Prof. Dr. Kürşat Yıldırım’ın Eski Türk Târihi Külliyatı Cilt: 1

6

Ötüken Neşriyat’ın Târih Araştırmaları serisinden okuyucuya sunduğu 13,5 x 21 santim ölçülerinde 870 sayfalık eser, 4 cilt olması düşünülen külliyatın l. Cildidir.

Kitabın arka kapak yazısı:

Dünyânın dört bir yanında on milyonlarca kilometrekare toprağa yayılan, ana yurttan çıktıktan sonra gittiği yabancı yerleri yurt tutup Türkleştiren, bugünkü Türk varlığının mevcudiyetini sağlayan uzak atalarımızın devletçiliği Ötüken dediğimiz mukaddes merkezde başladı.

Türk milleti yaradılıştan gelen bazı özelliklere sâhiptir. Bunlardan en önemlisi yüksek askerlik ruhu ve devlet teşkilatçılığıdır. Bu yüzden, târihin en erken zamanlarından îtibâren Türkler yüksek medeniyetin temsilcileri hâline geldi. Milattan önceki çağlarda doğuda Hunlar ile başlayan Ötüken merkezli ‘devletli’ târihimiz, Uygurların 840 yılında dağılmalarının ardından son buldu. Türkler sonraki çağların da belirleyicisi oldular. Hâlihazırda yeryüzünde devletli veya devletsiz yaşayan bütün Türkler, işte o Ötüken’in mirasını taşımaktadır.

Prof. Dr. Kürşat Yıldırım’ın merhum Hocası Prof. Dr. Abdulkadir Donuk’a (1948-2022) ithaf ettiği Eski Türk Târihi serisinin Birinci Cildinde Hunlar (MÖ 209-MS 556), Xianbeiler, Tabgaçlar MÖ 121-MS 556, Juanjuanlar 402-552), Gök Türkler (552-744), Uygurlar (744-840) devletlerinin târihi hakkında bilgiler var. 795-815. Sayfalarda Kaynakça ve Dizin bilgileri yer alıyor.

İsimleri geçen 5 devlete âit 32 harita sayfalar arasında serpiştirilmiş. Yazar; târih görüşlerini, ilmî çerçevesindeki kaynak ve saha araştırmalarıyla ulaştığı bilgi ve yorumlarını sunuyor. Bunu yaparken siyâsî târihi bir bütün hâlinde, kronolojiye sâdık kalarak, başından sonuna kadar kesintisiz bir şekilde vermeyi hedeflemiştir. Ana kaynaklardaki cümleleri ve sözleri tam karşılığından ve bağlamından koparmadan olduğu gibi aktarmaya, târihî hakîkatleri aslını bozmadan sunmaya, sonrasında gerekiyorsa yorumlar yapmaya gayret etmiştir. Yazar akademik metot ve tekniklerden tâviz vermeden mümkün olduğunca genel târih okuyucusu tarafından da okunabilir, sistemli ve kategorik bilgi veren bir metin kaleme almaya; bilgiyi, Türk bakış açısı ve ruhuyla yoğurmaya teşebbüs etmiştir.

Yazar Prof. Dr. Yıldırım, Türk târihini kuru ve yavan bilgilerle değil Türklük ruh ve şuuruyla yazıyor. Bilinen hakîkatlerle birlikte, Çince, Rusça, Japonca, Moğolca ve Arapça bilmesinin sağladığı avantajla, bu dillerde yazılmış kaynaklardan elde ettiği bilgilerle birleştirerek okuyucuya suunuyor. Bilindiği gibi o dönemde Türkler târihi yapıyor fakat yazmıyordu. Bütün bilgiler târihin seyircisi ve kayıtçısı olan Çinlilere âit kaynaklarda bulunuyordu.

Türkiye’mizde yakın târihlere kadar Prof. unvanını alabilmek için Türkçe ile birlikte batı dillerinden birini bilmek gerekiyordu. Doğu dillerinin adı geçmiyordu. Bu sebeple, Çinlilerin elinde bulunan târihî kaynaklara inilemediğinden ulaşılabilen bilgiler yetersizdi. Kürşat Yıldırım bu fasit dâireyi kırıp zengin kaynaklara ulaşabilen önder târihçilerimizin arasında ve ön sıralarda yer almaktadır.

