Çok okumak istediğimiz hâlde,
Okumakta zorlandığımız,
Anlamakta güçlük çektiğimiz eserler vardır.
Sanki eser bizi reddediyormuş,
Bizi karşısında görmek istemiyormuş gibi,
Bir rûh hâleti içine girer ve içinden çıkılamazmış gibisinden
Bir çıkmaz sokakta buluruz kendimizi.
Bu duruma üzülür, düştüğümüz eser ve kitaplar karşısında,
Âdeta mahçup bir vaziyet alırız!
İşte bu sıkıntılı okuma ve anlama atmosferine düşen
Ve düşeceklere Sn. Süleyman Kösmene çok enfes,
Çok veciz ifadelerle kaleme aldığı,
Yol gösterici rehber olucu satırlarıyla,
Bu gibi durumlardaki okurlara Hızır gibi yetişiyor.
Onların önüne apaydınlık bir “Kitabı Anlama Yolu” sunuyor.
Sıkıntıları gideriyor, idrâk ufuklarını genişletiyor,
Okumayı sevenlere rahat bir nefes aldırıyor.
Zâhiren herkesin bilmediği kelimelerle yüklü
Ve uzun cümlelerle örülmüş,
Çok değerli bir eser için söylediği,
Alıntıladığımız aşağıdaki sözleri,
Bu çeşit her kitap karşısında takınılacak tavrı,
Tutulacak metod ve yolu gösterdiği için,
Herkesin eline tutuşturulacak bir meş’ale düşüncesiyle,
Sizlere sunmanın heyecanıyla,
Sizleri bu elmas sözlerle başbaşa bırakmanın
Mutluluğunu duyuyor.
Bilhassa talebe ve öğrencilere
İvedilikle gerekenleri yapmalarını tavsiye ediyorum.
Şimdi buyurun kitabı anlama yolunda istenen yürüyüşe:
x
“Öyle ‘kelimeleri anlamıyorum, cümleleri bana yabancı geliyor’ falan demeyin.
İnanın; kendinizi ona (kitaba) verdiniz mi, o da kendini size veriyor.
O nazlanmıyor. Yeter ki siz nazlanmayın!
O size uzak değil, yeter ki siz ona uzak durmayın!
O size küsmez; yeter ki siz ona küsmeyin.
Biz kendi sıkıntımızı karşı tarafta sanırız.
Oysa hiç de öyle değil.
Sıkıntı tamamen bizde.
Biz okumuyoruz.
Biz müstağni (bigâne) davranıyoruz.
Biz her şeyi biliyormuşuz gibi yapıyoruz.
Aslında okuduğumuzda
Ne kadar bilmediğimizi anlıyoruz.
İşte…(okumak) böyle bir şey!
Okumadan, ondaki bilgiler bize gelmez.”
(Süleyman Kösmene, Yeni Asya, 27 Aralık 2024)