NE Ara Böyle Bir Toplum Olduk; İtirazım Var!

120

Ne ara böyle bir toplum olduk anlamıyorum; taciz – tecavüz olayları aldı başını gidiyor

ama bizim Devlet hala yok “Askerlik 6 ay olacak“, yok “İstanbul’u kazanacağız“, yok “Her şey çok güzel olacak” telaşında. Taht sevdasına değer verdiğiniz kadar Adalete değer verseydiniz bu ülke bu günlere gelmezdi.

Mitingden mitinge birbirlerine racon kesmeyi biliyorlar, Süper Güç olan Amerika‘ya sözde meydan okumayı biliyorlar, Dünyaya kafa tutmayı biliyorlar ama iş taciz – tecavüze gelince “Cezalarını çekecekler“. Bizim çocuklarımızın cezası neydi ki toprakla cezalandırıldılar? Tecavüzcülerin cezası ölüm olması gerekirken onlar cezalarını dört duvarda ödüyorlar. Bakın, bu ceza değil ödüldür, bu halkın elinden kurtarma ödülüdür.
Daha ne kadar bebeğimiz, çocuğumuz, kızımız tecavüze maruz kalacak; bu lanet dünyadan korkuyla göçüp gidecek? Daha ne kadar canımız yanacak ve sizin taht kavganız daha ne bedeller ödetecek?
İtirazım var bu zalim düzene!

İtirazım var bu ülkenin adaletine!

Bizim çocuklarımız ölmeye mecbur mu?

Bizim çocuklarımız hep ezilmeye mecbur mu?

İtirazım var bu yalan dolana!

O çocukların bu dünyaya ne borcu var ki Ölüm yakalarını bırakmıyor?!

Onların ne suçu var ki onlara Cehennemi aratmıyorlar?!

Onların sessiz çığlıklarını altında ne kelimeler var, bir duyabilseniz: Aklı – fikri, beyni iki

bacağının  arasında olan insan dışı varlıklar etrafta kol geziyor, rahat rahat gezemez olduk. Yanakları tatlılıktan kıpkırmızı yapılası çocuklara dokunamaz olduk; nerde o kendini bilmez çocuklar? Bir sabah öylece çekip gittiler.
Düzen bozuldu, toplumun yapısı bozuldu. Şimdilerde yolda gördüğümüz bir çocuğu saçını okşayıp sevmek yerine tebessüm etmekle yetiniyoruz. İnsandaki sevgi duygusunu bile azalttılar. Hani derler ya “Nerde o eski günler“, sahi nerede o eski günler?

Ben söyleyeyim; çığlıklar arasında bir çift gözyaşında kayboldu. Bayramlarda kapıları çalıp
Hayırlı bayramla amca, teyze” diyen gözleri ışıltılı pırıl pırıl çocuklar yok artık. Bütün umutlarımız onlardı; sokaklarda geleceğimiz, varımız – yoğumuz.

Şimdi onlar da yok, evlerinde teknoloji denen Kapitalist Düzenin bir parçası oluyor ve kendinden, dininden, tarihinden, ceddinden habersiz oluyor. Ne ara böyle bir toplum olduk anlayamıyorum; nerde hata yapıldı, nerde eksik yapıldı ki böyle zihinler türedi?
Adalet mülkün temelidir” diyenler bu gün adaleti etek boyuna indirdi; hangi mülkün temelidir adalet? Tecavüze uğrayan bir kadının çığlık atamamasında mı yada “Çığlık atmadı, rızası varmış“ında mı?! Siz hangi temelin adaletine hizmet ediyorsunuz; paranın mı yoksa malın – mülkün mü adaletine?!
Artık kelimeler de anlamsız kalıyor; “İnsanlık ağrısı çekiyor herkes“, herkes ben-ci olmuş; “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” diyor. Nerde mertlik, nerde birlik, nerde adamlık?.. Dindarın yobaz, tecavüzcünün suçsuz ilan edildiği bu ülkede durun bakalım karşımıza daha neler neler çıkacak.
Sonuç olarak İnsanlığın nesli tükenmek üzere; ecel değil biz birbirimizi öldüreceğiz ve ne dünya kalacak ne insan. Mars, Jüpiter, Uranüs; hepsi bize uzaktan bakıp gülünç halimize gülecek.

Allah sonumuzu hayır eylesin.