Prof. Yıldırım’ın eserinde Xianbeiler olarak anılan Türkler, Tabgaçların bir koludur.  Değişik kabilelerden bir topluluk meydana geldiği gibi, târihî süreç içerisinde farklı kabilelere ayrılmıştır. Ord. Dr. A. Zeki Velidi Togan’ın, 2. Baskısı 1970 yılında yapılan ‘Umumî Türk Târihine Giriş’ isimli kitabında Xianbeiler ismi geçmemektedir. Muhtemelen Siyenpiler olarak anılan topluluk içerisinde mütalâa edilmiştir. 

Xianbeiler, Genel Türk târihi araştırmalarındaki özel konumunun yanı sıra Türk târihinin derin kökeni içinde kendisinden önce ve sonra varlık göstermiş olan Türk halk ve toplulukları için önemli bir bağ görevi görmüştür. Kendilerinden bir önceki topluluk Doğu Hunlar, bir sonra gelen nesilleri ise Xianbei Tuobalardır. Bununla birlikte Xianbeiler, uzun süren Türk târihi araştırmalarıyla kazanılmış bilgilerle, varlıklarından haberdar olduğumuz topluluklarındandır.

Külliyatın son bölümünde 744-840 yılları arasında târih sahnesinde bulunan Uygurlar hakkında bilgiler vardır. (s: 677-793) Bölümün sonuna eklenen çizelgede Uygur Boy Beyi ve kağan olarak vazife gören 26 kişinin adı, unvanı ve hükümdarlık yıllarına âit bilgiler bulunmaktadır.

Kitabı oluşturan 794 sayfadaki bilgiler kitap, dergi ve makalelerden oluşan 368 kaynaktan faydalanılarak temin edilmiştir. Bu kaynakların 56 adedi, Kürşat Yıldırım’a âittir. Anlaşılan odur ki Prof. Yıldırım, velût bir yazardır. Gönül dolusu tebrikleri hak ediyor.

Prof. Dr. KÜRŞAT YILDIRIM:                   İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Genel Türk Târihi Anabilim Dalı’nda öğretim üyesidir. 1982 yılında İstanbul’da doğmuştur. Karslı bir Karapapak (Terekeme) Türküdür. 2004 yılında Dokuz Eylül Üniversitesinde Kamu Yönetimi Bölümü’nü bitirmiştir. Yüksek lisans (2011) ve doktora (2015) çalışmalarını görev yaptığı anabilim dalında tamamlamıştır. 2009 yılında araştırma görevlisi, 2015 yılında yardımcı doçent doktor, 2017 yılında doçent doktor, 2023’te profesör doktor muştur. Çince, Rusça, Japonca, Moğolca, Arapça gibi diller için ilgili ülkelerde çalışmıştır. Türk dünyâsında sâha araştırmaları, Batı ve Doğu’daki büyük bilim merkezlerinde proje ve kütüphane çalışmaları yürütmüştür. Alanıyla ilgili yurt içi ve yurt dışında çok sayıda sempozyuma katılmış, kısa sürelerle misâfir öğretim üyesi olarak bulunmuştur. Artık gelenek hâline gelen ‘Türk-Moğol  Çalıştayı’ serisini başlatmış ve ilk dördünü (2017, 2018, 2022, 2023) yıllarında sırasıyla Moğolistan ve Türkiye’de düzenlemiş ve bunların kitapları kendisinin editörlüğüyle yayımlamıştır. Üç milletlerarası sempozyumun yürütücülüğünü üstlenmiştir. 2016 yılında Shanghai International Studies University tarafından üç yıllığına ‘Şeref Üyesi’ olarak seçilmiştir. Kristal Lale Ödülleri kapsamında ‘Yılın Târihçisi’ (2018) ve Valeh Hacılar Vakfı’ndan verilen ‘Türk Dünyâsı’na hizmet Ödülü (2018) ödüllerine lâyık görülmüştür. 2022’de UNESCO International Institute for the Study of Nomadic Civilizations tarafından ‘Akademik Konsey Üyesi’ (Academic Council Member) seçilmiştir. 2022 yılında Türk Ocakları ‘Ziya Gökalp İlim ve Teşvik Ödülü’ ile taltif edilmiştir. Moğolistan’da Türk târihine dâir arkeolojik kazı faaliyetlerinde ‘kazı başkanlığı’ görevini üstlenmiştir. Günümüze kadar Türk târihi sahasında yayımlamış 13 kitap, 2 kitap tercümesi, 9 kitap editörlüğü, bir kısmı SSCI-AHCI, ESCI, Scopus gibi indekslerce taranan 150’ye yakın makale, 10 bildiri kaleme almıştır. Türk Devletleri Târih Atlası (Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, İstanbul, 2022) ve Türk Devletleri  Târih ve Kültür Atlası (Türk Kültürüne Hizmet Vakfı, İstanbul, 2022) adlı ülkemizde ilk kez hazırlanan iki atlasın editörlerindendir. Elinizdeki Eski Türk Târihi, Cilt 1’den önce Türk Târihi İçin Eski Çince-Türkçe Sözlük (Otopsi, İstanbul, 2010); Çin Kaynaklarında Türkistan Şehirleri (Ötüken, İstanbul, 2013); Rusya’daki Türkler (ortak yazarlı, Eskişehir Valiliği, İstanbul, 2015); Bozkırın Yitik Çocukları Juan-juan’lar (Yeditepe, İstanbul, 2015); Doğu Türkistan’ın Yer Adları (Kesit, İstanbul, 2015); Doğu Türkistan Seyahatnâmesi (ortak yazarlı, Bilge Oğuz, İstanbul, 2015); Doğu Türkistan’ın Doğu Türkistan’ın Târihî Coğrafyası (Ötüken, İstanbul, 2016; Bir Zamanlar Türk  İdiler Türk Kökenli Çin Âileleri (Ötüken, İstanbul, 2017) Hun Târihi (İstanbul Üniversitesi, İstanbul, 2020); Uygur Kağanlığı  (744-840) (Selenge, İstanbul, 2021); Çin Târihi (Ötüken, İstanbul, 2021) kitaplarını neşretmiştir. Prof. Dr. Kürşat Yıldırım, evli ve bir kız evlât babasıdır.    

ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş. 

 İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: 0.212- 251 03 50      

Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: otuken@otuken.com.tr  www.otuken.com.tr 

BİLGE KAĞAN YAZITI

Bilge Kağan; Göktürkleri elli yıllık Çin esâretinden kurtararak ikinci defâ Gök-Türk      Hâkanlığı’nı kuran İlteriş Kutluk Kağanın büyük oğlu olarak 684 yılında doğdu. Babası Kutluk Kağan öldüğü zaman 8 yaşında, kardeşi Kültigin ise 7 yaşında idi.

Amcası Kapağan Kağan’ın tâlimatı ile 14 yaşında devlet hizmetine girdi. Vezir Tonyukuk kumandasındaki ordu ile savaşlara katıldı, zaferler elde etti.  Çinlilerle anlaşan Bayırkular’ın Kapağan Kağanı pusuya düşürerek öldürmeleri üzerine devletin yönetimini kardeşi ile birlikte üstlendi. Tonyukuk da onlara yardımcı oldu. İsyanlar bastırıldı, karışıklıklara son verildi.  Giriştiği bütün savaşları kazandı. Yurtsuz milleti yurtlu, fakir halkı zengin etti, devleti ve milleti için canla başla çalıştı.

725 yılında kayınpederi Tonyukuk, 731 yılında da 47 yaşında olan kardeşi prens Kültigin vefat etti. Bu iki Türk büyüğünün ölümü hâkanlıkta büyük boşluklar meydana getirdiği gibi, millet de, başta Bilge Han olmak üzere büyük üzüntü içine düştü. Orhun Kitâbeleri’nde bu husus: ‘Küçük kardeşim Kültigin öldü, görür gözüm görmez oldu, bilir bilgim bilmez oldu, zamânın takdiri Tanrı’nındır. Kişi-oğlu ölmek için yaratılmıştır, kendimi bıraktım, gözden yaş akıtarak, gönülden feryad ederek yanıp yakıldım’ sözleriyle bengü taşlara yazıldı.

734 yılının yazında K’i-tan ve Tatabılara karşı Töngez Dağı’nda kazanılan savaş, Bilge Kağanın en son zaferi oldu. Bütün ömrünü milletinin birliği ve büyüklüğü için geçirmiş olan Bilge Kağan’ın 19’u kağan’dan sonraki devlet yöneticisi,  19’u da ‘kağan’ olmak üzere 38 senelik hizmeti vardır.

