Halkım bir uyku tulumu ey İkbâl
Ve ülkem Yusuf’un uyku kuyusu
Bunca doğuştan mâlûmatfüruş kul
Kitap değil ekran okuyucusu
Diller yankesici dudaklar hırsız
Eller ise boş vakit soyguncusu
İnsan insana yaban ve kayıtsız
Selâmlar sanki ölüm duyurusu
Gün yara – bere gün iğfâl edilmiş
Ki vampirler bile metro soylusu
İnsan ömrü mezarlara dizilmiş
Her tâze ceset sanki dut kurusu
Kurşun kaçağıdır alnımdaki iz
Zaman bir avcıdır takvimler pusu
Tek yaşamak için mi yaşadık biz
İşbudur hayâtın en sert sorusu
23 Temmuz 2002 – Yuvacık Serdar
[1] Uykuluk, Uyku yurdu


