“İYİ Parti’nin Kimliği“ konusunda esasen bir arayışa ihtiyaç yok. Çünkü Partinin kimliği Tüzüğünün “Amaç ve İlkeleri” başlıklı 2. maddesinde ve Parti Programında çok açık bir şekilde tanımlanmıştır.
Fakat halk bu türlü belgeleri pek okumaz. Kitleler için algı en az olgu kadar önemlidir.
Bu bakımdan siyasi bir marka olarak kimliğini tanımlayan ilk bir veya birkaç kavramın kitlelere benimsetilmesi gerekir.
Milliyetçi, demokrat, muhafazakâr, İslamcı, Atatürkçü, Sosyal Demokrat, Demokratik Sol, Kürtçü, Liberal gibi kimlik tanımlayan kavramlar hemen bazı partilerin isimlerini aklımıza getirir.
Bir başka açıdan bakınca da, partinin ismi zikredildiğinde bu kavramlardan hangisi / hangileri hatırlanıyorsa Partinin kimliğini kitleler bu kavramlarla algılar.
İYİ Parti siyaset meydanına çıktığında kendi konumunu “Merkez Partisi” olarak tanımladı. “Merkez” kavramı bir doktrin, bir ideoloji, bir siyasi görüş beyan etmekten ziyade partinin siyasi yelpazenin neresinde konumlandığını gösteriyor.
Türkiye’de geleneksel olarak siyasi partilerin merkezin sağında ve solunda konumlandığı kabul edilirdi. Bu kavramlar eskisi kadar geçerli olmasa da alışkanlık devam ediyor. Hala merkeze yakın olanlara merkez sağ ve merkez sol tabirleri kullanılıyor.
Merkeze uzak ama sağda olan Saadet Partisi “muhafazakâr, İslamcı” kavramlarıyla tarif edilirken, Milliyetçi Hareket Partisi mevcut politikaları ile merkeze yakın AKP’ye adeta eklemlenmiş de olsa, hala “milliyetçi” kavramı ile özdeşleşmiştir.
Ak Parti de başlangıçta merkeze yakın bir yerde konumlanmıştı. Ağırlıklı olarak “milli görüş” geleneğinden gelenlerin oluşturduğu yapı, merkez sağ ve merkez solu içine alan bir söylemle başladı. İçine 2. Cumhuriyetçi, liberal sol görüşte olanları da aldı. Fakat hiçbir zaman solcu ve liberal kabul edilmedi.
AKP’nin fikri yapısında hep “muhafazakâr, İslamcı” yönü ağırlık bastı. Bunda cemaat ve tarikatlara yaslanan teşkilatlanması çok etkili oldu. “Kürtçülük” yapan organizasyonlarla bile yakınlık kurdu. Fakat çıkmaz sokağa girildiğini görünce Türk milliyetçiliğine doğru yelken açan bir söylem geliştirdi. “Milliyetçilik = ırkçılık = kavmiyetçilik = günah” iddiasındaki çekirdek kitlesi yüzünden, halk “milliyetçi” kimliğini de Ak Parti ile özdeşleştirmedi.
İYİ Parti’yi tarif eden kavramların da onun genetiğine uyması yani tüzüğündeki ilkeleri yansıtması gerekir. Aynı zamanda bu kavramların başka bir partinin devamı veya kopyası olmadığını gösteren, partiyi geniş kitlelerle de buluşturan sıfatlar olması icap eder.
*******************************
İYİ Parti’nin Amaç ve İlkeleri
İYİ Parti’nin kimliğini tanımlayan kavramları tüzüğündeki “Amaç ve İlkeleri” maddesinden çıkarabiliriz. Bu maddede yer alan başlıca kavramlara bir göz atalım:
Türk Milletinin ülkesi ve devleti ile bölünmez bütünlüğünü korumak.
Atatürk ilkeleri ve kurucu iradeye bağlılık.
Anayasanın ilk dört maddesindeki temel niteliklere sahip çıkmak.
