Orda Bir Köy Var Uzakta

80

Geçen günhaberlerde, İstanbul’un Eyüp İlçesi, Ağaçlı Köyü İlkokulu’nu izledim. Birleştirilmiş dört sınıf bir arada, 17 öğrenci, bir öğretmen tarafından okutuluyormuş.

Öğrenci ve veliler,eğitim öğretimin kötü olduğunu, müstakil sınıflarda ders yapılmasının daha iyi olacağını vurguladılar. Öğretmen gözükmedi ve konuşmaktan kaçındı. Belli ki 657 baskısı var. Yine de bu haber soruşturma konusu olacaktır ihtimal.

Yıllar önce yurdumuzun her yerinde, bir öğretmenli beş sınıf bir arada birleştirilmiş sınıflı okullarımız vardı.

1991 yılında merkeze 35 km. uzaklıkta benzer okullardan birine rehberlik için gitmiştik.Bayan öğretmenimiz, beş sınıfı tek başına bir derslikte okutuyordu. Derslikte araç gereç olarak hiçbir şey asılı değildi. Müfettiş grubu olarak eleştirdiğimizde, hüzünlendi.

Ağlamaklı bir sesle; “efendim duvarlara çivi çakamadım, keseri parmağıma vurdum kan doldu, lojmanın penceresine demir parmaklık yapılması için muhtardan yardım istedim, aldırmadı: Eşim Şırnak’ ta er öğretmen, her gece penceremi taşlıyorlar, korkuyorum, huzursuz ve mutsuzum. Keşke eleştirmeden önce halimi hatırımı bir sorsaydınız. Aylardır uykusuzum sizlerin gelmesini sabırsızlıkla bekliyordum” dedi.

Duygulanmış ve hatamızı anlamıştık. Özür dileyerek kısa zamanda sorunlarını çözeceğimizi söyledik, teselli ettik moral verdik.

Yine aynı yıllarda Gebze’nin uzak bir köyünde benzer bir okulumuza gitmiştik. Radyo,TV ve telefon çekmiyordu. Öğretmen yüksek lisanslı pırıl pırıl bir delikanlıydı. Çok hasta olduğu halde, okul kapanmasın diye ilçeye tedaviye gitmemiş, derslikteperişan halde öksürüp dururken karşılaştık. Kendisine yardımcı olarak ilçeye gönderdik.

Bir stajyer öğretmenimiz, merkeze 45 km. uzaklıktaki köy okulumuzdayalnızlığa ve koşullara dayanamayarak, iki ay sonra valizini alarak dilekçe bırakmadan çekip gitmişti.Bir daha da dönmedi.

Birleştirilmiş sınıflı köy okullarının getirisi ve götürüsü iyi hesaplanmalıdır. Bu okullarda usulüne göre ders verecek deneyimli, köyün ve birleştirilmiş sınıfın şartlarına göreyetişmiş öğretmenler yoktur. Bu okullarımızın daha çok rehberliğe, yadıma ihtiyaçları bulunmaktadır.

Alartı, Aksığın, Sarıçökek, Sultaniye Hanlar, Tepemanayır, Hayriye, Güvercinlik, Yenice, Teksen, Çakmaklar, Terziler, Zurnacılar vb. köy okullarında yıllarca başarıyla görev yapmış, tanıdığım deneyimli,fedakâr,vefalı, sabırlı,onlarca öğretmenimiz şimdi merkez okullarda çalışmaktadır. Bu öğretmenlerimiz “birleştirilmiş sınıf öğretimi”ni, kitabını yazacak kadar, uygulama ve pratik anlamda biliyorlardı. Hepsine şükranlarımı ve selamlarımı gönderiyorum.

Şimdilerde “eğitim fakülteleri”dâhil bilen anlayan yok. Bir ara Kocaeli Üniversitesi, Eğitim Fakültesinin sınıf öğretmenliği bölümü, son sınıf öğrencileriyle”birleştirilmiş sınıföğretimi” üzerine söyleşi yapmıştık, hocaları Soner bey aracılığı ile.

Bu arkadaşlar bizim adaylık eğitim kurslarımıza misafir olmuşlardı. Birleştirilmiş sınıf eğitimi gören Karaabdulbaki Köyü İlkokulunda staj görüyorlardı. Güzel çalışmalar yapılmıştı fakülte ile.

 

1990 lı yıllardan itibaren “taşımalı eğitim” modeli ile bu köylerimiz belli merkezlere taşındı. Tedrici olarak da uygulama artırıldı. Bir öğretmenli bütün köy okulları kapanma noktasına gelmişti.

Bu uygulama bazı çevrelerce; “köylerde bayrak göndere çekilmiyor”, “İstiklal Marşı okunmuyor”, “uzak mesafelere öğrencilerin gidip gelmesi pahalı, tehlikeli ve beslenme açısından uygun değil”gibi gerekçelerle eleştirildi.

Sonradan, uygulama yumuşatılarak, bazı köy okulları birleştirilmiş eğitim uygulamasına yeniden açıldı.Şu anda az da olsa, hala birleştirilmiş bir öğretmenli okullarımız mevcut.

 

Söyleyeceğim o ki; birleştirilmiş sınıf eğitimi, ülkemizin şartları nedeniyle, azalsa da, her zaman olacaktır. Ancak,dört sınıf bir arada eğitim-öğretim;  bilgi, deneyim, sabır, hoş görü, azim vb. gibi özellikler istemektedir.

Şimdiki fakültelerin bu esaslara uygun öğretmen yetiştirdiklerinisöylemek oldukça zor sanıyorum. MEB daha gerçekçi önlemler almalı, bu okullarımız göz ardı edilmemelidir.

 

Varlığımızın teminatı “çocuklarımız” ve bir ülkenin kaderi olan “eğitim öğretim” asla ihmale gelmez.

 

Sevgiyle kalın…