşkanının bu seçimlere katılmasının
Anayasaya uygun olduğunu çeşitli delillerle ispat etmeye çalışmaktadır.
Prof. Dr. Mustafa ŞENTOP’un bu tutumu ile Sayın Cumhurbaşkanını
aday gösteren Sayın Milletvekillerini ya da Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
ERDOĞAN’ı adaylık konusunda yeniden düşündürdüğü muhtemel
görünmektedir.
Bu yazının amacı ise Sayın ŞENTOP’un verilerinin güçlü olmadığı gibi
birçok tartışmaya da kapı araladığını ortaya koymaktır.
MAKALENİN ZAYIF YÖNLERİ VE ELEŞTİRİSİ
Özellikle makalede “bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı
seçilebilir” ifadesi 59 defa kullanılarak yoğun bir tekrarın içerisine
düşülmektedir. Bu kadar fazla tekrar makalenin bilimselliğine ve güvenirliğine
gölge oluşturmaktadır. Hâlbuki kısa ve öz anlatılacak bir konuyu kaynaklar
dâhil 39-40 sayfada anlatmanın hiçbir gerekçesi bulunmamaktadır. Sayın
ŞENTOP büyük bir ikna gayreti içerisindedir. Bilimsel bir çalışmanın
okuyucuyu sıkmadan net ifadelerle aydınlatması yeterlidir.
Makalede “Parlamenter Hükümet Sistemi” ve “Cumhurbaşkanlığı
Hükümet Sistemi” ayırımdan hareket ederek Anayasa’nın 101. Maddesinde
bahsi geçen ifadenin 2017 değişikliklerinden sonraki dönemi kapsadığının
belirtilmesi zihinlerde bir karışıklık oluşturmaktadır.
Hâlbuki herhangi bir ders kitabı yahut temel kılavuz kitap (textbook)
diyebileceğimiz “Hukukun Temel Kavramları” isimli eserde:
“Anayasa hukuku, devletin yönetim biçimi, erklerinin ve bunların
birbiriyle olan ilişkilerini belirleyen ve ülkedeki bireylerin temel hak ve
özgürlüklerini düzenleyen anayasal kuralların toplamından oluşur. Türk
Anayasa hukukunun temel kaynağını 1982 Anayasası oluşturur. 1982 Anayasası
bakımından Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde başlangıçta güçlerin yumuşak
ayrılığı ilkesi benimsenmişti. Her ne kadar 2007 Anayasa değişikliğine bağlı
2
olarak Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmeye başlanması, hükümet
sistemini güçlerin sert ayrılığı esasını benimsendiği başkanlık sistemine doğru
yöneltse de, sistemin en fazla yarı başkanlık olduğu kabul edilebilirdi. Ancak
2017 Anayasa değişiklikleri ile birlikte hükümet sistemimiz başkanlık sistemi
olarak değişmiştir” (Hakan Karakehya, 2018: 184) denilmektedir. Bu ders kitabı
Ağustos 2018 Anadolu Üniversitesi yayınları arasında bulunmaktadır.
Anayasa’daki bazı değişikliklerden sonra yazıldığı da ortadadır. Demek oluyor
ki 2017 Anayasası top yekûn yeni baştan yazılmamıştır 1982 Anayasa’sının
devamı niteliğindedir.
Anayasanın 31 Mayıs 2007 tarihli ve 5678 sayılı Kanunla değişik 101.
maddesinin 2. fıkrasıyla (Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse
en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir ) 21 Ocak 2017 tarihli ve 6771 sayılı
Kanunla değişik 101. maddesinin 2. fıkrası arasında da hiçbir fark yoktur.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi sağlayan 2017 yılındaki Anayasa
değişikliğinde Cumhurbaşkanının görev süresi konusunda her hangi bir
değişiklik yapılmamıştır.
Bu nedenle 2023’te yapılacak bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın
Cumhurbaşkanının üçüncü bir kez daha bu makama aday olması, Anayasal
bakımdan mümkün değildir. Çünkü Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip
ERDOĞAN bu makama ilk kez 10 Ağustos 2014’te yapılan
halkoylamasıyla; ikinci kez ise 24 Haziran 2018’de yapılan halkoylamasıyla
seçilmiştir. Böylece Anayasanın öngördüğü en fazla iki defa seçilme kuralı
gerçekleşmiştir.
Üstelik her farklı hükümet sistemine geçişte mevcut Cumhurbaşkanının
geçmiş görevi kabul edilmeyerek her seçime yeni kurallarla başlanacaksa bu
tükenmeyen bir Cumhurbaşkanlığı sürecini de beraberinde getirecektir. Çünkü
Hükümet sistemlerinin; Meclis Hükümet Sistemi, Parlamenter Hükümet
Sistemi, Güçlendirilmiş Parlamenter Hükümet Sistemi, Başkanlık Hükümet
Sistemi, Yarı Başkanlık Hükümet Sistemi, Süper Başkanlık Hükümet
Sistemi gibi farklı birçok uygulamaları mevcuttur.
