Türkiye, tarihinde birçok kez olduğu gibi yine toz duman. Hukuk tarumar edilmiş, ekonomik kayıpların milyar dolarlar olduğu söyleniyor, bölünme ve dağılma kapıda, yolsuzluk – rüşvet almış başını gitmiş velhasıl devlet çatır çatır çatırdıyor…
Buna karşılık yetkililerin elinde mikrofon: “her şey milletimize hizmet için yapılıyor…”. İşte buna “çüş” derim.
Hukukun ve de sosyal demokratik hukuk devletinin dağıtılmasının, halka ve vatandaşa ne faydası var? Artık hukukun üstünlüğü yok. Bundan böyle güçlünün hukuku daha da hakim olacak. Soruşturmalar kapanıyor, deliller karartılıyor, şüpheliler kayırılıyor ama bütün bunlar milletimize hizmet için yapılıyor!Hadi oradan be…
Ülkeyi 12 yıldır tek başına yöneten, bir iktidar var. Halen mağdur ve mazlum edebiyatı yapıyor vede kendisine komplo kurulduğunu anlatıyor. Bu bir “kara mizah”tır. Sen orada iktidar olarak, ne iş yapıyorsun? Bunun mazereti yok. Demek ki; 12 yıldır görevini yapamamışsın. Ama bana sorarsanız, ona destek veren halkında aklı yok!
Döviz fırlamış, faizlerin ayarı bozulmuş, Türk ekonomisini sömürenlerin ağzı sulanmış, işsizliğin tarihi rekorlar kıracağı yolunda beklentiye girilmiş ama yine de her şey milletimize hizmet için yapılıyormuş! Bunu böyle söyleyene de, bunu hizmet olarak gören vatandaşa da “yuh” olsun… Çünkü tek kaybeden vatandaş!
Önümüzdeki yıl ve yıllar, Türkiye açısından sosyal ve ekonomik felaketlerin yaşanacağı günlerdir. Türkiye’de bugün yaşadıklarımız bize bunları haber veriyor. Anlayacağınız hiç bir şey vatandaşın ve milletin lehine değil.
Ekonomik sıkıntılar, hukuksuzluk, bölünme ve dağılma kapımıza kadar gelmiş durumda. Bu saydıklarım hangisi vatandaşa hizmet getirecek?
Ne diyorduk “Adalet Mülkün Temeli”. Yani adalet devletin temelidir. Türkiye’de adalet mi kaldı ki devlet kalsın?
On iki yıldır hepimizi sosyolojik, psikolojik ve ekonomik olarak bölen vede gelişmelerden anladığımız kadar ile girift ilişkilerin içine girmiş olan bir iktidar var ülkemizde… Bu kadar ruhsal bölünmenin fiziki bölünme de getireceği aşikar. Bu mu vatandaşa hizmet?
Emekli, işçi, memur, köylü, çiftçi, esnaf ve yoksul halk; birilerinin bizi getirdiği bu nokta itibarı ile daha da büyük ekonomik ve sosyal sıkıntılara gark olacaktır. Gelişmelerden vatandaşa yansıyacak olan hizmet bu mu olacaktır?
İktidar sahipleri; Türkiye’ye ve Türk Milletine bilerek veya bilmeyerek çok büyük kötülükler yapmıştır. Şimdi tedrici gelişmeler yani duble yollar, havaalanları, bedava ders kitapları, yani tüm popülist çabalar bizi bölünmekten ve daha ötesi dağılmaktan korumaya yetmeyecektir. Bu mudur “Halka hizmet Hak’ka hizmettir” anlayışı?
Ey aziz milletim! Görüyorsun ki; hiç bir şey sana hizmet etmek için değildir. Yönetenler kendi şahsi ikballerinin peşindedir. Ülke her zaman olduğu gibi yine yolsuzluk batağında soyulmaktadır. Hukuk dedikleri şey kendilerini aklama ve koruma altına almaktan başka bir şey değildir.
Eğer bunun sonu ne olur diyorsan tarihin tozlu sayfalarında 1800’lü yılların başlangıcından 1922 yılına kadar başına neler geldiğine, açta bir bak derim… Sürgün, göç, soykırım, katliam, açlık, yoksulluk, şerefsizlik, onursuzluk, esaret neredeyse vazgeçilmez kaderindi. Ancak sen 1923 ile 2013 arasında bunları unutarak keyif sürdün ve kazanımlarının değerini bilemedin. Aklını başına almazsan ve hiç bir hadisenin sana hizmet amaçlı olmadığının farkına varmazsan sonun geçmişte atalarının yaşadığı gibi olacak ve oluk oluk gözyaşı akıtacaksın. Onun için sorun, yaşanan gelişmelerin aktörleri değil memleketin asıl sahibi olan senin tavır ve davranışlarındır. Sonradan diz dövmek hiç kimseye fayda getirmez…