25. Sene-i devriyesi sevinçle kutlanan “Ordu MESUDİYE Sesi” gazetesi okuyucularının ve bu vesileyle, tüm gazete okuyucularının; neden gazete okumaları ve hattâ okutmaları; yani okudukları herhangi bir gazeteyi yaşatmaları gerektiğini; bir de şu hususlara bağlayabiliriz:
Evet, her vatandaşın tasvip edip beğendiği bir gazeteyi; -gazetenin yurda ve dünyaya açılan bir pencere olması hasebiyle- mutlaka okuyup, takip etmesi gerektiğine içten inanmaktayız.
Çünkü, mesela seçimlerde ve sırasında halkın oyuna başvurmak gerektiğinde; vatandaşın tercihinde isabet etmesi için; kendisini bu şekilde yetiştirmesi gerektiği düşüncesindeyiz.
X
Gazetenin müessiriyet ve etkisi, o denli hayatîdir ki, birçok gazeteci -maalesef- fikir ve düşüncelerinden rahatsız olanlar tarafından başlarından olmuştur.
Nitekim Türk gazeteci ve yazar Ahmed Samîm (1884 – 1910), İttihad ve Terakkî muhalifiydi öldürüldü.
İlk Basın şehidi olan gazeteci Hasan Fehmi (1874 – 1909); Serbestî Gazetesi’ndeki yazılarında İttihad ve Terakkî idaresini eleştirdiği için 6 Nisan 1909’da vuruldu.
Basın o kadar etkilidir ki, İttihad ve Terakkî yönetimine karşı yapılan tenkitler -bir bakıma- 31 Mart Olayı’na da yol açmıştır denebilir.
X
Basın; cemiyetteki güzel şeyleri nazara vererek; onların benimsenmesi ve yapılması gerektiğini okurların zihinlerine nakşeder ve nakşetmeli.
Basın; yapılan kusurları göstererek, terk edilmesi icap ettiğini okuyucularına hatırlatır ve hatırlatmalı.
Basın; güzel şeyleri göz önüne sererek, onlara yönelmeyi teşvîk eder ve etmeli.
Basın; bâtıl şeyleri iyice tasvîr ederek, saf zihinlerin; dalâlet ve sapık fikirler edinmesine çalışanların önüne sed çeker ve çekmeli.
Basın; bütün bu işlevini yerine getirirken, yani iyi, güzel, kötü ve çirkin şeyleri kamuya sergilerken “Hakimiyet bilâ-kayd ü şart / kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesinden asla taviz ve ödün vermez ve vermemeli.
Tabii “Hak” mefhum ve kavramını da gözünün önünde bulundurur ve bulundurmalı.
Basın; bâtıl, yanlış ve sapık fikirleri iyice, enine boyuna tasvir edip açıklamamalı. Bunu yaptığı takdirde saf zihinleri bozar. Onları eğri ve yanlış yollara sevkedip yöneltmiş olur.
X
Velhasıl Basın da herkes gibi vazifesini bilmeli, su-i istimal edip kötüye kullanmamalı.
Çünkü Basın; güzel, iyi ve doğru şeyleri neşretmekle mükellef / yükümlü ve görevlidir.
Aynı zamanda umuma / genele yani kamuya hitap etmeli, fikirleri doğruluk süzgecinden geçirerek yayımlamalı.
Basın’ın hedef edindiği maksat; ittihad-ı millet / milletin birlik ve beraberliği olmalı.
Elmas kılıç hükmündeki Basın; diline itidal / orta yol ile saykal yani cilâ vurmalı.
Ta ki ifrat ve tefrit ile / aşırı geri kalmak ve aşırı ileri gitmekle pas tutmasın.
X
Yoksa, belâgat yerine; mübalâğa / abartma, yalan ve aşırı bir keşmekeşliğe sebep olan gazeteler; bu çeşit yayınları ile yeni 31 Mart olaylarının çıkmasına zemin hazırlamış olurlar.
Unutmayalım ki, II. Meşrutiyet’in yani Demokrasi yolunda ikinci adımın atılmasında; o zamanki gazetelerin müspet / olumlu ve büyük bir dahli vardır.
Keza Millî Mücadele’de halkın tenvir edilip aydınlanmasında, o günün şartlarında güç belâ çıkabilen gazetelerin çok büyük rolü ve hizmeti vardır.