Çinlilerce aldatılan Buyruk-çor tarafından zehirlenmiş ve 25 Kasım 734 târihinde, milleti büyük bir yas içinde bırakarak 50 yaşında vefât etmiştir.

Adına oğlu tarafından Baykal Gölü’nün güneyinde, Orhun Nehri Vâdisinde, Koşo Tsaydam Gölü civârında Bilge Kağan Âbidesi diktirilmiştir. Âbideyi yeğeni Yol-lug Tigin kaleme almış ve 34 günde tamamlatmıştır.

Bilge Kağan, vatanını ve milletini seven bir hükümdardı. Dillere destan kahramanlığı ve ordu yöneticiliğindeki mahâreti ile zaferden zafere koştu.  

Bilge Kağan Yazıtı, hitap metni özelliğindedir. Hem maddî bakımdan, hem mânevî bakımdan bu yazıtlar birer âbidedir. Kül Tigin âbidesi, kağan olmasında ve devletin kuvvetlenmesinde birinci derecede rol oynamış bulunan kahraman kardeşine karşı Bilge Kağan’ın duyduğu minnet duygularının ve kendisini sanatkârane bir vecd ve coşkunluğun içine atan müthiş teessürün edebî bir metnidir.

Kül Tigin yazıtı düşük nitelikli kireç taşı veya mermerden yapılmış dört yüzlü tek parça büyük bir taştır. Taşın yüksekliği 3.75 metredir. Taşın doğu ve batı yüzleri dipte 1.32 metre, üstte ise 1.22 metre genişliğindedir. Yazıtın kuzey ve güney yüzlerinin eni de 46 ile 44 santimetredir.

Kül Tigin yazıtının bütün yüzleri 2.75 metre boyunda yazıtlarla kaplıdır. Batı yüzünde uzun bir Çince yazıt vardır. Yazıtın diğer yüzleri baştanbaşa Türkçe yazıtlarla doludur. Yazıtın doğu yüzünde 40 satır, güney ve kuzey yüzlerinde de 13’er satır vardır. Ayrıca, yazıtın kuzey ve doğu, güney ve doğu yüzleri ile güney ve batı yüzleri arasındaki kenar kısımlarında da küçük yazıtlar bulunmaktadır. Türkçe küçük bir yazıt da yazıtın batı yüzüne kazınmıştır.

Yazıtlardan cümleler:

Türk Oğuz Beyleri, işitin! Üstte gök çökmedikçe, altta yer denizi delinmedikçe, ilini töreni kim bozabilir?

Ey Türk ulusu! Kendine dön. Seni yükseltmiş Bilge Kağanı’na, hür ve bağımsız ülkene karşı hatâ ettin, kötü duruma düşürdün.

Milletin adı, sanı yok olmasın diye, Türk milleti için gece uyumadım, gündüz oturmadım. Kardeşim Kül Tigin ve iki Şad ile ölesiye, bitesiye çalıştım…

Tanrı emrettiği için, ben başardığım için Türk milleti de kazandı. Ben erkek kardeşimle birlikte önderlik edip bu kadar çalışıp başarılı olmasaydık Türk milleti ölecekti, yok olacaktı. Türk beyleri böyle düşünün böyle bilin.

Bilge Kağan yazısını Yoluğ Tiğin olarak ben yazdım. Bunca yapıyı, resimleri ve heykeller, süslemeleri… Kağanın yeğeni Yoluğ Tiğin olarak ben bir ay dört gün oturup hepsini yazdım. 

Tonyukuk yazıtı 720 – 725 yılında yazılıp dikilmiş olan Orhun Yazıtları’nın ilkidir. Bilge Kağan yazıtı ile Kül Tigin yazıtının yaklaşık olarak 350 kilometre doğusunda yer alır.

