Ortak nokta şu: Bunların her biri ölüme kadar götüren hayat tehditleri. Ama bir ortak noktaları daha var. Tabancadan çıkan kurşun veya uçurumdan aşağı atlamak da hayatı sona erdirecek tehditler. Yukarıda saydıklarımın ikinci ortak noktası ve kurşunla uçurumdan farkı, öldürücü etkilerinin hemen değil, vadesi belirsiz bir gelecekte ortaya çıkacağı. Hem yüzde yüz de değil. Depremde bütün bir şehir yıkılsa da siz kurtulabilirsiniz. Aşısız olduğunuz hâlde salgın sizi öldürmeyebilir.
Toplum seviyesinde düşündüğümüzde felaket habercisi oldukları kesin. Neydi mahşerin dört atlısı: Salgın, doğma felaketler, kıtlık ve savaş. Aşı karşıtlığıyla salgın, doğma felaketlerle deprem eşleşiyor. (Sel sal ekini sevmediğimden “doğal” yerine Azerbaycan ağzından “doğma”yı tercih ediyorum.) Çağımızda kıtlık yerine onun tersi obezite gelmiş. Belki Türkiye için kötü beslenmeye yol açan fakirliği de koyabiliriz. Savaş eskiye göre daha seyrek fakat daha öldürücü bir mahşer atlısı.
Kim bilir ne zaman
Öldürücü fakat hemen değil… İşte biz en çok böyle gecikmeli felaketlere karşı savunmasızız. Bir belediye veya hükümet toplantısı düşünüyorum. Gündem tespit ediliyor. Şu tip konuşmalar muhtemelen birçok yerde ve sık sık tekrarlanmıştır:
-Depreme karşı önlemler.
-Yahu git Allah aşkına. Önümüz seçim.
Bizim de önümüz hep seçimdir, bazen aylar bazen yıllar içinde ve deprem bir türlü gündeme giremez. Hem insanları gülümsetecek, ceplerini dolduracak işler yapmak varken onların canını sıkacak kararlar almak akıl kârı mı? Depreme karşı önlem demek birilerini fena hâlde rahatsız etmek, evlerinden çıkarmak, evlerini yıkmak demek. Bize destek olan müteahhitlere ek yükümlülükler getirmek, bu yükümlülükleri yerine getiriyorlar mı diye onların işlerine burnumuzu sokmak demek.
Dedem günde on paket içerdi
Sigara da sizi kesin öldürür. Eğer akciğer veya mesane kanseri olacak kadar yaşarsanız. KOAH ve dolaşım sistemi hastalıkları daha da önce gelebilir ama kolay iş değil sigarayı bırakmak. Gençlere, “Bak ben bıraktım, 25 yıldır içmiyorum.” diyorum. Cevap hazır: “Kaç yaşında bıraktınız?” “55”. Ben de 55’e gelince bırakırım.”
Başka savunmalar da var: Dedem hayatı boyunca kibrit kullanmadan birini söndürüp birini yaktı, 95 yaşında öldü. Eh falanca yerinden kıpırdamayacak kadar şişmandı 100 yıl yaşadı. Büyük dedem depremde ilk yıkılacak bir binada yaşadı ve hayatını tamamladı. Ben hiç aşı olmadım, turp gibiyim.
Ne yapacaksınız? İstatistik dersi mi vereceksiniz? Hele “Aşı Türkleri çiplemek—veya sömürmek—için düzenlenmiş bir komplodur.” gibi saçma sapan “bilim insanları” ortada nutuk atar, televizyonlar onları paylaşamazken. Zaten Covid’i de aşıyı da Bill Gates çıkardı. Bunu herkes bilir.
Saçmalıkları bir tarafa bırakalım. Gayet aklı başında insanları, depreme karşı önlem almak gerektiğini, sigarayı bırakmak gerektiğini, ailesine de kendine de gereken aşıları yaptırmak gerektiğini bilen insanları ele alalım. Bütün bunları bilen fakat “daha öncelikli”, “acil” işlerden dolayı bir türlü bunlara eli varmayan insanları.
Covey ve Eisenhower
Geçen pazarki yazımda Stephen Covey’in çok satan Etkili İnsanın Yedi Alışkanlığı kitabından bahsetmiştim. Galiba ilk bahsedişim de değil. İşte o kitapta Covey, yapılacak işleri acillik ve önem diye iki boyutta sınıflandırır: Acil, acil olmayan; önemli, önemsiz. Covey, yönetim bilimcilerin bayıldıkları bir iş yapıyor ve bu iki boyutu 2 X 2 bir matris hâlinde gösteriyor. Artık alışkanlık oldu, ben de bu matrisi şekil olarak bu yazıya ekliyorum.
Acil ve önemli işleri, eliniz bağlı, önceleyip yapacaksınız. Asıl çekişme, “acil ve önemsiz” işlerle “acil değil fakat önemli” işler arasında. Covey’in asıl tavsiyesi, 2’ci çeyrekteki işleri, onlar 1’e gelmeden yapıp bitirmeniz. Bu disipline sahip değilseniz, acil ve önemsiz işler, yani 3 çeyrekteki işler bütün zamanınızı alır ve önemli işlere bir türlü vaktiniz kalmaz. Deprem milyonların canını alıncaya veya size akciğer kanseri teşhisi konuncaya kadar bu telaşınız sürüp gider.
Bu matrisin pek benzerine Eisenhower matrisi de deniyor. Eishenhower’inki eylem tavsiyeleriyle geliyor. Çeyreklere göre: 1: Yap. 2: Planla ve takvime yerleştir. 3: Delege et. 4: Listeden çıkar.
Ama bak hâlâ deprem olmadı ve büyük dedeniz sigara içe içe 90’ını devirmişti. Hem önümüz seçim.