Öyle Bir Yazı Ki! . .

90

Yıllar önce öyle bir yazı yazmışız ki; bu gün hala güncelliğini koruyor.
Hatırlayacaksınız, “ANADOLU FARKI, Ya da ÇORUM FARKI” adıyla bu sütunlara geçmişti.

Yıllar, yıllar önce; Japon Dostlara sitem etmiştik;        

  • – NEDEN TÜRKİYE İLGİNİZ ZAYIF KALIYOR ? dedik. Onlar da bize;
  • – Türkiye İstikrarlı değil, TERÖR var, şimdi de FANDAMANTALİZM Tehlikesi belirdi.. İşte bu yüzen Türkiye ilgimiz ihtiyatlı şekilde devam etmek zorundadır.. Demişlerdi.

Oturduk sayfalarla yazı yazdık ve özetle dedik ki;

Birincisi; en çok iki seçim sonrası bir parti TEK BAŞINA İktidara gelir ve İSTİKRAR olur.  İkincisi; TÜRKİYE KOMŞULARI ile DOST olur, Aslında bu çok gereklidir. Hem Türkiye için hem de komşuları için çok gereklidir. İşte o zaman TERÖR de biter. Fandamantalizm tehlikesine gelince; Türkiye’de bu olmaz.. Türkiye ne İran olur, Ne de Cezayir veya Suudi Arabistan.. Laiklik TÜRKİYE’nin genlerinde vardır. Hem öyle bile olsa bundan size ne? Siz Suudi Arabistan’la, İran’la iş yapmıyor musunuz?  Bize gelince mi; DİN Sizi rahatsız ediyor?

Ve yine hatırlayınız, onlar ne demişlerdi.               

  • – Doğan biz sana inanıyoruz, Ülkenizi seviyoruz ve tanıyoruz..
  • – Eee ne oluyor peki?
  • – Masanızda gazete var mı?
  • – Var tabii?
  • – Açar mısınız, birinci sayfada kaç tane TERÖR ve CİNAYET Haberi var? Ve üçüncü sayfada kaç tane var? Ayrıca, Trafik Kazası, Yangın, Soygun haberlerine bakar mısınız?
  • – Evet var ne olacak?
  • – İŞTE BİZLER YABANCILAR, SİZİN ÜLKENİZİ BURALARDAN ÖĞRENİYORUZ.. Yani biz kişisel olarak, elbette Türkiye’nin bu kadar kötü olmadığını biliyoruz. Ama bu haksız tanıtım, abartılı haksızlık.. SİZİ; ÜLKENİZİ dışarıya böyle tanıtıyor.. Şimdi böyle bir Ülkeye siz gider misiniz? Siz orada yatırım yapar mısınız? Turist olarak gider misiniz?
  • – Evet, haklısınız AMA..
  • – Bu tablo ile yine de iyi geliyorlar.. Ne dersiniz?

Bunları söyleyenler, Japonya Büyükelçilik Müsteşarı Akira MOTOYAMA ve Mitsui Genel Müdürü MORİNAGA Beylerdi. .. Bu konuşma yaklaşık 20 yıl önce geçmişti.

Biz de bunun üzerine;       

“ANADOLU FARKI, Ya da ÇORUM FARKI”  başlıklı yazımızla olayı sizlere aktarmış; İstanbul basınını kınamıştık.

Allahtan o zamanlar TEK Kanal televizyonumuz vardı ve bu rezalet dünyaya anında duyurulamıyordu. İnternet yoktu, kontrolsüz bilgi aktarımı olamayabilirdi. 

Şimdi ise çokca kanal ULUSAL televizyonumuz var.  Yüzlerce YEREL TV. Haberleşme geçekten çağ atladı. İnternette anında ve görüntülü olarak UZAY’a bile ulaşırsınız.. 

Ve bütün haberleşme, iletişim kanallarında eskisinde çok daha fazla DİZ BOYU Rezalet..

  • Gazeteler baştan sona, cinayet, dolandırıcılık, kaza haberlerim ile dolu,
  • Televizyonlarda her akşam aynı kötü haber ve görüntüler. 
  • İnternette zaten binlerce maksatlı yayın ve çirkinlik..

Hani burada yaşıyor olmasak kendi ülkemizi, kendi yaşadığımız şehri tanıyamayacağız.  Biz mi bu çirkinliklerin orasındayız.  Hiç mi güzel olay yok, hiç mi güzellik  yok..

Rahmetli annem her görüşmemizde ağlar ve; ORALAR ÇOK KÖTÜ SİZE BİR ŞEY OLMASIN derdi.     

BBC’den yabancı yayınlardan da ders almıyorlar, onlar TERÖR olayını cinayeti sonuna kadar asla vermezler.  Ya hiç vermezler ya da çok kısa, çok satıhta geçerler..

Zaten TERÖR’ün amacı O… Dikkat çekmek sansasyon yaratmak, halkı korkutmak, halkı sindirmek, yabancıya karşı kötü tanıtmak.    

Ve biz de, yani sizler de buna alet oluyoruz.  Yazıklar olsun..

Biraz, biraz güzel şeyler oluyor ya, bunları karalamak lazım. Çirkin şeyler dururken, güzellikler bizim neyimize..  Çirkinliklere devam…

Bir muhalefete bakınız, muhalefet olmak, MUTLAKA KÖTÜLEMEK midir?  Alternatif sunulamaz mı? Daha güzelleri olabileceği anlatılamaz mı?

Her şeyin aksini, her şeyin tersini söylemek, illa ki yıkıcı bir tenkit yapmak şart mıdır?.  

İŞTE  BU YÜZDEN İKTİDARA GELEMEDİKLERİNİN farkında bile değiller..

ÖZAL’ı görmüyorlar. Ne dedi?  DÖRT TEMAYÜLÜ Birleştireceğim dedi. Dostluk ve BİRLİK Mesajları verdi ve SIFIRDAN İKTİDARA yükseldi.. Kendisi bile şaşırdı.

Devam edin devam edin, sevgili muhalefet devam edin bu yüzden iktidara gelemiyorsunuz.

Ve sevgili İstanbul basını ve Ulusal TV’ler devam edin bu yüzden okuyucunuz ve seyirciniz artmıyor.

DİZİ’lerin revaç bulması bile bizim tezimizi destekliyor..

İnsanlar güzel şeyler arıyor, güzel şeyler istiyor.  O nedenle de içi boş bile olsa işte diziler revaçta.. 

Bu yüzden tirajlar artmıyor.

 Bu yüzden halkın sempatisini kazanamıyorsunuz.        

Bunlar kendinize yaptığınız kötülükler… Ya Ülkeye yaptıklarınız!..

Kimse onların hesabını sormuyor, kimse onlar için sizi cezalandırmıyor.

Ama bu cezayı sessiz, sessiz millet veriyor ve vermeye de devam edecektir.

Çirkinliklerin yerini güzelliklerin almasını diliyor, herkese selam sevgi ve saygılar sunuyorum.