25.8 C
Kocaeli
Perşembe, Ağustos 21, 2025
Ana SayfaDin ve AhlâkMüspet Hareket

Müspet Hareket

     Müspet hareket;

     Kendi meslek ve yolunun sevgisiyle hareket etmektir.

     Değil çekişme ve sürtüşme, belki başkalarını düşünmeye bile,

     Müspet hareket izin vermez.

     Aldanmış veya aldatılmış kimselerle de,

     Uğraşmamak, münakaşa etmemek ve tartışmamak gerek.

     Bir tasallut ve sarkıntılıkla karşılaşıldığı takdirde,

     Bunu vesile yapıp vakit kaybetmemek, ilişmemek lâzım.

     Çünkü “İt ürür, kervan yürür.” hükmünce,

     Bu durumlarda mümkün mertebe barışcıl bir tavır takınmalı.

     Karşılık vermek zorunda kalınırsa,

     Savunma ve korunma vaziyeti alarak;

     O hâli geçiştirmeye çalışmalı.

     Çünkü asıl olan müspet hareket etmek;

     Huzur ve âsâyişin bozulmasına fırsat vermemektir.

     “Vela teziru vaziretün vizre uhra.”

     “Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.” (En’am: 164)

     Bir câni yüzünden onun kardeşi, hanedanı, çoluk-çocuğu mesul olamaz.

     İşte bunun için, hayatta bütün kuvvetimizle âsâyişi korumaya çalışmalı.

     Evet, bu kuvveti içe karşı değil, ancak dış tecavüze karşı kullanmalı.

     Âyet’in düsturuyla görevimiz; yurt içinde âsâyişe bütün kuvvetimizle yardım etmektir.

     Evet, daima müspet hareket etmeli. Çünkü yurt içinde hareket menfîce olmaz.

     Dâhildeki mânevî cihat, mânevî tahrip ve yıkımlara karşı çalışmaktır ki,

     Bunun için de maddî değil, mânevî hizmetler lâzım.

     Birkaç adamın hatâsıyla, yüzlerce adamın zarar görmesine sebep olmamalı.

     Kat’î zaruret olmadan bunlarla uğraşmamalı.

     Çünkü “Cevabü’l-ahmaki’s-sükût.” /

     “Ahmaka cevap, onu cevapsız bırkmaktır.”

     Fakat şunu da unutmamalı ki,

     Canavar bir hayvana karşı kendini zayıf göstermek,

     Onu hücuma cesaretlendirdiği gibi,

     Canavar vicdanı taşıyanlara karşı dahi dalkavuklukla zaaf göstermek,

     Onları tecavüze sevk eder.

     Öyleyse dostlar uyanık davranmalı.

     Ta dostların lâkaytlıklarından ve gafletlerinden,

     Menfîlere taraftar olanlar istifade etmesinler.    

     Bir hanede veya bir gemide birtek mâsum, on câni bulunsa,

     Kur’an adâleti; o masûmun hakkına zarar vermemek için,

     O haneyi yakmayı ve o gemiyi batırmayı yasakladığı halde,

     Dokuz mâsumu birtek câni yüzünden mahvetmek suretiyle,                                                                                                                                

     O haneyi yakmak ve o gemiyi batırmak,

     En büyük bir zulüm, bir hıyanet, bir haksızlık olduğundan;

     Dahilî âsâyişi bozmak suretiyle,

     Yüzde on câni yüzünden doksan mâsumu tehlike ve zararlara sokmak;

     İlahî adâlete ve Kur’an gerçeği ile şiddetle men’ edildiği için,

     Biz bütün kuvvetimizle,

     Kur’an’dan alacağımız dersle,

     Âsâyişi muhafazaya kendimizi dînen mecbur bilmeliyiz.   

Muhsin Bozkurt
Muhsin Bozkurt
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.

Seçtiklerimiz

spot_img