“Yaratan Rabbinin
adıyla OKU!” (Alak:1)
“OKU, Rabbin en
büyük kerem sahibidir.” (Alak:3)
x
Hz. Muhammed’den
tekrar ve tekrar:
“Ben okuma yazma
bilmem!” demesine rağmen,
Kendisinden ısrarla
okumasının istenmesinde;
Bildiğimiz klâsik
okumanın dışında
Bir başka okumanın
da istendiği anlaşılmakta.
Zira, okumaktan
kasıt,
Sadece bildiğimiz
kitapları okumak değildir.
Kâinat / Evren
büyük kitap.
İnsan ise, küçük
kitaptır.
Zaten ilimler,
Onların ilmen
okunuşlarından başka bir şey değildir.
“OKU!” emrinden
murad, insanın;
Yaratılanları
okuması gerektiği hakkındadır.
“(Kâinat kitabını,
kendi nefsindeki hakikati,
Kur’an’ın
kelâmını, hitabını devamlı ve dikkatle) OKU!
(Anla ve anlat ki)
Rabbin en büyük kerem sahibi (olandır).”
(Alak:3, Abdullah
Akgül)
x
Çünkü “OKU!” emri,
yaratılanların okunması hakkındadır.
Yani, yapılandan
Yapan’a, fiilden Fail’e, sanattan Sanatkâr’a
Geçilmesi içindir.
Yani, yapılanda
Yapan’ı görmek.
Fiilde Fail’i
bulmak.
Sanatta Sanatkâr’ı
keşfetmek isteniyor.
Sadece bakmakla
yetinme!
Aynı zamanda gör.
Sadece bilmekle
yetinme!
Ayrıca anla.
Sadece duymakla
kalma!
Herşeydeki İlâhî
zikri işit.
Böylece asıl kitap
olan,
Kâinat Kitabını
okumuş,
Kendini de, asıl
bu şekilde
Gerçek olarak
tanımış,
Kendini Rabb’ine
götürecek,
Tahkiki yolu bulmuş olursun.
Böylece:
“Nefsini bilen,
Rabbini bilir.”
Sırrına erersin.
x
Demek ki:
“Kitabın kitap
olması için,
Gerçekten yazılmış
olması şart olmadığı gibi,
Okumak için de
Mutlaka yazı şart değildir.”