Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu yazıda iki kavramı ele alarak işlemeye ve incelemeye çalışacağım.
1- Milliyetçilik,
2- Ülkücülük
Olaylara ve kavramlara kendi açımdan alışılmışın dışında bakmaya çalışan birisiyim.
Size göre doğrudur yanlıştır bilemem ama benim için doğruda budur.
Yazı ilk bakışta size tuhaf gelebilir.
İnanıyorum ki okuyunca sevecek ve hak vereceksiniz.
Bu girişten sonra esas mevzumuza geçelim
Milliyetçilik nedir?
Tarifine geçmeden önce şunu belirtelim.
Milliyetçilik iki kısma ayrılır
1- Genel anlamda milliyetçilik.
2- Özel anlamda milliyetçilik
Genel anlamda milliyetçilik dinlerden bağımsız bir milliyetçilik anlayışıdır.
Yani insanlar hangi dine ve inanca sahip olursa olsunlar milliyetçi olabilirler
Özel anlamda milliyetçilik, İslami referans alan milliyetçiliktir.
‘Hubbül vatan minel iman’ esasına dayanır.’
Gelelim milliyetçiliğin tarifine değişik görüşler olsa bile milliyetçilik temelde vatan sevgisine dayanır.
Genel milliyetçilik içinde özel milliyetçilik içinde ortak alan budur
Genel anlamda baktığınız zaman herkes milliyetçi olabilir.
Bizim inancımız açısından meseleye yaklaştığımızda milliyetçi olabilmek için iyi bir müslüman olmak şarttır.
Size biraz tuhaf geldi değil mi?
Bizim inanç ve kültürümüzde vatan sevgisinin kaynağı dindir imandır.
‘Hübbül vatan minel iman'( vatan sevgisi imandandır) hadisi bunu gösterir.
Ben milliyetçiliği ırki bir kavram olarak görmüyorum..
Öyle olması da aklen ilmen ve dinende mümkün değildir.
Şöyle ki;
Irk kader kavramı içerisinde ele alınan bir husustur.
Hiç kimse kendi ırkını ve rengini seçme hakkına sahip değildir.
Bu tamamen Allah(cc) tasarrufunda olan bir husustur.
Kendi ırkımızı ve ırkdaşlarımızı severiz.
Başka ırklara da saygı duyarız.
Bunu hiçbir zaman bir üstünlük meselesi olarak algılamayız.
Diğerlerini küçümsemeyiz.
Ecdadımızı sever onlarla övünürüz:
Çünkü onlar 600 sene insanlığa adalet ve medeniyet götürmüştür.
İslam’ın bayraktarlığını yapmıştır
Milliyetçilik yâda vatan sevgisi ecdadımızın tarihte yaptıklarını bu gün bizim yapabilmemizdir.
Şunu da biliriz ki ecdadımızdan önce İslam’ın bayraktarlığını Araplar yapmıştır.
Bu da tarihi bir gerçektir
Cebelitarık Boğazını geçtikten sonra gemileri yakan Araplardır. Bu durum Fatih’in İstanbul’un fethi esnasında gemileri karadan yürüterek Haliç’e indirmesi kadar tarihi değeri olan bir olaydır.
İspanyada 800 sene varlığını devam ettiren Endülüs Emevi Devletini kuran Avrupa ve Afrika’yı İslam medeniyetiyle ilk tanıştıran da onlardır.
Hata ve günahları bir yana biz ecdadımızla beraber onları da severiz
Evet, bugün Araplar ecdatlarına layık değildir.
Bu tartışılmaz bir gerçek.
Peki, madalyonu ters çevirelim.
Biz ecdadımıza ne kadar layıkız?
Bence ve de önce sorgulanması gereken yer burasıdır.
Irkı manada bir milliyetçiliğin olmayacağını Peygamber (sav)in hayatını bilen
Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarını okuyan, ayrıca 1980 öncesi sağ sol çatışmalarından haberi olan, günümüz iktidar ve muhalefet atışmalarını seyreden az çok siyasetle ilgilenen herkes bilir.
Bunun en bariz örneği de birbirlerinin ümüğünü sıkmaya çalışan siyasi liderlerdir.
Bunlar aynı ırkın mensupları değil mi?
Bizdeki milliyetçilik ‘Hubbül vatan minel iman’ esasına dayalı bir milliyetçilik olmalıdır.
Bunun için milliyetçiyim diyen (vatanını seven) insanlar aynı zamanda iyi bir müslüman olmak zorundadırlar.
Gerisi lafu güzaf.
Siz katılırsınız katılmazsınız bilemem ama benim için işin doğrusu budur.
Vatanını seven her insan genel manada milliyetçidir.
Fidel Castro’da buna dâhildir.
Ülkesini seven iyi bir müslüman özel manada milliyetçidir.
Merhum MUHSİN YAZICIOĞLU
Merhum CEVHER DUDAYEV ve
Sn AHMEDİ NEJAT’ ta buna dâhildir
Milliyetçilik zannettiğiniz gibi dar kapsamlı değil daha da geniş kapsamlıdır.
Milliyetçilik vatanseverlikse ırkı, dili ve rengi ne olursa olsun her müslüman vatanseverdir.
Vatanı sevmenin bir yolu da insanları sevmekten geçer
Gelelim ülkücülüğe
Haftaya inşallah…