PKK İsyanı ve Çözüm

90

Araştırmacı Numan Gülşah Alman arşivinden çıkardığı 1880 tarihli İstanbul- Bağdat Demiryolunu gösteren bir harita gösterdi. Bu haritada Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin büyük bölümü ile Kuzey Irak bölgesi Kürdistan, Van’ın kuzeyinden itibaren Doğu Karadeniz’i de içine alacak şekilde Ermenistan olarak gösterilmiş.

O yıllarda İngiltere, Rusya ve Fransa‘nın imparatorluğu parçalama niyetinde olduğu belliydi. Ama daha sonra müttefikimiz olan Almanya‘nın da aynı niyette olduğu pek bilinmiyordu. ABD‘nin niyeti ise daha Lozan’ı imzalamadığı zaman belli olmuştu.

Büyük devletlerin uzun vadeli stratejik planları olur ve bu kapsamda ekonomik, sosyal ve askeri olaylar bir bütün olarak değerlendirilerek netice almaya çalışırlar. Bu planları uygulamak için içeriden ve dışarıdan ittifaklar aranır, uzun vadeli çalışmalarla kamuoyu çalışmalarıyla destekler sağlanır. Zamanı geldiğinde plan uygulamaya konulur.

Güç mücadelesi yapan büyük devletlerden hangisi bizim aleyhimize olarak güç alanını genişletmek istiyorsa bölgedeki etnik kimlikleri kullanarak çeşitli isyanlar çıkartmıştır.

Bu kapsamda Kürt aşiretlerini tahrik ve teşvik ederek Osmanlı döneminde 1806-1920 yılları arasında 13 isyan olmuş. Demek ki PKK ile sonuncusu sahneye konulan isyanların sebebi “Cumhuriyet döneminin kimlikleri reddeden ve tekleştirici politikaları” değilmiş. Osmanlı döneminde de benzeri kalkışmalar olmuş.

PKK isyanı ile Cumhuriyet döneminde yaşanan isyanların 25. sini yaşıyoruz.

***

Üç Proje

Yakın coğrafyamızda birbiriyle örtüşen ve birbirini bütünleyen 3 önemli proje olduğunu yeniden hatırlatalım:

1- Büyük İsrail Projesi (BİP). “İsrail’e yönelik bütün ciddi tehditlerin ortadan kaldırılması, bölgenin mezhep savaşlarıyla güçsüz devletçiklere bölünmesi, İsrail kontrolünde Kürt devleti gibi yeni devletçiklerin oluşturulması ve bölgede hiçbir güçlü ulus devlet bırakılmaması projesidir.” Uzun vadedeki hedefi İsrail’in Tevrat’ta bahsedilen Nil’den Fırat Nehrine kadar olan “vaat edilmiş topraklara” sahip olmasıdır.

2- Büyük Orta Doğu Projesi (BOP). Bu projenin gayesi: “• ABD’ye rakip olabilecek muhtemel gücün oluşmasını engellemek. • Petrol, doğalgaz, bor ve toryum gibi değerli kaynaklar üzerinde denetimi sağlamak.İsrail’i emniyet altına almak. • AB, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkeleri bu kaynaklardan uzak tutmaktır.”

3- Büyük Kürdistan Projesi. Bu proje (dünyanın en önemli petrol merkezinde) ilk iki projenin uygulanmasının ilk aşamasıdır. Akdeniz’e kadar uzanan alanda petrol ve doğalgaz boru hatlarının da üzerinden geçtiği yeni bir uydu devlet kurulmak isteniyor.

PKK meselesinin adının “Kürt Sorunu” olarak tanımlanması da, bu narko-terör örgütü vasıtasıyla onbinlerce vatandaşımızın kaybı, milyarlarca dolarlık ekonomik kayıplara sebep olan saldırıları da tesadüf değildir. Bu mesele bahsettiğimiz üç ana projenin bir ARACINDAN ibarettir.

Prof. Dr. Hasan Köni şu değerlendirmeyi yapıyor: “Ortadoğu’da ABD ve İsrail’e karşı olmayan bir yapılanma peşindeler. NATO Kürt devleti istiyor. İsrail’in korunması esas alınıyor. Federasyon mu yoksa konfederasyon mu olacağına büyük patron olarak, ABD karar verecek. Plan bu. Planın tutup tutmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz.”

***

Federasyon Kabul Edilirse

A.    Öcalan liderliğinde Kürdistan Federe Devleti kurulacak.

B.    Bu coğrafyamızda “PKK’nın başlatmış olduğu, Türk ve Araplara yönelik etnik temizlik geliştirilerek sürdürülecek…” Daha şimdiden AKP milletvekili Mehmet Metiner’in açıkladığı gibi “PKK’lı olmayan vatandaşlarımızın bölgede seyahat özgürlüğünün bile kalmadığını.. PKK’nın silah marifetiyle herkesi susturmaya kalkıştığını görmüyor musunuz?”

C.    Diğer bölgelerde Kürt vatandaşlara karşı bir hareket başlayacak…

D.    Ülkenin ekonomik kaynaklarının paylaşımının çok sancılı olacak ve bir iç savaştan başka çare kalmayacak.

***

Ne Yapmalı?

Bu konunun güvenlik boyutuna dair görüşlerimi yansıtan Prof. Dr. Ümit Özdağ‘ın tekliflerini aktarayım:

“PKK ile süren müzakereleri keserek, PKK’yı ezmek için ağır isyan bastırma programını uygulamaya koymalı.

