Nasıl Bir Türk Gençliği Olmalı?

101

Bu makale içinde Türk Gençliğinin  bütün özelliklerinin  belirtilmesi  veya  ortaya  konması  hiçte  kolay  bir durum  değildir. Bu  cümleden  hareketle; gençliğin  bazı  önemli  özelliklerini  ortaya  koymaya  çalışacağız.                                                                                                                                              

Türk  Gençliği, milletimizin  en  dinamik  gücü  olduğundan, her zaman  ve  her yerde  milletin  ümidi  ve  geleceğinin  teminatı  olmalı  ve  olmaya  da  devam  etmelidir. Bu  önemli  vazifeyi  yerine         getirebilmesi  için  kendini  devamlı  yenilemesi  ve Türk  hoşgörüsü  tavrı  içinde  kalmalıdır.         

Gençliğin  sosyalleştiği  ilk  yer  aile, daha sonra  okul, iş hayatı ve son olarak da sosyal çevre olmuştur. Gençliğin  yetişmesinde  okul  kadar  ailenin de büyük rolü vardır. Aile, sosyal  bir  kurum  olduğundan, gencin  şekillenmesine  büyük  katkı  sağlamakta. Anne  ve  babanın eğitim durumu , mesleği, çalışma  ortamı, çevresi  v.b. özellikleri, genç  insanın  sosyal  hareketliliğini  etkiler  ve  ona  yön  verir. Daha sonra, okul  hayatı  başlar  ve  bu  eğitim  kurumlarında  da  birtakım  yeni  bilgiler  öğrenerek  daha  da  sosyalleşir. Okuldan  sonra  iş hayatına  atılan  gençler, iyice  tecrübe  kazanır  ve  yaşadığı  sosyal  çevre  içinde  sosyal statü sahibi  olur  ve  böylece  çevreye  ve  dünyaya  bakış  açısı  değişir.                                                                                                                                                             

Konuya başka bir açıdan  bakacak  olursak; gençliğe  gereken  önemi  veren, 19  Mayıs  1919’u   Türk  Gençliğine  armağan  eden  Mustafa  Kemal’in, gençliğin  nasıl  yetiştirilmesi  hususundaki  görüşleri, dün olduğu  gibi  bugünde  ilgililere  ışık  tutmaktadır. Mustafa  Kemal’in  arzu ettiği gençlik;çağdaş  demokrasiyi  içine  sindirebilen, birtakım sloganlarla  düşünmeyen, çağdaş  ilim, teknik  ve  fen  bilgilerine  hakim, vatanı  ve  milleti  için  canını  çekinmeden  verebilen, ülke  kalkınmasında  birtakım fedakarlıklar  yapabilen üstün yetenekli  gençliktir.                                                  

Mustafa  Kemal’in  Türk  Gençliğine  Hitabeti’nde  belirttiği  gibi; gençliğin  birinci  vazifesi,Türk  bağımsızlığını,  Türk  Cumhuriyetini  sonsuza  kadar  korumak  ve  savunmak  olmalıdır. Bunları  yapabilmek  için  gençliğe  şöyle  sesleniyor: İhtiyaç   duyduğun  güç , damarlarındaki  asil  kanda   mevcuttur  diyerek, gençliğe  hem  yol  gösteriyor , hem  de  ona değer   verdiğini  ortaya  koyuyor.

21.Yüzyılın  ilk  çeyreğinde, Türk  Gençliğinde  olması  gereken  vasıf  veya  özelliklere  gelince;her şeyden  önce  milli, manevi, tarihi  ve  insani  vasıflar  çerçevesinde  birleşen  ve  Batı  Kültür ü  ve  Medeniyeti  karşısında , kendi  kültür  ve  medeniyetine  sahip  çıkan, Türkiye  üzerinde  oynanan  oyunları  ve  tertiplenen  tezgah  ve  tuzakları  fark edebilen, ülkü  ve  ideallerini  hiç  unutmayan  ve  onları  devamlı  yaşatan, Türk  Tarihine  bir  bütün  olarak  bakan, sınıfçı  ve  bölücü  olmayan, emperyalizmin  her türlüsüne  karşı  çıkan, planlı  ve  programlı  çalışan, vatanına, devletine  ve  milletine  candan  bağlı  olan, ülke menfaatlerini  kendi  menfaatinden  üstün  gören, çelik  yürekli, demir  bilekli ,üstün  yetenekleriyle  düşmana  korku  salan, mazluma  dost  olan, büyüğünü  sayan, küçüğünü  koruyan  ve  seven , inisiyatif  sahibi, korku  nedir  bilmeyen  v.b. vasıflara  sahip  bir  gençlik  olmalıdır. Bu  hepimizin  gururlanacağı  ve  özlem  duyacağı  bir  olaydır.               

Konuya  başka  bir  cepheden  yaklaşacak  olursak;  yukarıda  belirtilen  vasıfların  korunması  için  sağlam  kafa  sağlam  vücutta  olur  düsturundan  hareketle; Türk  Gençliğini  zararlı  ve  bağımlılık  yapan  madde  ve  unsurlardan  mutlak  surette  korumalı  ve  gerekli  tedbirler  süratle  alınmalıdır.     

19  Mayısların  izinle  yapılabildiği  şu günlerde,  Türk  Milletinin  kimliksizleştirilmesi  için  yapılan  çok  yönlü  çalışmalar  ortadayken, Türk  Gençliğine  çok büyük  görevler  düşmektedir.                         

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!