Namazı Bir de Böyle Kılalım

98

Öncelikle bu konuyu neden yazmak ihtiyacı hissettiğimi söyleyeyim.


Namaz ile diriliş platformunun YUNUS EMRE (dolphin) kültür merkezinde yapmış olduğu sinevizyon gösterisi ve konuşmalar üzerine bu konuyu yazma ihtiyacı hissettim.


Namaz miraçta farz kılınmış olan bir ibadettir. Dolayısıyla ‘Namaz  müminin miracıdır.’Miraç: Allah (C.C)’ ın peygamber (SAV) i ruh ve beden olarak huzuruna kabul edip Onunla görüşüp konuşmasıdır. Dolayısıyla namaz biz Müslümanların Allah’ın huzuruna çıkıp Onun ile konuşmamız, Onunda bizimle konuşmasıdır.


Namaz Müslümanların Allah (C.C) ile iletişimdir.


Bildiğiniz üzere islamın şartı beştir.


Kelime-i şehadetten – yani bir insanın Müslüman olmasından- sonra yapması gereken ilk ibadet namazdır. Ahirette sorgulanacağı ilk ibadette namazdır. Namaz aynı zamanda ‘Dinin direğidir.’ Müslümanın hayatında namaz bu derece önemlidir. ‘Namaz dinin direğidir’ Ana direği taşıyıcı direğidir. Öyleyse dinimizin direklerini sağlam yapmamız gerekir ki ayakta durabilsin yıkılmasın.


Ev, okul, bina vs. yaparken direksiz yapıyor muyuz ? Direksiz yaparsak uzun ömürlü olur mu? Ana direklerin sağlam olması binanın, sahibini ve içerisindeki insanların selameti açısından çok önemlidir.


 Bunu anladıkta, dinin direği olan namazı nasıl sağlam yapacağız?
İşe temelden başlamak lazım. Namazdan önce abdeste, abdestten önce istibra ve intincaya dikkat etmek gerekir.


Müslüman erkekler küçük abdestlerini aynen büyük abdest bozar gibi oturarak halletmeli, defi hacetten 4-5 dakika sonra abdest almalıdır ki abdestti sağlam olsun.
Aksi taktirde ayakta defi hacet yapar hemen abdest alırsanız mesanede kalan idrar parçacıkları dışarı çıkar abdestiniz bozulur. Sizde abdestsiz namaz kılmış olursunuz. Abdestsiz namaz kabul olur mu?


 Bektaşiye sormuşlar ‘ Ben kıldım oldu bile’ cevabını vermiş. Burası işin temelidir. Temelsiz hiç bir şey olmaz. Abdest olmayınca namaz, namaz olmayınca da, direk olmaz, dinimiz direksiz kalır. Sonuç ne mi olur? Onu da biraz siz düşünün.


 Manevi bir enkaz altında kalmamanızı temenni ederim.
Cenabı hak bir ayetinde ‘ Namaz insanları- yani kılanları- her türlü kötülüklerden uzaklaştırır’ buyuruyor.


Şimdi düşünelim bu ayet yani; Allah sözü. Allah buyuruyorsa mutlaka doğrudur. Haşa Ondan yalan ya da yanlış bir söz sadır olmaz. Gelelim diğer tarafa bizler ve namaz kılan diğer Müslümanlar beş vakit namazımızı kılıyoruz ama birçok haramı ve günahı da işliyoruz.
Yani kıldığımız namazlar ayette ifade edildiği gibi bizi ‘ haram ve günahlardan’ alı koymuyor. Bu da bir gerçek.


Burada bir zıtlık var bunu çözmek gerekir. Bu durumun iki sebebi vardır.


1- İstibra ve istincaya dikkat etmediğimiz için abdestimiz bozuluyor. Bizler abdestsiz namaz kılıyoruz. – hemde yıllarca- namaz kıldığımızı zannediyoruz.


Bektaşi gibi kendimizi kandırıyoruz.


2-‘ namaz müminin miracıdır.’ Namazda insan Rabbinin huzurundadır. Onun misafiridir. –olur mu böyle şey demeyin- camiler Allah’ın evleridir ya –Beytullah- Allahın evi demek değil mi?


Bu şu demektir Allah ( C.C) günde beş defa sizi huzuruna kabul ediyor, sizinle görüşüyor.


Yeryüzünde günde beş defa ziyaretine gidebileceğimiz başka bir varlık var mı ya da gitseniz hergün beş defa sizinle kim görüşür, sizi dinler, sizi kaale alır mı?
Bir iki üç gün derken sonra kovulursunuz. Anneniz babanız bile her gün beş defa sizinle görüşmez Allah (C.C) size bu kadar değer veriyor sizi bu kadar önemsiyor siz farkında olmasanız bile…


Belgesel izleyenler bilir; Bilim adamları bazen ormanlarda bazen de deniz ve nehirlerde yakaladıkları canlıları timsah aslan vs. üzerlerine derinin altına verici yerleştirerek doğal ortamına salıyor sonra sürekli olarak onları izliyor, gelişme ve değişmelerden haberdar oluyorlar.


