Osmanlıdan Günümüze Cihat (1)

102

Osmanlı bir cihat devletiydi.

O zamanın gereği olan dış düşmanlara karşı, harice, hariçten gelecek

Ve gelebilecek tehlikelere karşı fiilen,

Eylemli olarak cihat etmiş yani savaşlarda bulunmuştur.

Bu uğurda kan dökmüş, can vermişti.

Şehit düşmüş, gazi olmuştu.

Düşmanın zarar ve tehlikesini savmak için,

Çok zaman düşmandan önce davranmış.

Düşmanın vatan harimi ismetine girmesine fırsat vermemiştir.

Çünkü savaşın espri ve ruhu buydu.

Savaş, nefsi müdafaa ve savunmanın ta kendisiydi.

Üstelik savaş hileydi. Baskın basanındı.

Vatan savunması; zaman olur, baskını gerektirir.

Zaman olur, hücum ve taarruzu icap ettirirdi.

Osmanlı hep tetikte kalmış.

Düşmanlara aradıkları fırsatı vermemek için

Elinden geleni yapmıştır.

Gerçi son zamanlarda, durumlar yazık ki, ters dönmüş.

Osmanlı Devleti güç durumlar yaşamış.

Düşmanla vatan topraklarında boğuşmak zorunda kalmıştır.

Bu ayrı bir mes’ele, ayrı bir konudur.

Osmanlı, zaman zaman küçük cihat denen, düşmanla savaşı yerine getirirken; asıl savaşı,

Yani büyük cihadı; fert ve birey olarak, millet olarak, devlet olarak hep yapmış.

Yapmaya çalışmış. Asıl savaş, asıl harp olan büyük cihadı, hiç ihmal etmemiştir.

Osmanlı toplumu, yedisinden yetmişine kadar bu topyekûn, yurt içi savaşından

Yani büyük cihadından hiç geri kalmamıştır.

Çünkü bu topyekûn savaş; hayatın her deminde, her ânında vardı.

Bu kapsamlı cihat, hayat ve  yaşayışın her alanını içine alıyordu.

İşte Osmanlı toplumunun, bugün artık tarih olmuş;

Bizlere emanet kalmış eserlerinde,

Hep bu büyük cihadın izleri ve eserleri vardır.

Bu eserler, bu kalıntılar, bu ecdat, bu ata yâdigârları,

Bizleri de bu büyük cihada teşvik edip, özendirmekte.

Bu büyük çağrıya kulak vermeye çağırmaktadır.

İşte bugün de biz Osmanlı torunlarından istenen ve beklenen budur.

Ecdâdımıza, atalarımıza, geçmişimize

/ Mâzimize sahip çıkmak.

Onların yanlışlarından ibret alıp,

Aynı hatâlara düşmemeye dikkat etmek.

Güzel, doğru ve iyi vasıf ve nitelikleriyle de bezenmek.

Çünkü Osmanlı Devleti’nin sarıldığı cihat,

Kur’anı Kerîmin Hac sûresi 78. ayetinde belirtilen cihattır ve şöyle ifade edilir:

“Allah yolunda hakkıyla cihat ediniz.”

Bu hakikat şöyle de dile getirilmiştir:

“Biz öyle bir hakikate hayatımızı vakfetmişiz ki;

Güneşten daha parlak. Cennet gibi güzel…

Ve saadeti ebediye / sonsuz saadet ve mutluluk gibi şirindir / tatlıdır.”

 

 

Önceki İçerikHırsız- İftiracı- Hain
Sonraki İçerikAnarşist
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.