“Ordu Mesudiye Sesi”nin Düşündürdükleri

103

25. Sene-i devriyesi sevinçle kutlanan “Ordu MESUDİYE Sesi” gazetesi okuyucularının ve bu vesileyle, tüm gazete okuyucularının; neden gazete okumaları ve hattâ okutmaları; yani okudukları herhangi bir gazeteyi yaşatmaları gerektiğini; bir de şu hususlara bağlayabiliriz:

Evet, her vatandaşın tasvip edip beğendiği bir gazeteyi; -gazetenin yurda ve dünyaya açılan bir pencere olması hasebiyle- mutlaka okuyup, takip etmesi gerektiğine içten inanmaktayız.

Çünkü, mesela seçimlerde ve sırasında halkın oyuna başvurmak gerektiğinde; vatandaşın tercihinde isabet etmesi için; kendisini bu şekilde yetiştirmesi gerektiği düşüncesindeyiz.

X

Gazetenin müessiriyet ve etkisi, o denli hayatîdir ki, birçok gazeteci -maalesef- fikir ve düşüncelerinden rahatsız olanlar tarafından başlarından olmuştur.

Nitekim Türk gazeteci ve yazar Ahmed Samîm (1884 – 1910), İttihad ve Terakkî muhalifiydi öldürüldü.

İlk Basın şehidi olan gazeteci Hasan Fehmi (1874 – 1909); Serbestî Gazetesi’ndeki yazılarında İttihad ve Terakkî idaresini eleştirdiği için 6 Nisan 1909’da vuruldu.

Basın o kadar etkilidir ki, İttihad ve Terakkî yönetimine karşı yapılan tenkitler -bir bakıma- 31 Mart Olayı’na da yol açmıştır denebilir.

X

Basın; cemiyetteki güzel şeyleri nazara vererek; onların benimsenmesi ve yapılması gerektiğini okurların zihinlerine nakşeder ve nakşetmeli.

Basın; yapılan kusurları göstererek, terk edilmesi icap ettiğini okuyucularına hatırlatır ve hatırlatmalı.

Basın; güzel şeyleri göz önüne sererek, onlara yönelmeyi teşvîk eder ve etmeli.

Basın; bâtıl şeyleri iyice tasvîr ederek, saf zihinlerin; dalâlet ve sapık fikirler edinmesine çalışanların önüne sed çeker ve çekmeli.

Basın; bütün bu işlevini yerine getirirken, yani iyi, güzel, kötü ve çirkin şeyleri kamuya sergilerken “Hakimiyet bilâ-kayd ü şart / kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesinden asla taviz ve ödün vermez ve vermemeli.

Tabii “Hak” mefhum ve kavramını da gözünün önünde bulundurur ve bulundurmalı.

Basın; bâtıl, yanlış ve sapık fikirleri iyice, enine boyuna tasvir edip açıklamamalı. Bunu yaptığı takdirde saf zihinleri bozar. Onları eğri ve yanlış yollara sevkedip yöneltmiş olur.

X

Velhasıl Basın da herkes gibi vazifesini bilmeli, su-i istimal edip kötüye kullanmamalı.

Çünkü Basın; güzel, iyi ve doğru şeyleri neşretmekle mükellef / yükümlü ve görevlidir.

Aynı zamanda umuma / genele yani kamuya hitap etmeli, fikirleri doğruluk süzgecinden geçirerek yayımlamalı.

Basın’ın hedef edindiği maksat; ittihad-ı millet / milletin birlik ve beraberliği olmalı.

Elmas kılıç hükmündeki Basın; diline itidal / orta yol ile saykal yani cilâ vurmalı.

Ta ki ifrat ve tefrit ile / aşırı geri kalmak ve aşırı ileri gitmekle pas tutmasın.

X

Yoksa, belâgat yerine; mübalâğa / abartma, yalan ve aşırı bir keşmekeşliğe sebep olan gazeteler; bu çeşit yayınları ile yeni 31 Mart olaylarının çıkmasına zemin hazırlamış olurlar.

Unutmayalım ki, II. Meşrutiyet’in yani Demokrasi yolunda ikinci adımın atılmasında; o zamanki gazetelerin müspet / olumlu ve büyük bir dahli vardır.

Keza Millî Mücadele’de halkın tenvir edilip aydınlanmasında, o günün şartlarında güç belâ çıkabilen gazetelerin çok büyük rolü ve hizmeti vardır.

 

 

Önceki İçerikProf. Dr. Sayın Erdal Kerey ile sohbet
Sonraki İçerikMHP’lilerin Genel Merkez Yöneticilerinden Beklentileri:
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.