Bir insanın üzerinde böyle bir verici bulunsa her yaptığı iş izlenip takip edilse oda bunu bilse yasak olan, suç sayılan bir işi yapabilir mi? Yapamaz.


İnsanlar suç işleseler bile bunun gizli kalmasını ister açığa çıkmasından rahatsızlık duyarlar.


Oysa bir Müslüman günün 24 saatinde Allah (C.C) ın gözetim ve denetimi altında olduğunu bilir. Her yaptığı işin, her konuşmasının kaydedildiğini bilir.


İnsanlar bu düşünce ile namazlarını kılsalar her yaptığınızdan haberdar olan varlık sizi günde beş defa rapor vermeye çağırıyor sizde gidip raporunuzu sunuyorsunuz.


Sabah namazını kılan bir insan Allah’a yalan söylemeyeceğine, gıybet etmeyeceğine her türlü haram ve günahtan uzak duracağına diğer görevlerini de yerine getireceğine söz verir.


Öğlen vakti Allah (C.C) onu huzuruna çağırır ve rapor ister sözünü tuttun mu tutmadın mı tuttuysan ne ala ne güzel tutmadıysan öğlen namazını da sözünü tekrarlarsın ikindi akşam ve yatsı namazında sözün sana hatırlatılır, sende verdiğin sözde duracağına, iyi bir insan olacağına her gün beş defa söz verirsin, verdiğin sözü tutmak zaten insanlığın görevidir. Ama bir yalan iki üç beş yalan aldatma, sözünde durmama size yapılsa ne yaparsınız?


Günde üç beş kez size yalan söyleyen bir insanın huzurunuzdan kovar ona karşı artık mesafeli olursunuz.


Ama Allah (C.C) kullarına karşı mesafeli olmuyor.


Rızıklarından ömürlerinden kısmıyor onları hemen cezalandırmıyor.


Bu düşünceyle namazlarını kılan bir Müslüman yalan söyleyebilir mi, haram yiyebilir mi, üç kağıtçılık, sahtekarlık yapıp insanları kandırabilir mi?


Elbette ki hayır.


Kötülüklerden haram ve günahlardan uzak duran insanlarda elbette ki iyi insan olur.


İşte bu şekilde kılınan namaz insanları tüm kötülüklerden uzaklaştırır.


Bugün böyle oluyor mu? İstisnalar hariç maalesef olmuyor.


 Neden ?


İnsanlar namazı dededen babadan görme bir alışkanlık olarak algılarsalar şu namazı da kılalım çıksın aradan düşüncesinde olursa, namaz sure ve dualarını doğru okumayı bilmezse, namazı ibadetten öte bir kültür haline gelirse işte o zaman insan hem namaz kılar hem içki içer, hem namaz kılar hem yalan söyler, hem namaz kılar hem de her türlü haltı karıştırır. Çünkü namazın ne demek olduğunu bilmiyor.


İbadet yapmak güzeldir, ibadeti şuurlu-ibadet gibi yapmak daha güzeldir.


İbadetlerimiz alışkanlık olmaktan çıkarmamız gerekir.


Cami cemaatinin artması elbette ki sevindirici bir olaydır. Unutmamak lazımdır ki keyfiyet(kalite) kemiyetten(sayıdan) önemlidir.


Her namaz kılanın bir kişiyi namaza başlatması güzeldir ama haramdan, yalandan, günahtan vazgeçmesi daha önemlidir.


Bugün cami cemaati namazı gereği gibi kılmış olsalar toplumdaki yanlışların kötü,lüklerin yarıdan fazlası azalmış olur. Camide aynı safta omuz omuza namaza duran insanların kaç tanesi birbirine güvenir. İmamla müezzin, imamla cemaat, cemaat ile imam birbirine ne kadar güvenirler ?


Bu gün insanlar birbirine borç para vermiyorlarsa parası olmadığından mı, güven duymadığından mı?


Düşünmeye değmez mi, üç beş günlüğüne alınan borçlar altı ay, bir sene iki üç sene bekletiyor ise bu kılınan namazlar ne işe yarıyor ?


Müslümanların %100 ünün bu şekilde namaz kılmasından ise %50 sinin namazı, namaz gibi kılması önemli değil mi?


Peygamber (SAV) bir hadisinde çocuklarımız yedi yaşına geldiklerinde onlara namaz kılmayı öğretiniz, 10 yaşına geldiğinde ise namaz kılmaya alıştırınız.


Ergenlik başlangıcının on iki yaş olduğunu düşünürseniz bu yaş hazırlık dönemidir.


Başka bir hadisinde ‘ evlerinizi kabristana çevirmeyiniz’ buyurmuştur. Bildiğiniz gibi mezardakiler Kuran okumaz namaz kılmazlar siz beş vakit namazın bir kısmını evinizde kılmak ve kuram okumak suretiyle aile ve çocuklarınıza örnek olun. Onlara namazı ve kuranı sevdirin. İbadetler gönüllü yapıldığı zaman kalıcı olurlar.


Baskı altında yapıldığı zaman baskı kalkınca ibadette kalkar.


Kurban bayramının  ülkemize İslam alemine ve tüm insanlığa huzur ve barış getirmesini Allah (C.C) niyaz ederim.