TSK, sınır bölgelerinde ağır güvenlik önlemleri almalı, Kuzey Irak’taki PKK kamplarını işgal etmeli, Türkiye içinde tekrar alan hâkimiyetine geçilmelidir. Halk üzerinde son yıllarda oluşmasına izin verilen PKK baskısı kırılmalıdır.

Bu çerçevede Öcalan tecrit edilmeli, terörist örgüt ve lider kadrosu yıldırılmalıdır.”

*********************************************

Aydınlar Ocakları 41. 4ûrasından

Aydınlar Ocakları yılda iki defa “Şûra” adı verilen toplantılar yapıyor. Her seferinde başka bir ilde yapılan ve 3 gün süren şûralarda alınan kararlar, kamuyu ile bir “sonuç bildirisi” yayımlanarak paylaşılıyor.

15-17 Mayıs tarihleri arasında Manisa Aydınlar Ocağı’nın ev sahipliğinde Manisa Saruhan Otel’de gerçekleşen 41. Şûra‘da alınan kararlardan bir kaçını aktarmak istiyorum.

  • “Yeni Türkiye” Söylemi: 41. Şûramız, devletimizin kuruluş felsefesinin, üniter millî yapısının bozulmaya, Cumhuriyet kazanımlarının ortadan kaldırılmaya ve parlamenter sistem yerine, sonu belli olmayan Başkanlık sisteminin ikame edilmeye çalışıldığı, bunların sonucunda Türkiye Cumhuriyeti’ni “Yeni Türkiye” adı altında yeni bir devlete dönüştürmeyi amaçlayan karmaşık bir dönemde gerçekleştirilmiştir.

“Yeni Türkiye” söylemi, Türk milletinin birlik ve beraberliğini bozup ayrıştırmaya çalışanların, vatanımızın bütünlüğünü parçalamaya kalkanların ortak söylemidir. “Yeni Türkiye” Türk tarihiyle, Atatürk’le,  Cumhuriyet’le ve millî kimlikle hesaplaşmadır. Bu söylem ülkeye kurulan dış destekli bir kumpastır.

  • Başkanlık Sistemi: “Başkanlık sistemi”, başına “Türk” kelimesi getirilse de, demokrasiyi onarmak ve sorunları çözmek yerine, “federal yapı”ya geçişin anahtarı olacaktır. Bunun yerine parlamenter sistemin geliştirilerek yaşatılması gerektiğine inanıyoruz.
  • Çözüm Süreci: Bölücü terör örgütü ile vatanın bütünlüğü, milletin birliği ve devletimizin bağımsızlığının, sözde “açılım ve çözüm sürecinde” pazarlık ve müzakere konusu yapılması asla kabul edilemez. Bölücü terör örgütünün, “çatışmazlık ” aldatmacasıyla bazı bölgelerimizde “fiili durum” yaratmasına seyirci kalınmasını da şiddetle kınıyoruz.

Türk Devletinin, “millî ve üniter” yapısından vazgeçmeyeceğiz. Ülkeyi böleceği açık olan “çok ortaklı” veya “özerk bölgeli” ya da “çok kültürlülüğe” dayalı bir rejim şeklini asla kabul etmeyeceğiz.

  • Kuvvetler Ayrılığı ve Hukukun Üstünlüğü: Son dönemde yargıya azalan güven yeniden tesis edilmelidir. Yargı kesinlikle siyasallaştırılmamalı, yürütme, yargıya müdahale etmemelidir.

Hukuk devleti, siyasi müdahalelerle “parti devleti“ne dönüştürülmemelidir. Milli irade paralel yapılarla paylaşılmamalıdır.

Yolsuzluklardan, yargıya müdahale ederek, hâkim ve savcı değiştirerek, tutuklayarak veya meslekten ihraç ederek, dosyaları hasıraltı yaparak değil, ancak bağımsız yargı sürecinde adil yargılanıp beraat ederek aklanmak mümkündür.

  • Seçim Güvenliği ve YSK: 7 Haziran 2015 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimleri sürecinde milli iradenin sandığa tam yansıyabilmesi için öncelikle seçim güvenliğinin sağlanması gereklidir. Bu görev birinci derecede, “Yüksek Seçim Kurulu”nundur. Seçimlerin “dürüst” yapılması ile görevli YSK’nın, hangi makam ve kişiden baskı gelirse gelsin, buna karşı durması ve tarafsız olması gerekir.
  • Ekonomik Durum: Ekonomimiz, halkın yoksullaşması, gelir ve servet dağılımındaki uçurumun daha da artması ve kamu vicdanını kanatan büyük boyutlardaki yolsuzluklarla iyice bozulmuştur. Bugün cari açık ve katlanarak artan dış borç, ülke ekonomisini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Türkiye en riskli beş ülkeden biridir.

 

Önceki İçerikPeşindeyiz bilesin!
Sonraki İçerikAlparslan Türkeş
Avatar photo
Doğum 20.07.1956 BUCAK-BURDUR Eğitim Cumhuriyet İlk Okulu, Bucak Lisesi (Mezuniyet 1973) İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliği (Mezuniyet 1978) İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Mezuniyet 1995) Çok sayıda şirket içi ve şirket dışı eğitim programlarına iştirak. (ISO 9000, Toplam Kalite Yönetimi, Verimlilik, İş İdaresi, Pazarlama, İstatistiksel Proses Kontrol, Kişisel Gelişim, Kişisel İmaj ve diğer konularda onlarca eğitim programı) 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. (2001) 03.03.2010- Serbest Avukat Medeni Hal :Evli ve İki Çocuklu Lisan : İngilizce (İntermedite level) Sosyal Faaliyetler :İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve halen Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubunda korist. 250 mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Halen Yönetim Kurulu Başkanı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de, "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada bir köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.