25.8 C
Kocaeli
Pazartesi, Eylül 8, 2025
Ana SayfaDin ve AhlâkMüjdeli Rivayet

Müjdeli Rivayet

     Müslümanların; İlâhî sıfatları ihlâs / içtenlikle fehmedip / anlayıp inandıkları takdirde; bu İlahî sıfatlar sayesinde, ebedî hayatlarını kazanacakları hakkında rivayet var. Bunun için bir müslüman bilecek ve bilmeli ki:

     Cenabı Hakk; hâşâ pederi / babası olmaktan, veled / çocuk edinmekten, akranı olmaktan ve zevce / eş edinmekten münezzeh / uzaktır.

     Hz. İsa, melekler ve doğan şeylerin ulûhiyetleri / ilâh oluşları kabul edilemez.

     Cismaniyete mahsus veled / çocuk ve vâlidi / babayı nefyetmek ise; veledi, vâlidi / babası ve küfüvvü / dengi bulunanlar ilah değillerdir. Mabud olmaya / ibadet edilmeye lâyık olamazlar.

     Çünkü, Yüce Allah varlıklara karşı doğurma ve doğmayı hissettirecek bütün bağ, ortak ve yardımcı ve hemcinslerden uzaktır. Belki mevcudata karşı nisbeti, hallâkıyeti / yaratıcılığıdır. Sadece “Ol!” demesiyle icat eden bir emir ve ezelî iradesi ile, isteyerek ve seçerek icat eder. Mecburiyet ve zaruret altında olarak ve iradesi dışında bir şeyler yapmak gibi, kemaline aykırı herbir rabıta ve bağla ilişiği yoktur.

     Çünkü Yüce Allah ezelî, ebedî, evvel ve âhirdir. Hiçbir cihette ne Zât’ında ne sıfatlarında, ne fiil ve işlerinde nazîri / benzeri dengi, misli ve misali yoktur.

İnsan  Ebed  İçindir

     Acaba bu insan zanneder mi ki başı boş kalacak? Asla! Belki değil, muhakkak ki insan, ebed için yaratılmıştır. Ya Ebedî Saadet’e / Cennet’e namzed, veya Cehennem’e adaydır. Küçük büyük, az – çok her amelinden / yaptığı bütün işlerden hesaba çekilecek. Ya taltîf edilecek / lütûflara gark edilecek, ya da tokat yiyecek / hak ettiği neticeye müstahak olacaktır.

Hastalık

     Hastalık, insanların sosyal hayatında en önemli ve gayet güzel olan hürmet / saygı ve merhameti telkîn eder / aşılar. Çünkü insanı vahşete ve merhametsizliğe sevk eden; kendini hiçbir şeye muhtaç görmeme hâlinden kurtarır. Çünkü “Şüphesiz insan, kendisini ihtiyaçtan kurtulmuş görmesinden dolayı gerçekten haddini aşar!” âyetinin sırrıyla, sıhhat ve âfiyetten gelen bir gaflette bulunan, kötülüğü emredici bir nefis; hürmete lâyık çok kardeşliklere karşı hürmeti hissetmez. Şefkat ve merhamete muhtaç olan musîbetzedelere ve hastalıklara merhameti duymaz. Ne vakit hasta olsa, o hastalıkla aczini ve fakrını anlar, hürmete lâyık olan kardeşlerine karşı hürmeti hisseder. 

İnsan,  En  Güzel  Sûrette

     İnsan, en güzel sûrette yaratıldığı, ona gâyet geniş imkân ve kabiliyetler verildiği için, yerden ta arşa, zerreden tâ güneşe kadar dizilmiş olan makam, mertebe ve derecelere girebilir ve düşebilir bir imtihan / sınav meydanına atılmış, nihayetsiz düşüş ve yükselişe giden iki yol; onun önünde açılmış bir kudret mucizesi ve yaratılış neticesi ve şaşılacak bir san’at eseri olarak şu dünyaya gönderilmiştir.

İncir  ve  Zeytin

     Yüce Allah, tîn / incir ve zeytin ile yemin vasıtasıyla kudretinin büyüklüğünü, rahmetinin mükemmelliğini ve büyük nimetlerini hatırlatarak; aşağıların aşağısına giden insanın yüzünü o tarafa çevirip; şükür, fikir, iman ve sâlih / iyi ve güzel ameller ile, ta en yüce mertebeye kadar mânen ilerleme kaydedebileceğine işaret ediyor. Nimetler içinde tîn / incir ve zeytini tahsisinin sebebi ise, o iki meyvenin çok mübarek ve faydalı olması, yaratılışlarında nimet ve dikkate değer çok şeyler bulunmasıdır.

Muhsin Bozkurt
Muhsin Bozkurt
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.

Seçtiklerimiz

spot_img