Nasıl ki eşeğe semer vuran çok olur.
Kendisini -dilim varmıyor ama- eşek yerine koyana,
Semer vuranın çok olacağı da acı bir gerçektir.
İşte resmiyet, sanki şunu demek ister gibidir:
Benin insanım kendini idare etmekten acizdir!
İdaresi yabancıların eline geçmeli!
Benim insanım, beceriksizdir!
Onu becerikli yabancıların /
Ecnebilerin boyunduruğuna
Vermek gerek!
Benim insanım dürüst değildir!
Doğru iş yapmaz!
İşinin hakkını vermez!
Öyleyse işleri; işlerini sağlam yapan
Yabancılara emanet etmek;
İnsanımızı onların tasarruf
Ve çalıştırmasına tevdî etmek
En çıkar yoldur!
İşte bu yersiz gerekçeler,
İşte bu haksız sebepler; resmiyeti,
Sonu şaibeli, bir çıkmaza sürüklemekte.
Kimi basın organları ise bunu körüklemekte.
Nefsine ve kendine güvensizliğin süflî / bayağı / aşağılık savunmasını
İftiharla yapmakta ve yapmayı sürdürmektedirler!
Pupa yelken yol alıyoruz; pusulamız özelleştirme
Yular takılsın istiyoruz, olsun diye köleleştirme
Ortada yok, ne yeni bir yatırım, ne de bir iş yeri
Olanı peşkeş çekiyoruz, yok pahasına değeri
Sanki var ellerinde, yolda bulunmuş bir vatan
Ecnebi girmiş sıraya, soruyor yok mu satan
Resmiyet, millî serveti vermeye, ta dünden râzı
Farketmiyor onlar için, ha çoğu gitmiş ha azı
Adamlar, daima mağlup olmuşsa da, asırlarca meydanda
Ne gam diyorlar, şimdi galibiz ya, nasılsa masa başında
Özelleştirme, almış başını gidiyor
Millî hassasiyet, el değdirmem ha diyor
Özelleştirmeye, artık de hayır
Öz eleştiriye de, vakit ayır
Değil bu, özelleştirme