Organize İşler

89

Hükümetimiz bazı bürokratlarını 4-5-6 maaş ücretle
ödüllendirirken; İşçi, memur, emekli ve dar gelirliye cimri davrandığı herkesçe
malum. Bırakın Türk üreticisi ve sanayicisini, Alman sanayisi gece gündüz
durmayıp çalışsa, Türkiye’nin bugünkü durumuna para yetiştiremez. Bu yüzden
hükümet yetkililerini şimdi daha iyi anlıyorum.

            Daha iyi
anlıyorum çünkü bazı kurumların başındaki kişilerin bırakın 4-5-6 maaş
tutarında para almalarını bir de milyon dolarlarla rüşvet aldıklarına şahit
oluyoruz. İnanın bu olaylar kabul edilebilecek cinsten bir şey değil.

            Adam, 16 yıl
Bank Asya Genel Müdürlüğünde bulunuyor, sonra Vakıfbank ve daha sonra SPK
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığına getiriliyor.

            Bank Asya ya
para yatıran garibanlar FETÖ suçlamasıyla birer birer hapse atılırken, aynı
kişi 16 yıl aynı bankanın genel müdürlüğünü yapıyor, kendisi hakkında herhangi
bir soruşturma açılmadığı gibi bir de devletin gözde kurumlarının en tepesine
getiriliyor.

            FETÖ olayı o
kadar karmaşık bir hal aldı ki, kimin eli kimin cebinde belli değil. Eşini ve
çocuğunu 15 Temmuz darbe girişiminde kaybeden, bir zamanlar Erdoğan’ın en
yakınındaki kişinin eşi Nihal Olçoklar:
FETÖCÜ 9 kişinin ismini verdim bunların
içlerinden biri
eski TRT Genel
Müdürü İbrahim Şahin, diğeri Nurettin Nebati.
” Demiştir.

            Yoksa bu
kişilerin George Orwell’in “Hayvan Çiftliği”nde: “Bazı hayvanlar özel, bazıları daha da
özeldir
.” Dediği gibi bunların özel kişilikleri mi var?

            Sedat
Peker’in anlattıkları yenilir yutulur cinsten değil. Olmaz ya, bu
anlatılanların sadece bir tanesi bir Avrupa devletinde yaşansaydı hükümet
anında istifa eder, yargı gereği neyse onu yapardı.

            Ama bizde
maşallah kimsenin kılı kıpırdamıyor. Ne Cumhurbaşkanından bir ses var, ne de
savcılar harekete geçiyor.

            Peki,
aşağıdaki kişiler hakkında işlem yapılması için daha nelerin olması gerekiyor
bilemiyorum.

Cumhurbaşkanı
Danışmanlarından 2 kişi: Cumhurbaşkanının en yakınındaki kişiler.(
Korkmaz
Karaca İstifa etti)

– Eski Başbakan
danışmanı: Son Başbakan Binali Yıldırım’ın en yakınındaki kişi.

– SPK Eski Başkanı:
Cumhurbaşkanının o makama atadığı kişi

– Erzurum Milletvekili:
Halen AKP Milletvekili

– Ve 2 Gazeteci

            Maşallah bu kişiler öyle organize olmuşlar ki, abi SPK Başkanı rüşvet
akarının en tepesindeki kişi, kardeş milletvekili rüşvete aracılık yapıyor,
koca diğer işleri organize ediyor. Anlayacağınız aile boyu tam kadro devlete
çökmüşler.

            Söyler misiniz;
2001 Yılında 3 Y (Yasaklar, Yoksulluk ve Yolsuzluk) ile
mücadele etmek için işbaşına gelmiş hükümet, 3 Y’nin üçünde de boğazına kadar
batmasına rağmen ve halâ da kamuoyu araştırmalarına göre birinci parti durumunu
koruyorsa bunda dindar ve Müslümanların hiç vebali yok mu?

            Size Karar
Gazetesi yazarı Taha Akyol’un “Müslüman Vicdanı” adlı yazısından bir
bölüm sunacağım:

             “Hz.
Osman’ın “beytülmal görevlisi”, yani devlet hazinesinin başındaki yetkili,
Abdullah bin Erkam isimli bir sahabeydi. Osman, devlet hazinesinden çeşitli kişilere
yüksek miktarda ödemeler yapmasını emrettiğinde Abdullah bunu reddeti; devlet
parası kişilere ‘ihsan’ edilemezdi.

Hz. Osman, Abdullah’ı
azarlamıştır:

“Sen benim
emrettiklerimi teslim eden hazine görevlimsin.”

Abdullah’ın cevabı:

“Ben Müslümanların beytülmalinin
gözeticisiyim, senin sülalenin hazine bekçisi değilim!

Abdullah istifa etmiş,
hazinenin anahtarını mescide asmıştı!
(Murat Akarsu, Kabile Bürokrasisi ve Hz. Osman, Ankara Okulu
Yayınları, s. 189)”

            Madem samimi
Müslümanız, madem dindarız Hz. Osman gibilere biat edip beytülmalın yakınlara
yandaşlara peşkeş çekilmesine rızamı göstereceğiz, yoksa Sahabe Abdullah bin Erkam gibi vebal altına
girmeden vaziyet mi alacağız. İşte Müslümanın vicdanıyla imtihanı!

Olay gayet net ve açık.

Sağlıklı kalın.