Eğitim, insan yaşamında
önemli bir olgudur. Günümüzde, hem kişinin mutluluğu
hem de ulusun geleceği ve refahı
bakımından
özel bir önem taşımaktadır.
İnsan,
varlıklar arasında eğitime ve öğretime en çok muhtaç olanıdır. Eğitim denince de başta çocuklar
akla gelir. Çocuk eğitiminin toplum hayatında oynadığı
rol çok büyüktür.
Başta
sevgili çocuklarımız olmak üzere, öğretmenler, anne babalar, kırtasiyeciler,
servisçiler, kantin çalıştıranlar vb. okulların bir an evvel açılmasını özlemle
arzu ile beklemekteler.
Pandami
yasaklarının kalkmasıyla, 65 yaş üstü olan vatandaşlar çocuklar gibi
sevinmişti. Tabi ki, esnaflar, özel ve kamuda çalışanlar da bir o kadar mutlu
oldu. İpin ucunu biraz kaçırsak da; sokaklar, lokantalar, tatil beldeleri,
düğün salonları doldu taştı. Akabinde
hasta sayısında ve ölüm oranlarında bariz artmalar oldu.
Yasakların
kalkmasıyla en riskli durumda olanlar; “aşı
olmaya direnenler ve vurdurmazlar” elbette. Tabi maskeyi ve gerekli
mesafeyi unutanlar da bu riski artırmakta.
Şimdi anne
babalar ve çocuklar heyecanlı bir bekleyişin içindeler. Okulların açılacağından
son derece mutlular. Şimdiden son hazırlıklarını yapmaya başladılar. Ancak
okulların açılması ile risk faktörü de artacak. Eğitim öğretimin kesintisiz ve
yüz yüze devam etmesi, önlemlere kusursuz uyulmasına bağlı. Bu yüzden
sorumluluk sahibi herkesin bu tedbirlere tavizsiz, seve seve uyması çok önemli.
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okulların açılışına
ilişkin yaptığı basın açıklamasında; “6
Eylül’de tüm kademelerde, haftada beş gün yüz yüze tam zamanlı olarak eğitime” başlanacağını
ifade etti. Bu açıklama son derece yerinde ve mutluluk veren bir müjdedir.
1-3 Eylül tarihleri arasında, “okul öncesi ve birinci sınıf öğrencilerine yönelik uyum eğitimi”
yapılacak. Okulların açılışı öncesinde öğretmenlere “salgın ve okulların
yeniden açılması süreci”ne ilişkin seminerler verilecek. Seminerlere okul
öncesi ve birinci sınıf öğretmenleri 31 Ağustos’ta, diğer sınıfların
öğretmenleri 1-3 Eylül’de katılacak.
Her bir çocuğun sağlığından daha kıymetli bir şey
olmadığının altını çizen Bakan Özer, şu ifadeleri kullandı:
“Millî
Eğitim Bakanı ve aynı zamanda üç öğrenci babası bir veli olarak biliyorum ki
tüm velilerimiz, çocuklarını okullara emanet ederken okulların güvenli olmasını
isterler. Gelinen noktada koronavirüsün uzunca bir süre daha hayatımızdan
çıkmayacağı açıkça görülmektedir. Dolayısıyla hepimiz, koronavirüsün risklerini
göz önünde bulundurarak ve gerekli tedbirleri alarak hayatımızı idame ettirmek
zorundayız. Daha fazla okulları kapalı tutmak gibi bir lüksümüz
bulunmamaktadır. Çocuklarımızın gelişimi, sağlığı ve geleceği için
koronavirüsle birlikte yaşamayı öğrenmek ve yüz yüze eğitime devam etmek
zorundayız.”
Okullarda eğitimin, ders saatleri azaltılmadan ve
mevcut öğretim programlarının bütünü dikkate alınarak gerçekleştirileceğini
dile getiren Bakan Özer; okul giriş-çıkış saatleri, teneffüs zamanları ve gerek
duyulması hâlinde ikili eğitime geçilmesine ilişkin sürecin okulun fiziki
kapasitesi ve mevcuduna göre il ve okul yönetimlerince düzenleneceğini söyledi.
Bakan Özer, mazereti dolayısıyla yüz yüze eğitime katılamayan öğrenciler için
TRT EBA TV ve EBA platformu aracılığıyla eğitimin devam edeceğini de kaydetti.
Okullarla birlikte kantin, yemekhane ve pansiyonların
da açılacağını, bu süreçte destekleme ve yetiştirme kurslarının sadece 8 ve 12.
sınıflara yönelik olacağını belirten Özer, okullarda alınacak tedbirleri şöyle
sıraladı:
“Öğrencilerimiz,
öğretmenlerimiz ve diğer eğitim çalışanlarımız, okula maske takarak gelecek.
Öğrenci ve personelimizin okul içinde maskeye ihtiyaç duymaları durumunda okul
idarelerimiz tarafından maskeler ücretsiz olarak sağlanacak. Kurum personeli ve
öğrenciler dışındaki kişilerin okula giriş ve çıkışları okul yönetimleri
tarafından sınırlandırılacak. Okullardaki tüm kapalı alanlar, her gün
dezenfekte edilecek. Okuldaki sınıf ve tüm kapalı alanlarda bulunan kapı ve
pencereler açılarak sık sık havalandırma sağlanacak. Tüm öğretmen ve eğitim çalışanlarımız kendi sağlıkları ve
öğrencilerimizin korunması için lütfen aşı olsunlar.”
Öğrencilerin sağlıklı bir şekilde eğitimlerine devam
etmeleri için alınan tedbirlerin başında aşının geldiğini vurgulayan Bakan Özer,
Bakanlık bünyesinde elektronik takip sistemi kurulduğunu, il, ilçe, kurum ve
okul düzeyinde tüm süreçlerin anlık olarak takip edileceğini belirtti.
Bakan Özer, aşı olmayan personel
için alınacak önlemlerin ve herhangi bir sınıfta pozitif vaka veya temas
durumunda yapılacakların Sağlık Bakanlığı tarafından belirleneceğini söyledi.
Çocuklarımızın
okullarda sevgi ortamlarında, bilimsel bilgi ile donanmaları, kendilerini
gerçekleştirmenin anahtarı, insanlaşmalarının ön koşuludur.
Bir sonraki yazımızda, “Yüz yüze Eğitim Rehberi” üzerinde
duracağız. Şimdiden yüz yüze eğitim öğretimin; biricik öğrencilerimize, değerli
öğretmenlerimize, velilerimize ve tüm eğitim bileşenlerine hayırlı olmasını,
verimli, huzurlu ve mutluluk içinde kesintisiz devam etmesini gönülden
diliyorum.
Sevgiyle kalın.