Demokrasi, insan hakları, adalet, eşitlik, özgür düşünce, hür irade, liyakat, bağımsız ve tarafsız yargı, denge ve denetim sistemleri gibi demokratik hukuk devletlerinin temel kavram ve ilkeleri ve evrensel değerleri hâkim kılmak.
Milli ve manevi değerlerimizi yaşatmak, Siyasetin ahlak zemininde yapılmasını sağlamak.
Hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, çok partili demokratik parlamenter demokrasi,
Laiklik.. İfade, inanç, din, vicdan ve teşebbüs hürriyeti,
Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Mevlana ve Yunus Emreler’in anlayış ve felsefesi ile
Çağdaş gelişmiş ülkelerin ittifakla kabul ettiği evrensel değerleri yaşamak ve yaşatmak.
Bilim, sanat, estetik gibi medeni değerleri uluslararası ölçekte geliştirmek…
***
İşte bu kavramlardan marka özelliği gösteren kısa bir tanım veya özlü bir slogan çıkarmak gerekiyor.
Burada zikredilen kavramların Ziya Gökalp’in “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” şeklinde ifade ettiği doktrine akrabalığını hemen hissedebiliyoruz. Tabii aynı sloganı kullanmak tam doğru olmaz. Reklamcılık tekniği açısından da yeni bir slogan bulmak gerekir.
Area Araştırma Şirketinin anketine göre, İYİ Parti seçmenlerinin yüzde 43,2’si partiyi Milliyetçi olduğu için; yüzde 43,1’i Atatürkçü; yüzde 7,4’ü Muhafazakâr; yüzde 6,3’ü de Sosyal Demokrat olduğu için tercih ediyormuş.
Prof. Dr. İskender Öksüz‘ün, buradan vardığı sonuç şu: “Seçmen İYİ Parti’nin yerini tayin etmiş, onun zihninde ve gönlünde yerleştiği alan belli: Türk Milliyetçiliği ve Atatürkçülük.”
“Atatürk de bir apaçık, düpedüz Türk Milliyetçisi olduğundan”, İYİ Parti’nin oturduğu fikri zemini tanımlamak için sadece “Türk Milliyetçiliği” kavramı kullanılabilir.
Elbette bugün İYİ Partililer gibi Ak Partinin, CHP’nin ve MHP’nin seçmenlerinin de önemli bir kısmı Türk Milliyetçisi ve Atatürkçüdür. İYİ Parti seçmenlerini oluşturan kitle, daha önce oy verdikleri parti hangisi olursa olsun, tamamına yakını Türk Milliyetçisidir, Atatürkçüdür.
Ancak İYİ Parti Tüzüğünün “Amaç ve İlkeleri” maddesinde demokratik hukuk devleti ve çağdaş değerlere verilen ağırlık dikkate alınınca, kimlik tanımında bu kavramların da bulunması doğru ve faydalı olacaktır.
“Demokrat” kavramının içine adalet, hukukun üstünlüğü, adil yargı, parti içi demokrasi, kuvvetler ayrılığı gibi kavramlar yerleştirilebilir.
“Çağdaşlık” kavramının içine de eğitim, bilim, üretim, sanat, insan hakları, yönetişim, dünya ölçekli rekabetçi ekonomi, özgürlükçü siyasi anlayış, gelişmiş ülkelerin ortaklaşa kabul ettiği evrensel değerler ile uluslararası camiaya her alanda katkı sunma hedefleri alt başlıklar olarak konulabilir.
Bu kavramları kullanan İYİ Partililerin, kavramların kendilerine yüklediği sorumluluk ve görevi yerine getirdikleri her açıklama, tavır ve eylemleri, halkın bu kavramları parti kimliği olarak benimsemesine sebep olacak.
İYİ Parti Milliyetçi – Demokrat – Çağdaş kimliği ile siyasi yelpazede tam da konumlanmak istediği Merkeze yerleşebilecektir.