Dolayısıyla Sayın ŞENTOP’un Parlamenter Hükümet Sistemi,
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi öncesi ve sonrası iddiaları tutarlı
görünmemektedir. Diğer taraftan makalede müteaddit defa vurgulanan cümleler
veya paragraflardan birinin Anayasa Komisyonu raporundaki konuyla ilgili
ifadelerin şöyle olduğu iddiasıdır:
“Yine, yürürlükteki ve Teklif’te yer alan Anayasa hükümlerinde
‘Cumhurbaşkanı’ ifadesi aynen kullanılmakla beraber, mevcut hükümlere göre
Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri ile yürütme içindeki konumu Teklif’le
getirilen hükümlerde esaslı bir şekilde değiştirildiği ve bütünüyle farklı bir
hükümet sistemi içinde Cumhurbaşkanının düzenlendiği açık bir husus olduğu
3
için, Teklif’in kanunlaşması ile getirilen iki dönem seçilebilme imkânında bu
düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce görev yapmış Cumhurbaşkanlarının
görev dönemlerinin hesaba katılmayacağı tartışmasızdır” (Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1504) ve Anayasa
Komisyonu Raporu, Sıra Sayısı:447 (TBMM Tutanak Dergisi, D.26, Y.2, C. 31,
B.53; 09.01.2017’ye eklidir).
https://www5.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem26/yil01/ss447.pdf , Erişim Tarihi:
12.12.2021.)
Sayın ŞENTOP’un vermiş olduğu kaynak herkesin erişimine açık
bulunmaktadır. Eğer “Teklif’in kanunlaşması ile getirilen iki dönem
seçilebilme imkânında bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce görev
yapmış Cumhurbaşkanlarının görev dönemlerinin hesaba katılmayacağı
tartışmasızdır” gibi bir ifade olsaydı kamuoyunda yapılan tüm tartışmaların
gereksiz olduğu ortaya çıkardı. Hâlbuki Anayasa Komisyonu
tutanaklarında böyle bir cümle mevcut değildir. Herhangi bir konuşma
yahut cümle de bu anlamı vermemektedir.
ŞENTOP’un Adalet Komisyonunda Başkanlık yaptığı görülmektedir.
Fakat böyle bir ifade hem Anayasa Maddelerinde değişiklik yapılmasına dair
kanun teklifinde hem de Anayasa Komisyonunun kabul ettiği metinde
bulunmamaktadır ( https://www5.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem26/yil01/ss447.pdf ,
Erişim Tarihi: 30.03.2023).
Ayrıca makalede Anayasa’nın geçmişe etki yasağı ile derhal etki ilkesi
ile probleme açıklık getirildiği sanılsa da verilen örnek; Serbest Muhasebe
Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odası” hakkındadır. Hukukta
ve tüm disiplinlerde her şey her şeyle örneklendirilmemelidir. O zaman
örneklendirmenin keyfiyeti kaybolacaktır. Üstelik mevcut 1982
Anayasa’sının en son 2017’de bazı hükümleri değişmiştir. Demek oluyor ki
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın hakkının ihlali ve
kanunların geriye yürütülmesi söz konusu değildir.
SONUÇ
TBMM Başkanı Sayın Prof. Dr. Mustafa ŞENTOP’un makalesi yeni
baştan Anayasa hukukçuları, siyasiler ve aydınlar tarafından yeniden
değerlendirilmelidir. Araştırma dikkatle ve kaynaklarına gidilerek okunduğunda
birçok açık nokta bulunduğu görülmektedir. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Sayın
Recep Tayyip ERDOĞAN’ın bir kez daha seçimlerde Cumhurbaşkanı Adayı
gösterilmesi ile ilgili Yüksek Seçim Kurulu’na 174348 Sayı 29.03.2023 Tarihli
bir itiraz dilekçesi tarafımdan verilmiştir. Henüz seçimlerden önce bu konuda
Sayın Cumhurbaşkanı, diğer Cumhurbaşkanı Adayları ve TBMM bir çözüm
bulabilmenin yollarını araştırması da uygun görülmektedir.
KAYNAKLAR:
4
ŞENTOP, M (2022). Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde İki Defadan Fazla
Cumhurbaşkanı Seçilememe Kuralı, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Yıl 13,
Sayı 50, Nisan, s.1-40.
KARAKEHYA, H (2018). Kamu Hukukunun Kavramları, (Editörler: Ufuk
Aydın&Elvan Sütken) Hukukun Temel Kavramları, T. C. Anadolu Üniversitesi
Yayınları, Eskişehir.
İnternet Kaynağı: https://www5.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem26/yil01/ss447.pdf ,
Erişim Tarihi: 30.03.2023