Dört yönlü iki taş üzerinde yazılmıştır. Birinci taş üzerinde batı ve doğu yüzlerinde yedişer, güney yüzünde 10, kuzey yüzünde ise 11 satır olmak üzere toplam 35 satır yer almaktadır. İkinci taşın ise batı yüzünde 9, doğu yüzünde 8, güney yüzünde 6 ve kuzey yüzünde 4 olmak üzere toplam 27 satır vardır. İki taşın toplam satır sayısı 62’yi bulmaktadır. Yazıtı, Bilge Kağan dönemine kadar başkomutanlık ve vezirlik yapmış olan Tonyukuk dikmiştir. Metnin yazarı da yine Tonyukuk’tur.

Prof. Dr. ALİ AKAR: Sivas’ta doğdu. 1988 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Fâtih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Kısa bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra 1990’da Fâtih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümünde açılan Araştırma Görevliliği imtihanını kazanarak üniversiteye geçti. Yüksek lisans çalışmasını Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Yeni Türk Dili alanında (1992), doktorasını ise 1997 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eski Türk Dili Ana Bilim Dalında tamamladı.  Askerlik görevini, Kara Harp Okulunda yedek subay öğretim elemanı olarak yaptı (1999-2000). 2006’da doçent, 2011 yılında profesör oldu. Çalışma alanı yoğunlukla Türk dili târihi, târihî Türk lehçeleri, Oğuz grubu lehçeleri, Eski Anadolu Türkçesi, Türkiye diyalektolojisi ve Türkiye-Türk dünyâsı sosyal ve kültür ilişkileri olan Ali Akar’ın, millî ve milletlerarası dergilerde çok sayıda makalesi yayımlandı. Rusya, İsveç, Hollanda, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Moğolistan, Ukrayna, Romanya, Kosova, Mısır ve Suriye’de çeşitli ilmî toplantılarda bulundu. 2012 yılında Uppsala Üniversitesinde (İsveç) Türkiye’de diyalektoloji çalışmaları ve son dönem Türkoloji eğitimi konularında seminerler verdi. 2022-2024 yıllarında Özbekistan Semerkant Devlet Üniversitesinde Linguakültür, Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri, Türk Dili Târihi, Altayistike Giriş derslerini verdi. 2017’de Beşinci Türk Dünyâsı Ekonomi Forumunun ‘Türk Dünyâsına Hizmet Ödülü’’ne layık görüldü. 2018’de Kırgızistan K. Tınıstanov Adındaki Isık Köl Devlet Üniversitesi tarafından verilen ‘Manas’ın Mirasçıları: Türk Dünyâsı Kültürüne Hizmet Ödülü’ ile taltif edildi. 2019 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde, alanında en çok araştırma yapanlara verilen ‘Sosyal İlimler Ödülü’nü aldı. Evli ve iki evlât babası olan Ali Akar, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde görev yapmaktadır. Kitapları: Muğla Ağızları. Muğla 2004, Türk Dili Târihi. Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2005. Muğla ve Yöresi Ağızları, Ankara 2013. Gelibolulu ‘Mustafa Ali, Mirkâtü’l-Cihâd (Cihâdın Basamakları) Dil İncelemesi-Metin-Dizin. Ankara 2016. Nuri Yüce Armağanı. (Editör: Ali Akar), Ankara 2017. Türik Tilinin Tarihi. Eltanım Yayınları, Almatı 2017. Oğuzların Dili-Eski Anadolu Türkçesine Giriş. Ötüken Neşriyat, İstanbul 2018.

ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş.              

İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: 0.212- 251 03 50 

Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: otuken@otuken.com.tr  www.otuken.com.tr 

Önceki İçerikİktidar Olmak İsteyenler Evliya Çelebi’yi Okumalı!
İdris Türkten 1 12 1949 tarihinde Tokat/Artova da doğdu. İlkokulu Artova Gaziosmanpaşa ilkokulunda, Ortaokul ve Liseyi Turhal da okudu. Berlin Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünün 2. Sınıfından ayrıldı. Kocaeli Petkim Petro Kimya Fabrikasından emekli oldu. Ülkü Ocakları ve Milliyetçi Hareket Partisi teşkilatlarının her kademesinde görev yaptı. İYİ Parti Kocaeli İl kurucuları arasında bulundu ve İYİ Parti yönetim kurulunda bir dönem görev yaptı. Halen Kocaeli Aydınlar Ocağı İdari Sekreterliği görevini yürütmektedir. Editörlük ve güncel Köşe Yazarlığı yapmaktadır. Biri kız, iki erkek evladı var.