Muhalefetsiz İktidar ve (1)

100

 

İktidar ne zaman yıpranma eğilimine girse, gündemi başarıyla değiştirmekle kalmıyor, değiştirdiği gündem sayesinde desteğini birkaç puan daha arttırarak havada ikmal yapıyor ve iktidar kontrolsüz bir güce doğru doludizgin ilerliyor.

Bu nedenle yazımın başlığını (ve) bağlacıyla bıraktım. Yazının tamamını okuyunca başlığı;”İktidarsız Muhalefet veya İktidar Kontrolsüz Güç” olarak tamamlayabilirsiniz.

Gol Çizgisinden Çıkarılan Fitch ve MİT Şutları:

23 Kasım 2011 tarihinde uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin “BB” olan kredi not görünümünü-enflasyonun beklenenden yüksek çıkması ve yüksek düzeyli cari açığın oluşturduğu riskler nedeniyle- “pozitif”ten “durağan”a çevirmişti.

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın: “Fitcah, Fitchliğini yapmış!” cümlesiyle özetlediği bu durum, muhalefetin eline güçlü bir koz vermişti.

Başbakan aynı günlerde, CHP lideriyle “Dersim olayları” polemiğine girdi ve “Dersim harekâtı” nedeniyle özür dileyerek gündemi değiştirdi.

Fitch şutunu Başbakan’ın Dersim savunmasıyla kale çizgisinden çıkaran Ak Parti, çok değil 2,5 ay sonra kalesinde beliren yeni gol tehlikesini de ustalıkla savuşturdu.

Hatırlanacağı üzere; genel seçimler öncesinde PKK ile görüşme meselesinden dolayı MHP ve AKP arasında, “şerefli-şerefsiz” tartışması yaşanmıştı.

MİT’in, Oslo’da PKK’nın üst düzey yöneticileriyle görüşmeler yaptığı iddiasıyla MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağrılması, gündeme bomba gibi düştü ama Ak Partinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında, Başbakan’ın;” dindar gençlik yetiştirmek istiyoruz” sözünü tam bir hafta sonra gündeme taşıyan AKP, kale çizgisi üzerindeki bir topu daha taca atmayı başardı.

Dindar Gençlik:

Muhalefet ve çevreleri, AKP’nin ortaya attığı bu yumağa saldırırcasına atlayıp yumağı bedenlerine dolamakla kalmadılar, ‘Bayram Müslümanlarını’ dahi Ak Parti’nin kapısına bıraktılar ve AKP bu tartışmadan da bir iki puan yükselerek çıktı.

Muhalefet,  Başbakan’ın ;’dindar gençlik yetiştireceğiz’ sözüne karşılık; “siz o gömleği çıkarmadınız mı, Mısır’da, laik sistem çağrısı yapmadınız mı” diyemedi.

Oysa muhalefet: “İktidar olduğumuzun ertesinde; isteyen herkesin, Kuran’ı okuyup anlamaları ve dinlerini kimseye muhtaç olmadan öğrenmeleri için gerekli bütün düzenlemeler yapılacaktır, eğer isterse, iktidara da bu hususta gereken destek verilecektir.” şeklinde irade beyan etseydi, AKP’nin sihirli gücünü elinden alırdı ve İslamı politik malzeme olmaktan ebediyen çıkarabilirdi.

Ama bizdeki bazı muhaliflerin ve yandaşlarının, İslam karşıtlığı ABD, AB, İsrail, Rusya, Çin ve Vatikan’ın İslam karşıtlığından bir gömlek üstün olması nedeniyle Müslümanlar seçeneksiz kalıyorlar.

Eğitimde Fiyasko:

Cumhuriyet tarihi boyunca gelmiş geçmiş bütün iktidarların ve partilerin gençlik konusunda iyi veya kötü bir mefkûresi vardı. AKP, işin başında kendini hiçliğe mahkûm etmeyi tercih ettiğinden, AKP’nin mefkûresi denilince durup düşünüyoruz.

İktidarı süresince güzel işlere imza atan AKP, insan kaynaklarını doğru değerlendiremedi. Milletlerin hayatında çok zor yakaladıkları demografik fırsat penceresini boşa çıkardı.

İktidar olduklarında on yaşında olanlar 20 yaşına bastı.

Eğitim sistemini bir türlü rayına oturtamadı, yazboz tahtasına çevirdi.

Ulaştırma hizmetlerini hep aynı Bakanla götürürken, Milli Eğitimde dört Bakan değiştirmiş olması dahi eğitim politikasındaki belirsizliğin göstergesidir.

(devamı var)